Kur’an açısından eĞİTİM; özel bir vesilesiyle-1
Eğitim önemli…
Hem de ‘çok ama pek çok önemli’ diyelim…
Allah bizleri değişik vesilelerle ve değişik imtihanlarla eğitiyor…
Kur’an ayı Ramazan vesilesiyle birçok şey hatırlandığı gibi ‘eğitim’ de hatırlanmalı…
*
Evet, çok önemli…
Önemine binaen eğİtİm de hatırlanmalı…
Hatırlandıktan sonra da mutlaka ama mutlaka gereği de yapılmalı…
Bu yapılırken de her şey gibi EĞİTİM de Kur’an açısından ele alınmalı…
*
‘Hatırlanmalı’ demişken…
Bu konuda 11 yıl önce yazdıklarımızı hatırladık…
“ADİL DÜZEN’DE EĞİTİM” başlığı altında yazdıklarımızı hatırladık…
Dün vesilesiyle EMEK üzerinde durduk; bugün birçok vesileyle EĞİTİM diyelim…
*
‘Vesile’ demişken…
Vesile olarak da bir değil birkaç vesile var…
En önemlisi; beşikten mezara kadar ilim talep etmenin FARZ olması…
Her okuyucunun kendi durumuna göre vesilesi var; herkes kendi vesilesini düşünsün...
***
Bu girizgâhtan sonra konumuza geçelim ve Kur’an ayeti ile başlayalım…
Kur’an’da “Ve kul; Rabbî, zidnî ilmen / Ve de ki; Ey Rabbim, benim ilmimi artır!” buyruluyor. (Taha, 20/114) İşte böyle dememiz ve bunun gereğini yapmamız gerekiyor…
Rabbim, beni ilim olarak ziyadeleştir deniyor.
Böyle dua et demek, böyle olması için de amel et demektir.
O halde ve bu vesileyle bunu nasıl yapacağımızı da hatırlatmamız gerekmekte…
Hazreti Peygamber “Talebu’l-ilmi feriydatün ala külli müslimin” (İbn Mace) buyuruyor; o halde beşikten mezara kadar bu farzı yerine getirmek üzere ilim talep edilmeli...
Yine Hazreti Peygamber diyor ki: “Ya alim ol, ya talebe ol, ya dinleyenlerden ol, yahut bunları sevenlerden ol; beşincisi olma, helak olursun.” (Taberani, Beyhaki)
Bu gibi hadisler Kur’an’ın “Ve kul; Rabbî, zidnî ilmen / Ve de ki; Ey Rabbim, benim ilmimi artır!” emrinin beyanı olduğu için bu hadislere göre amel etmemiz bize farzdır.
***
İlİm talep/tahsİl etmemİz İçİn neler yapmalıyız?
Önce beş vakit namazları beraber kılacağız. Beşikteki bebek ve çocuk da, yaşlı nine ve dede de mescide gelecek. Gelemiyorlarsa, beşik veya karyolasıyla gelecek ve mescitteki sohbetlere katılacak. Mescitte okunan Kur’an’ı kendisi okuyacak veya kendisi dinleyecek...
Ne var ki bu ilim değil irfandır. Kulaktan duyularak, gözle görülerek, birlikte hareket edilerek öğrenilir. Büyükler yaparken gençler de görerek öğrenirler...
Bu yeterli değildir. İlim tahsil edilecektir. Daha çok bilenler daha az bilenlere öğreteceklerdir. O halde herkesin aynı zamanda bir öğretmeni olacak, herkes aynı zamanda birinin hocası olacaktır. İkili tedris yapılacaktır...
Okunacak ilimlerin kitapları telif edilecektir. Bilgisayarlarda dersler hazırlanacaktır. Kişi bugün kitaptan ve bilgisayardan öğrendiği dersi ertesi gün öğrencisine öğretecektir. Ders verecektir. Bu şekilde bir tedris hem öğretmeni hem öğrenciyi yetiştirir. Öğrenci ve öğretmen birlikte bir konuyu çözemezlerse, o zaman öğretmenin öğretmenine soracaktır. Öğrenci dersi böylece kıdemli öğrenciden alacaktır. İmtihanları ise en yüksek seviyede olan öğretmenler yapıp icazet vereceklerdir. Bunu yapmak için herkes kendisine bir öğretmen seçer, birisinin de öğretmeni olur... (DEVAMI VAR)