02/05/2020
Bir sokağa çıkma yasağı anısı ve İsviçre ile Türkiye’nin farkı
Eski Türkiye'de koronavirüs salgını falan olmadan da sokağa çıkmak yasaklanabilirdi. Özellikle askeri darbelerde ve nüfus sayım günlerinde sokağa çıkmak yasaktı. Kimse de bu yasağa uymamazlık edemezdi sonunda... Galiba daha uyumlu ve devletten gelen her şeye daha fazla teslimiyetçi yaklaşan bir topluluktuk.
Levent'te bir pazar
Daha önce anlatmıştım. İsviçre'den gelen ve İstanbul'da bir tesis kuracak olan özel sektör bürokratı, Levent'e yerleşir. 1960'ın Levent'i köy ile kasaba arasında sevimli ve küçük bir yerleşim merkeziydi... İşte bu İsviçreli 1960'ın 27 Mayıs Pazar günü eşi ile Levent'te yürüyüşe çıkar.
Halkın ilgisi
Bu İsviçreli çift Levent sokaklarında yürürken çevredeki evlerin pencereleri açılmakta ve yoldan geçen bu çifte yüksek sesle bir şeyler söylenmekte ve eller sallanılmaktadır. İsviçreli çift bu durumdan ötürü çok mutludurlar. "Meğer Türkler çok cana yakın insanlarmış. Yeni gelen komşularına ne kadar içten sevgi gösterisi yapıyorlar" diye karı koca aralarında konuşurlar.
Meğer darbe olmuş
Tamamı için https://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2020/05/02/bir-sokaga-cikma-yasagi-anisi-ve-isvicre-ile-turkiyenin-farki
Yorum:
Dünya nefes alamıyor
Türkiye burası, bir günü diğer gününe uymaz. Siyasi tarihimize bakıldığında çok sert ve hızlı geçişler yaşadığımız görülecektir. Bu hızlı geçişler toplum olarak biz tolere ediyoruz diye mi hızlı yoksa yaşananlar üst üste gelince artık bir aldırmazlık haliyle yaklaşır olduk diye mi?
Ülkede yönetimler değişir, ekonomik krizler olur, darbeler yaşanır, isyanlar çıkar, iç savaş olur ama hayat devam eder.
Bu, dışardan bir hareketlilik ve heyecan gibi gürülse de aslında dışı seni içi beni yakar misali bir haldir bu. Artık iyice yorulduk. Sadece biz değil tüm dünya yoruldu ve artık herkes için köklü bir değişime ihtiyaç var. Bu zulüm düzeninin batması ve yerine Adil Düzen’in gelmesi gerekiyor. Tüm insanlık için bundan başka çözüm göremiyorum.