REFAH PARTİSİ'NİN
SİSTEM İÇİNDE YAPTIĞI YANLIŞLAR VE
ŞERİATA GÖRE YAPILMASI GEREKENLER
BİRİNCİ YANLIŞ
Refah Partisi, 24 Aralık Seçimleri'nin hemen ardından hükümeti kendilerinin kuracağını ilân etmiştir. Bu yanlıştır. Sayın Erbakan, bunu ekseriyet sistemi mantığı ile benimsemiştir. Oysa, Adil Düzen olarak kendi koyduğu prensipler içinde ekseriyet sistemi yoktur. Uzlaşma vardır. Bu görüş Şeriata aykırıdır. İslâmiyet'te ekseriyet sistemi yoktur.
DOĞRUSU
Bu ülke bütün milletindir. Bütün partiler bir araya gelerek ortak bir program üzerinde uzlaşmalıdırlar. Sonra, iktidarı kendi aralarında paylaşmalıdırlar. Meclis, toptan bütün hükümeti değil, ayrı ayrı bakanları denetlemelidir. Başbakan, sadece hakemlik görevini yüklenmelidir. Her bakan, yaptığı icraatlardan bizzat kendisi sorumlu olmalıdır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ilk kurulduğunda bu sistem uygulanmış ve hem demokrasinin hem de başarının şahikalarına çıkılmıştır.
Sayın Mesut Yılmaz, 'Millî Mutabakat Hükümeti' derken; Sayın Bülent Ecevit, yetkisiz başbakanlığı önerirken, Şeriatın bir yanına yaklaşmışlardır.
Refah Partisi, baştan bunu önermeli ve bu görüşe katılacak olan partilerle koalisyon yapmalıydı. Bu öneriye katılmayan partileri de kendi hallerine bırakmalıydı.
Sayın Erbakan ne yazık ki, 1991 seçimleri öncesinde kendisine önerdiğim Şeriatın bu hükmünü dile getirmekten ısrarla kaçınmıştır.
"Yeryüzünde olanların çoğuna uyacak olursan,
seni Allah yolundan uzaklaştırırlar." (En'âm[6];116)
*
İKİNCİ YANLIŞ
Refah Partisi, koalisyon görüşmeleri başlamadan önce, "Başbakan kesinlikle Erbakan olacaktır" şeklinde bir iddia ile ortaya çıkmıştır. Bu şeriata aykırıdır. Görev istenmez, verilir. Görev, Şeriatça verilir.
DOĞRUSU
Başkan, % 5'ten fazla oy alan parti başkanları tarafından ittifakla seçilmelidir. Başbakan sadece hakem olmalı ve Devlet Başkanı tarafından atanmalıdır.
Bugünkü Anayasa hükümlerine ve teamüllerine uymak için bakanlıklar dont sistemi ile bölüşülebilirdi. En çok oy alan parti, yetkisiz başbakanlığı tercih edebilirdi. Bakanlıklarda ise, sonunda kendisine sıra gelirdi.
"Allah'a itaat ediniz ve Resul'e ve sizden olan
(sizin ittifakla seçtiğiniz) emir sahibine itaat ediniz." (Nisa[4];59)
*
ÜÇÜNCÜ YANLIŞ
Refah Partisi, hiçbir önşart koşmadan, herkesle koalisyon yapacağını ilân etmiştir. Bu Şeriata aykırıdır. Refah Partisi'nin misyonu Adil Düzen'dir. Halkın beşte biri bu düzeni istiyor. İktidar hevesi için Adil Düzen terkedilemez.
DOĞRUSU
Refah Partisi, 'Adil Düzen'i uygulamak için iktidara talip olmuştur. Hangi parti Adil Düzen'in uygulanmasına daha çok imkân verirse, o parti ile birlikte koalisyonun kurulması tercih edilmeliydi. Bu durum, görüşmelerle belli olur.
Refah Partisi;
"Biz çözüm iktidarı olmak istiyoruz. Kendi çözüm önerilerimizi ortaya koyuyoruz. Karşı tarafın çözüm önerilerini de dinlemeye hazırız. Eğer bizden daha iyi çözümler gelirse, bu önerileri kabul etmeye hazırız. Eşit seviyede çözümse, yine uyarız. Ancak, biz çözümsüzlük içinde bir hükümet kurmayız. Biz, Adil Düzen'i ortaya koyarak sizinle uzlaşmak istiyoruz."
demeliydi.
"Onların hevalarına uyma." (Mâide[5];77)
"De ki;
Allah tarafından bunlardan daha iyi çözüm getirin,
ben ona uyayım." (Kasas[28];49)
*
DÖRDÜNCÜ YANLIŞ
Refah Partişi; "Gelin, sizin programınızı uygulayalım!" demiştir. Bu Şeriata aykırıdır. Çünkü onların programları yoktur, sadece temennileri vardır.
DOĞRUSU
Refah Partisi;
"Sizin programınızda bizim iştirak etmediğimiz konular % 10 oranında bile değildir. Biz onlar konusunda da taviz verebiliriz. Bu bakımdan programlar arasında büyük farklılıklar yoktur. Programlarda ne yapılacağı yazılıdır, ancak nasıl yapılacağı yazılı değildir. Biz, şimdi hükümet programında bunların nasıl yapılacağını yazacağız.
Siz öneriler getireceksiniz; biz de öneriler getireceğiz. Uzlaşmalar olursa, uzlaştığımız konuları uygulayacağız. Uzlaşma olmazsa, her bakan kendi alanında kendi görüşlerini uygulayacaktır.
Başarı ve uygulamalar kontrol edilecek; olumlu sonuç varsa uygulamaya devam edilecek, yoksa uygulamadan vazgeçilecektir. Sonuçların olumlu olup olmadığına hakemler karar vereceklerdir."
demeliydi.
"Onlar vadilerde hayal kurar,
yapmadıklarını söylerler." (Şuarâ[26];225,226)
*
BEŞİNCİ YANLIŞ
Refah Partisi, kollektif yönetim önermiştir. İslâmiyet'te kollektif sorumluluk yoktur. Dolayısıyla kollektif yetki de yoktur. Bir kimse görevinden azledilebilir, ama görevine müdahale edilemez.
DOĞRUSU
Her bakan, kendi bakanlığında tam yetkilidir. Sorumlu da kendisidir ve bu sorumluluk kişi ve kuruluşlara karşı değil, Şeriata yani hukuka karşıdır.
Bakan, mevzuata aykırı hareket ederse, partiler hakemlere gider ve gerekirse bakanlıktan düşürebilirler. Mevzuata uymakla birlikte başarısız olursa, onu atayan parti başkanı veya başbakanın önerisi ile devlet başkanı görevden alabilir. Ama hiç kimse bakanın görevine müdahale edemez.
Başarı kriterleri hükümet programında yer alır. Bu kriterler, taahhütlerdir. Taahhütleri yerine getiremeyen bakan, hakem kararı ile bakanlıktan düşürülür.
"Aralarında ayrılıklardan korkarsanız,
onun ehlinden bir hakem,
diğerinin ehlinden bir hakem gönderin." (Nisa[4];35)
*
ALTINCI YANLIŞ
Refah Partisi, dönüşümlü başbakanlığı kabul etmiştir. Bu Şeriata aykırıdır.
Başbakanlık bir kamu görevidir. Hiç kimsede, kamu görevini devretme yetkisi yoktur. Bu tür anlaşmalar bâtıldır. Bunu, atama yetkisi olan cumhurbaşkanı bile yapamaz. Çünkü cumhurbaşkanı geleceği ipotek altına alamaz. O, sadece devletin bugünkü işlerini tedvirle yetkili ve yükümlüdür. Gelecekte kimin yetkili olacağını kimse bilemez.
Bu ilkeden hareket ederek; "Atatürk ilkeleri üzerine yemin edilemez" diyoruz. Kurucu cumhurbaşkanı, gelecekteki cumhurbaşkanlarını ve parlamentoyu ipotek altına alamaz. Bu, herkes için geçerlidir. Hiç kimse kendisini köle yapamaz. Anlaşma hakkından, temel hak ve özgürlüklerinden vazgeçemez.
DOĞRUSU
Dont sistemine göre, başbakanlık birinci olan partiye verilmelidir. Ya da, cumhurbaşkanı başbakanı atamalıdır. Koalisyona katılan partilerden biri çekilir veya yenisi katılırsa, yeniden dont sistemi uygulanarak bakanlıklar bölüşülür. Böylece başbakan değişebilir. Yahut, diğer bakanlar gibi hakem kararı ile başbakanlık düşebilir.
"O ilim ve güç (oy) sahibidir." (Bakara[2];247)
*
YEDİNCİ YANLIŞ
Parti başkanı hükümet dışında kalamaz. Bu Şeriata aykırıdır. Bu, yetkili olup sorumlu olmama demektir.
DOĞRUSU
Parti başkanları, başbakan yardımcısı olarak kabinede yer almalıdırlar. Görüşmelerde oy sahibi olmalıdırlar. Kararlar birlikte alınmalıdır.
Şeriatta istişâre şarttır. Karar, istişâre sonunda hemen alınmalıdır. İstişâreden sonra meclis terkedilirse ve istişâre heyeti dışındaki kimselere danışılırsa istişâre bâtıl olur.
"Onlarla (bütün temsilcileri ile) istişâre et." (Âl-i İmrân[3];159)
*
SEKİZİNCİ YANLIŞ
Refah Partisi, bakanlıkları pazarlıkla bölüşmüştür. Bu meşru değildir. Bakanlık da başbakanlık gibi kamu hizmetidir, bundan dolayı devredilemez. Bakanlıkların pazarlık konusu yapılması, Şeriata aykırıdır. Bu sebeple koalisyon kurulamamıştır.
DOĞRUSU
Dont sistemine göre, bakanlıkların seçme sırası belirlenmeli, koalisyona katılan partiler sıraları geldikçe bakanlıkları seçmelidirler. Hangi bakanlıklara hangi genel müdürlüklerin bağlanacağı, seçmelerden önce birlikte belirlenmelidir. Taraflar arasında anlaşma sağlanamazsa, Cumhurbaşkanı tercih yapmalıdır.
"De ki, devletin sahibi sensin.
Sen iktidarı (Şeriatınla) istediğine verirsin,
istediğinden alırsın." (Âl-i İmrân[3];26)
*
DOKUZUNCU YANLIŞ
Refah Partisi, koalisyon görüşmelerini kapalı olarak yapmıştır. Kamu adına yapılan görüşmeler, herkesin yani halkın önünde ve açık olarak yapılır. Açık görüşmelerde kamu baskısı vardır. Kapalı görüşmeler, Şeriata aykırıdır.
DOĞRUSU
Görüşmeler herkesin önünde yapılmalıdır. Halk, kimin neyi savunduğunu ve ne istediğini açıkça bilmelidir. Görüşmeler kayıtlara geçmelidir. Halk ancak bu açıklığa göre denetleme imkânını bulabilir. Kapalı görüşmelerin denetlenmesi mümkün değildir.
"Kapalı görüşmelerin çoğunda hayır yoktur." (Nisa[4];114)
*
ONUNCU YANLIŞ
Koalisyon protokolü ilmî yolla kritik edilmemiştir. İlmî kritik yapılmaması, Şeriata aykırıdır.
DOĞRUSU
Aşağıda son maddede sayacağımız acil sorunlara değinilmemiş ise, bunların eksik bırakıldığı belirtilmeli ve kamuoyuna duyurulmalıydı. Değinilmiş ise, sıralanıp bunların acil problemler olduğu ve çözülmesi gerektiği belirtilmeliydi.
Problemler teker teker ele alınmalı ve çözüm önerilerinin olup olmadığı ortaya konmalıydı. Konmamışsa, konmadığı belirtilmeli ve programın eksik olduğu hatırlatılmalıydı.
Çözüm önerileri konmuş olanlardan yanlış ve eksik olanlar var idiyse, onlar ele alınıp kritik edilmeli ve yanlışları gösterilmeliydi.
*
ONBİRİNCİ YANLIŞ
Grup kararı ile red oyu verilmiştir. Grubun milletvekili oylarına ambargo koyması yanlıştır. Ancak iktidarın lehine grup kararı alınabilir. Bu da iktidarın oluşması için yapılır. İktidarın aleyhine grup kararı alınamaz.
DOĞRUSU
Milletvekilleri kabul, red veya çekimser oy kullanmada serbest bırakılmalıdır. Böylece iktidar küçük bir partinin oyuncağı olmaktan çıkarılır. Ancak yeni iktidar için anlaşma olursa, ondan sonra iktidarın düşürülmesi için grup kararı alınabilir.
*
ONİKİNCİ YANLIŞ
Azınlık hükümetine izin verilmemiştir. Bu, Şeriata aykırıdır.
DOĞRUSU
Refah Partisi;
"Biz azınlık hükümetini de destekleriz. Ancak bize açık taahütlerle geliniz. On ay içinde neler yapmayı düşünüyorsunuz? Biz on ay içinde yapacaklarımızı taahhüt ediyoruz. Başaramazsak gideriz, siz gelirsiniz. Siz de taahhütlerinizi yapın; başaramazsanız gidersiniz, biz geliriz. Öncelik sizin olabilir."
demeliydi ve
şunları taahhüt etmeliydi:
TAAHHÜTLER
1- Bir yıl sonunda, bir yıldan daha fazla sürmüş bir mahkeme kalmayacaktır.
2- Niza dolayısıyla % 1'den fazla işyeri çalışmaz durumda olmayacaktır.
3- Bir ay içinde terörden ölenlerin sayısı, şimdi ölenlerin beşte birine inecektir.
4- Çevre Vakfı kurulmuş ve faaliyete geçirilmiş olacaktır. Evlilik ve cinsel ilişkiler mevzuatı meclise sevkedilmiş olacaktır.
5- Enflasyon % 10'ların altına indirilecektir.
6- Sosyal Güvenlik Kanunu, altı ay içinde meclise sevk edilecek, kabul edildikten sonra üç ay içinde herkes primsiz olarak sigortalanmış olacaktır. Kurum kendi kendine yeterli hâle gelmiş olacaktır.
7- Bütçe gelirleri en az iki misli arttırılacak ve 'Denk Bütçe' meclise sevk edilecektir.
8- KİT'lerin % 80'i özerkleştirilecek ve hisse senetleri halka arzedilmiş olacaktır. Yönetime karışmamak şartı ile, yabancılar ve büyük firmalar da istedikleri kadar hisse senedi alabileceklerdir.
9- Borçların % 80'i tasfiye edilecektir.
10- Fert başına Millî Hasıla, buğday değeri ile % 5 arttırılacaktır.
Yukarıdaki taahhütlerin en az yarısı bir yıl içerisinde gerçekleştirilemezse, hükümetten istifa edileceği ve kendilerinin geleceği belirtilebilirdi. Kendilerinin taahhütleri de istenmeliydi.
"Biz taahhütlerimizi gerçekleştirirsek sizinle koalisyon kurarız. Siz gerçekleştirirseniz, biz ille de koalisyon ortağı olmak istemeyiz. Azınlık hükümeti olarak sizi desteklemeye devam ederiz." denmeliydi.
"İkimiz de başarısız olursak, o zaman erken seçime gideriz."
şeklinde bir öneri getirilmeliydi.
*
ONÜÇÜNCÜ YANLIŞ
Adil Düzen'in çözümleri ortaya konmamıştır. Sanki, sadece iktidar olmak için pazarlık yapılmıştır. Oysa, görüşmeler tebliğ amacı ile yapılmalıdır.
Adil Düzen'in görüşmelerde merkez yapılmaması, Şeriata aykırıdır.
DOĞRUSU
Türkiye, önemli sorunlarla karşı karşıyadır. Bu sorunları çözecek hükümete ihtiyaç vardır. Problemlerin tesbiti ve sebeplerinin ortaya konması, daha sonra 'ADİL DÜZEN'E GÖRE ÇÖZÜMLER'in belirtilmesi gerekir.