Sömürüyorum; ben kapitalizm! Ve TEDAVİ-14
Bu yazılar Prof. Dr. Necmettin Erbakan HOCAMIZI anma; anmanın ötesinde O’nu anlama, O’nu anlatma ve hayatı boyunca yapmaya çalıştıklarını ve yaptıklarını O’nun bıraktığı yerden devam ettirmemiz gerektiğini hatırlatma yazılarıdır…
13 yazıdır yazmakta olduğum “Sömürüyorum; ben kapitalizm! Ve TEDAVİ” başlıklı yazılar da O’nu anma ve anlatma yazıları olup O’nun TEŞHİS ve TEDAVİ metodu ile yazılan yazılardır… ŞUBAT ayında Erbakan Hocamızı anmaya ve anlamaya iyice odaklanalım… Erbakan metodu ile TEŞHİS ve TEDAVİYE devam…
Bugün bazı akademisyenlerin teşhislerine bakalım… Bana ulaştırılan haber başlığı şöyle: “Kapitalizme Reset Atma Zamanı...” Prof. Dr. Emre Alkin, Prof. Dr. Işın Çelebi ve Dr. Mahfi Eğilmez, kapitalizmin çıkmazlarını ve yeniden yapılanma ihtiyacını masaya yatırmışlar. Haber “Dünya kötü bir noktaya geldi; kapitalizmde düzenleme şart” başlığıyla sunuluyor… Bir üniversitenin gelenekselleşen “Çarşamba Buluşmaları / Ekonomi Söyleşileri” bu hafta, “The Great Reset’: Kapitalist Sistemin Ateşle İmtihanı” başlığıyla düzenlenmiş…
“BÜYÜK SIFIRLAMA EPEY ZAMANDIR GÜNDEMDE”
Dr. Mahfi Eğilmez, Kapitalizme reset atma veya büyük sıfırlama olarak adlandırılan konunun epey zamandır gündemde olduğunu belirterek şu bilgileri verdi: “Bunu formüle eden kişi, Dünya Ekonomik Forumu’nu düzenleyen Klaus Schwab. Küresel kriz ve Covid-19 salgını sonrasında kapitalizmin mevcut haliyle devam edemeyeceği, bir şekilde sıfırlanması ve yeniden başlaması gerektiğini savunuyorlar. IMF benzeri bir kurumun bütün bu sistemi organize etmesini istiyorlar. (..) Sıfırlamak demek, başa dönmek demek. Kapitalizmin başına niye dönelim? Kapitalizmin başında birçok sorun vardı; çocuk işçiler vardı, asgari ücret yoktu… Sıfırlama o döneme dönmek ise rezalet bir şey.”
“FİNANSAL BALON PATLARSA BÜYÜK KRİZ OLABİLİR”
Prof. Dr. Işın Çelebi ise dünyada bir finansal balon bulunduğunu ve patlaması durumunda 1929’dan daha büyük bir kriz olabileceğine dikkat çekerek şöyle dedi: “Hisse senedi fiyatlarında köpük oluştu. Bunun da etkisiyle dolar milyarderi olanlar milyarlarına milyar katıyorlar. Çalışan kesimin ücret gelirlerinde büyük bir kayıp var. Dünya Ekonomik Forumu’ndan Klaus Schwab, değişim ihtiyacını seslendirmekle görevlendirildi. Böyle bir dünya düzeni varken reset lafı palavra. Schwab, İsviçre’nin bir kayak kasabasında dolar milyarderleriyle toplantılar yapıyor. Oysa müthiş bir eşitsizlik var. Emeğin içinde bulunduğu durum büyük bir eşitsizlik doğuruyor. Ücret gelirleri geçen yıl 3.3 trilyon dolar kayba uğramış. Emeğe değer veren, baskıcı değil, insanları destekleyen bir düzene ihtiyaç var.”
Prof. Dr. Süleyman Seyfi Öğün’ün “Sermaye kavgaları” başlıklı yazısında yazdıkları ile devam edelim (Yeni şafak, 4 Şubat, Perşembe). Yazının açıklama yapıyor: Burada, hususen Japon düşünür Karatani’den mülhem olarak çeşitli vesilelerle “devlet”, “ulus” ve “sermaye” bağlamlarında yatan çelişkiler ve gerilimler üzerinde durmaya çalışıyoruz. Hatta kimyadan ödünç aldığımız bir benzetme ile devletin “katı”, ulusun “sıvı” sermayenin ise “gaz” forumunda olduğuna işaret ediyoruz. Statik ve dinamik ölçüler üzerinden hareket ettiğimizde, bu üçlü arasında en statik olanın devlet, daha az statik olanın ulus; nihâyet en dinamik olanın sermaye olduğu da aşağı yukarı çıkarsanabiliyor. Devlet ve ulus, egemenlik odağında gerilimli ilişkilere sâhiptir...” Sonra sözü Sermaye’ye getiriyor ve diyor ki: “Eğer Sermaye odaklı bakacak olursak, bunun devlet veya ulus aklı ile yer yer örtüştüğü, lâkin bunun genel geçer olamayacağına sık sık vurgu yapıyoruz. İçinde bulunduğumuz asırda Sermaye ile ulus ve devlet arasındaki çatlakların alabildiğine büyümüş olduğuna da şâhit olmaktayız. Hâsılı Marx’ın en büyük yanılgılarından birisinin, devleti “sermaye tahakkümünün basit ve bağımlı değişkeni” olarak değerlendirmesi olduğuna da defalarca işaret etmiş olduğumuzu hatırlıyorum. Bu yapılar görece özerk yapılar ve herhangi birisi ihmâl edilerek yapılan veya yapılacak değerlendirmelerin hata vermesi kaçınılmaz.”
Kaldığımız yerden devam edeceğiz…