ED- Akdeniz. petrolü ile en kıymetli bir yerdir. Akdeniz ona kıyısı olan ülkelerin doğal hakkıdır. Akdeniz’de petrol gemileri bulunduranlar ise başkalarıdır. ABD, Akdeniz petrollerini kendi şirketlerine vermek istiyor, savaş bundan dolayıdır. Petrolle dünyaya hükmetmek istiyorlar.
SK- Adil Düzen İnsanlık Anayasası’na göre tüm doğal kaynaklar insanların ortak malıdır. Devletler beşte bir paya sahiptirler. Güvenlik hizmetlerini yaptıkları için toprak kirası olarak beşte birini almaktadırlar. Kalan beşte dördü ise üreticilere ait olup istedikleri yerde satma hakkına sahiptirler. Gümrüklerde kotalar yoktur, vizeler de yoktur. Ancak güvenlikten yararlanabilmesi için ülkede bulunan vatandaşlardan birisinin ona güvence vermesi gerekir. Kişi bir yabancıya güvence verince onun dayanışması da güvence vermiş olur. Böylece yeryüzünde bulunan herkes her yerde şartları gerçekleştirdiği zaman hiçbir resmi izne gerek kalmaksızın üretim yapabilir.
Akdeniz ile Karadeniz, Hazar Denizi ile birlikte bir iç denizdir. Ortak bir statüye sahip olması gerekir. Suları bu denizlere dökülen ülkelerin devletleri, devletlerinin halkı bu denizlerde hiçbir yerden izin almaksızın işletmeler kurabilir dünyada istediklerini kendilerine ortak edebilir. Sadece ürünün eşte birini o ülkenin devletine vergi olarak verir. Bu usul getirilmedikçe ne Suriye sorunu ne de Akdeniz sorunu çözülür.
UÇAK GEMİSİ
ED- Akdeniz’de Fransa Yunanistan’ı desteklemektedir. Gizli görüşmeler de yapılıyor. Türkiye’ye karşı çaba vardır. Biz birleşmemizle uğraşıyoruz.
SK- Fransa ile Yunanistan değil Sermaye Türkiye ile uğraşıyor. Basın ve yayın, olmayanı olmuş gösteriyor. Birisi Dolar alıyor, Sermaye’nin istediğini söylüyor, bunu basın söylüyor. Yayın onları yazıyor. Bizim bunları duymamız ama bunların boş sözler olduğunu bilmemiz ve anlatmamız gerekir.
GİZLİ MASA
ED-Dünya üç gruptadır. İngiltere, Türkiye ve Çin bir grup, İslam ülkeleri bir grup ve ABD AB bir grup.
SK- Bu gruplanmalar Sermaye’nin fatura gruplanmalarıdır. Başka gruplanmalar yapmaktadır. O gruplanmalar bilinmesin diye göstermelik gruplanmaları ortaya koymaktadır. Sermaye’nin gruplandırması başta İslam alemiyle Hristiyanlığı bölmeye dayanır. Önce Hristiyanlarla Müslümanları bölerek iki küçük cephe oluşturma, bunlar arasında savaş çıkarma, arkasından Rusya ile Avrupa Birliği’ni devreye sokmak ardından da Çin ve ABD’yi devreye sokmaktır. Görünürde Çin ile ABD savaşacak, sonunda Sermaye ikisine hükmedecek. Sermaye’nin bu savaşı çıkarma gücü yoktur. Çıkarsa bile sonunda galip olan İslamiyet ve Hristiyanlık olacaktır.
FIRTINA
ED-Trump veya Biden bir şey değişmez asıl patron Koch’tur. Londra, ABD, AB üçlüsü arasında çatışma var.
SK- Sermaye’nin bir kısmı dünyaya savaşla hakim olmak istiyor. Rockefeller bu gruptandır. Bir kısmı ise savaşsız Dolar ile hakim olmak istiyor bundan dolayı araları açılmıştır. Şimdi birleşme yollarını aramaktadırlar yahut derin Sermaye aramaktadır. Bu Koch’tur veya başkasıdır, değişmez ancak bu birleşme gerçekleşmeyecektir. Ancak bunlar Tevrat ve Kur’an’a karşı gelmekten vazgeçip ortaklık düzenini benimserlerse bu birlik gerçekleşebilir. Sermaye sermayesiyle güçlü kalır ama tekelleşemez. Hele dine, ilme ve siyasete hiçbir zaman hükmedemez.
NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.
Yorum:
Gruplar
Derin Sermaye, başlangıçta İslam ve Hristiyanların arasındaki çatışma ile dünyayı dengede tutuyordu. İslam’ı Sünni ve Şii olarak bölmüştü. Hristiyanlığı da Katolik ve Ortodoks olarak bölmüştü.
Haçlı Seferlerinden sonra Sermaye zengin olunca Katolikleri parçaladı, Protestanlarla çatıştırdı. Sünnileri de Arap ve Acem olarak ayırdı, Şiilere karşılık Vahhabiliği ortaya koydu.
Birinci Cihan Savaşı’ndan sonra resmen ateizmi savundu. Kapitalistler açlıkla, sosyalistler silah zoru ile dünyayı dinsiz ve ahlaksız yapmaya çalıştılar.
1960’taki 27 Mayıs başarısızlığı Sermaye’nin yönünü değiştirdi. Ilımlı İslamiyet politikasına geçti. Türkiye de Erbakan, İran’da Humeyni, Sovyetlerde Gorbaçov, ABD’de Obama güçlü devletler oluşturdular.
Bu arada sanayi inkılabı gerçekleşti. Halk köylerden kentlere taşındı. Tam istihdam sağlandı. Yeni fabrikalara gerek kalmadı. Dolar’a faiz getirecek işyeri bulunamadı. Bugün iki yakadan kriz gelmekte artık emeğe iş bulunamıyor. Derin Sermaye dine olan hâkimiyetini tamamen yitirdi. İlim kaide lehine sonuçlar verir. Siyasiler de kendilerini Sermaye’den kurtardılar artık patronların koruması altında değildirler.