24.09.2020
Kahvehaneleri üç günde iflasa sürükler
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye’yi yönetenlerin salgınla mücadele edemediklerini söyledi.
Bu başarısızlığı da bir örnekle açıkladı.
Söylediği kelimesi kelimesine aynen şuydu:
*
Her oyuna yeni iskambil destesi kahvehaneleri üç günde iflasa sürükler
“Kahveler açık... Güzel! Ama kâğıt oynamak yasak! Vatandaş kahveye niye gitsin o zaman? Oysa önlem alabilirsiniz. Dersiniz ki: Her oyunda sıfır, yeni kâğıt açacaksınız. Bitti. Bu kadar basit. Ama bu düşünülmüyor. Akıllarına bile gelmiyor.”
*
Güzel bir öneri...
Fakat önü, arkası iyi düşünülmemiş.
Şöyle ki:
*
- Her oyunda gıcır kâğıt açma zorunluluğuna Las Vegas’taki kumarhaneler bile dayanamaz. Gıcır kâğıda bizim kahveci Hüseyin’in ekonomik açıdan dayanma ihtimali sıfırdır.
Her oyuna yeni iskambil destesi kahvehaneleri üç günde iflasa sürükler
*
- Kemal Bey, James Bond’un Casino Royal filmini izledi mi acaba? O filmde bile her oyunda adamlar gıcır kâğıt açmıyorlardı. Niye açmıyorlardı? Tabii ki filmin bütçesini kabartmamak için.
*
- Ayrıca... Yolu kahvelerden geçen her Türkiye vatandaşı bilir ki... Kâğıt dediğin eski galibiyetlerin ve mağlubiyetlerin izlerini taşıyacak. Gıcır kâğıtla pis yedili oynayamaz bizim millet.
*
İlahi Kemal Bey!
İlk kez etkili bir muhalefet yaptınız.
Ama onda da müsrifliğe kaçtınız.
Yazının tamamı için tıklayın
Yorum:
En önemli sorunlar: futbol ve kahvehaneler (!)
Allah çarpıyor, anlamıyorlar.
2020’de her şey değişti. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Ya dünya kendini düzeltecek ya da dünya batacak.
Başka bir tufana gerek yok.
Karşılıksız para sistemi artık çöktü, can çekişiyor. Yerine Adil Düzen ekonomisini getirme zamanı geldi ama takan yok. Can çekişen ekonomik sistemlere palyatif tedaviler yapmaya çalışıyorlar.
Kahvehaneler, futbol ve bilumum spor oyunları karnını zor doyuran insanların ilgi alanından uzaklaşıyor.
Allah diyor ki “siz boş işleri bırakın, bırakmazsanız ben bıraktıracağım”.
Bunu anlamıyorlar, anlamak istemiyorlar. Hala eski düzen devam etsin istiyorlar.
İşçilik sistemi çöktü, ortaklık sisteminden başka seçenek yok.
Primli sigortalar işe yaramayacak.
Sabit maaşlar ödenemeyecek.
Gelir vergisi çalışmayacak.
Yalnızca ve yalnızca ortaklık sistemiyle çalışan Adil Düzen kurtarabilir tüm dünyayı.
Bunu görmezden gelmek çare değildir. Tam tersine ilgilenmek gerekir.
Devasa hastaneler, köprüler, havaalanları ile ekonomi düzelmez. Allah nasıl da boş bıraktı havaalanlarını tüm dünyada. Hastaneler nasıl da tıka basa şifa bulamayan hastalarla dolu, giderek daha da yetmez hale geliyor. Tarım nasıl da bocalıyor. Bu kadar verimli topraklara sahip ülkemizin dünyanın en çok buğday ithal eden ülkesi olması içler acısı değil mi? Yunanistan’dan pamuk ithal etmemiz ise işin en acınası hali değil mi?
Temiz tarımın aslında hastanelere ihtiyacı azaltacağını anlamıyorlar mı?
Tüm meselemiz şimdi futbolu, kahvehaneleri kurtarmak mı?
Adil Düzen gelmeden ekonomi düzelmez. Gerçek üretime dayalı ekonomi Adil Düzende vardır. Karşılıksız para basmaya dayalı ve bunun sonucu olarak faize dayalı olmak zorunda olan mevcut ekonomik düzen nereye kadar götürecek sizi? Düşük faizli konut kredileri ile mi ekonomiyi şahlandıracaksınız?
Çözüm gayet açıkken bu kadar çaba niye?