Amerika yanarken aklımdaki sorular
670 Okunma, 0 Yorum
Ahmet Hakan - Hürriyet
Lütfi Hocaoğlu

02.06.2020

İlk üç gün destekledik. Son üç gün de destekliyor muyuz acaba?

Türk Dışişleri “endişe” açıklaması yapmadı mı hâlâ?

Amerika yanarken aklımdaki sorular

“Vandallara biz de karşıyız” diyen eylemciler çıktı mı acaba?

Amerika’nın suçladığı dış güçler arasında Zimbabve’nin olması komik değil mi?

Abdullah Gül, “Evlerinize dönün” açıklaması yapsa... Nasıl olur?

İran ile Çin’in bayağı eğlendiğine bire on bahse girilir mi?

Yağmacılar, Trump’ın oylarını arttırır mı acaba?

Sığınağa saklanmak Trump’ın oylarını azaltır mı acaba?

Bu akşam ‘Missisipi Yanıyor’ adlı filmi izlesem mi?

Yazının tamamı için tıklayın

 

Yorum:

Maslow hiyerarşisi

Bir siyahi eziyet edilerek polis tarafından öldürüldü.

Peki tüm bu olaylar sadece bir siyahi öldürüldüğü için mi çıkıyor?

Elbette hayır.

Öldürülme olayı bardağı taşıran son damladır.

Maslow ihtiyaçlar hiyerarşisini ortaya koymuştur.

En altta fizyolojik ihtiyaçlar vardır: yeme, içme, barınma, sağlık.

ABD’de insanlar bu ihtiyaçlarını karşılayabiliyorlar mı? Öncelikle sağlıklı değiller. Berbat besleniyorlar. İnsanların çoğu fakir. Sağlıklı beslenmeye yetecek gelirleri yok. Çok kötü şartlarda yaşıyorlar.

Bunu sağladınız diyelim, ikinci basamakta güvenlik ihtiyacı var. Kimse işinden emin değil, sağlık güvenliğinden de emin değil. Her şey paraya dayanıyor. Gelirlerinizi bir anda kaybedebilir ve lüks bir yerde yaşarken parklarda yatar hale gelebilirsiniz. Her zaman bir güvensizlik duygusu yaşıyorsunuz demektir. Diğer taraftan can güvenliği de içler acısı.

Kapitalizm sıradan bir insanın bu iki aşamanın üstüne çıkmasına kolay kolay izin vermez. Kendinizi korumak için sürekli başkalarını ezmek zorundasınızdır. Filmlerinde görüyoruz. Kişisel değil deyip geçiyorlar. Yani sana bu zulmü yaptım ama senin kişiliğine değil, sistem böyle gerektirdiği için yaptım diyor ve diğeri de biliyor ki onun yerinde olsa o da bunu yapardı.

Bu nedenle üçüncü aşamaya çıksanız bile çok sevdiğiniz, güvendiğiniz bir arkadaşınız veya aileniz de olmayacaktır zaten. Yani bir topluluğa aidiyet hissetmeniz çok zordur. Bu nedenle tuhaf tuhaf tarikatlara insanlar akın akın katılmakta, kendilerini orada bir nevi güvenlikte hissetmekte ama o tarikatlar da onları sömürmekte ve kullanmaktadır.

Saygınlık aşamasına çıkmak kolay değildir. Zaten çıksanız bile alt kademelere düşmeniz her zaman olasıdır.

Kendini gerçekleştirme aşamasına da herhalde ancak çok çok nadir insanlar çıkıyordur.

Kendini tamamen güvensiz hisseden bir topluluklar böyle olaylarla patlar. Sonunda böyle topluluklar yıkılır. Artık Doların gücü de yetmez ve yıkılmaz sanılan nice imparatorluklara gibi ABD de son bulur.

Adil Düzene gelince çalışsın çalışmasın herkesin fizyolojik ihtiyaçları karşılanır. Zekât müessesesinin kalemlerinden bir kısmı bunun içindir. Adil Düzende insanlar korkmazlar, yarın aç kalacağım diye bir dertleri olmaz.

Adil Düzende herkesin güvenliği sağlanmıştır. Sağlık açısından da korkmazlar. Başlarına bir şey gelmesinden de korkmazlar. Bilirler ki toplulukları onları korur ve suç cezasız kalmayacağı için suç işlemeye kolay kolay kimse cesaret edemez. Bir de suç işlemek için bir sebep yoktur. Zaten yaşamları güvence altındadır. Aç, susuz ve barınaksız kalmayacaklarını herkes bilir.

Adil Düzende herkesin dayanışma ortaklıkları vardır. Zaten herkesin ait olduğu bu dört dayanışma ortaklığı kişinin bu ihtiyacını da karşılar. Kişinin hatalarını da tazmin eder.

Adil Düzende insanlar Kuran ahlakı ile yaşadıkları sürece en yüksek saygınlığa ulaşırlar.

Adil Düzende kimsenin önünde bir engel olmadığı, işler paranın gücüyle değil, ortaklıkla gerçekleştiği için çalışan herkes kendini gerçekleştirebilir. Önü açıktır.

İki uç örneği görüyorsunuz.

Bu kadar anlatıyoruz da niçin kimse ilgilenmiyor, onu da anlamak zor. Dünyada cenneti yaşamak varken niçin çözümler faizde aranıyor, niçin merkeziyetçilik hastalığı halen devam ediyor, niçin güvenliği primli sigortalarda gerçekleştirmeye uğraşıyorlar, Allah biz sabır versin.

 

 

Lütfi Hocaoğlu






Sayı: 571 | Tarih: 31.05.2020
Uğur Dündar
Erdoğan erken seçime giderek önümüzdeki 3 yılı kaybetme
Adil Ortaklık Düzeni
795 Okunma
Hüseyin Bağdatlı
Mehmet Barlas
Hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı bir dünyada sadece
Değişim için son şans
717 Okunma
Tayibet Erzen
Ahmet Hakan
Amerika yanarken aklımdaki sorular
Maslow hiyerarşisi
670 Okunma
Lütfi Hocaoğlu


© 2024 - Akevler