ŞİRKETLER HEDEF (11.04.2020)

Ergün Diler - Beyaz Saray’da kavga büyüyor. Beyaz Saray Ticaret Danışmanı Peter Navarro Ocak ve Şubat aylarında Trump’a Korona virüsün ABD’ye etkisinin büyük olabileceğini, 500 bin kişinin ölebileceğini, 6 trilyon Dolarlık ekonominin çökebileceğini ve 40 milyon insanın da işsiz kalabileceğini rapor etmişti. Trump bunu ciddiye almadı çünkü Pentagon raporunda bazı şirketlerin zarar görmesini ve ekonominin sallanmasını istiyordu. Navarro, Avrupa’nın, Çin’in ve Japonya’nın tamamen ABD’ye bağımlı olmasını istiyor. Amerika Navarro’nun taleplerine destek veriyor. Büyük Amerika’nın Londro’dan yönetilmesini isteyen güç ise Navarro’ya karşı çıkıyor. Pentagon ABD’nin planlarına engel olabilecek ülkeleri öne çıkarır ve revize planlarını hızlandırır.  Fransa ABD’nin önümüzdeki günlerde hedefi olacak. Deutsche Bankası Trump’a verdiği birkaç milyarlık krediyi geri çevirdi. Bazı şirket evlilikleri göreceğiz. Bunu Elit aileler istedi.  Amerika ve Aileler ellerinden geleni karşılıklı olarak yapmaktalar. Yeni dünyanın şifreleri yine ABD olacak. Kim kazanırsa o, kodlamayı yapacak.

-Çatışma, Yönetim ile Sermaye arasında görülmektedir. Oysa gerçek çatışma, işçilik sistemiyle ortaklık sistemi arasındadır. İşler iyi giderken de çatışma vardı ama o çatışma görünürdeydi. Yani yorgan kavgasıydı. Tam istihdam sağlanıp, yeni tesisler işçi bulunamadığı için kurulamayınca faizli kredi sistemi çalışmaz oldu ve doğal krizler doğdu. Oysa eskiden krizler yapaydı.  Yeni dünyanın şifreleri ortaklık sistemine kim erken geçerse onun olacaktır. Bu şifre de yalnızca Kur’an’da vardır.

HESAPLAŞMA (14.04.2020)

Ergün Diler - 14 Kasım 2019 gecesi rejim muhalifi Mesut Mevlevi silahlı saldırıya uğradı. Türk istihbaratı pek çok isimi yakaladı ancak olay gizli kalmaya devam etti. İranlı Mesut Mevlevi’nin öldürülmesi Mike Pompeo’ya mesajdı. Mevlevi öldürülünce ABD Dış işleri Bakanı Pompeo’nun İstanbul’daki gücü elinden gitti. Kasım Süleymani suikastı ile Mesut Mevlevi’nin infazı arasında 50 gün var. Bu iki olay birbiriyle bağlantılı gibi görünüyor. Mike Pompeo, “İranlı diplomatlar terör ajanıdır, Türkiye’de bir muhalife suikast rahatsız edici” diye açıklama yaptı. Bu açıklamayı tam da İran Merkez Bankası Başkanı Himmet, IMF ile 5 milyar Dolarlık kredi görüşmesi yaptığı sırada yaptı. IMF kendisinden yardım isteyen İran’ı haftalardır oyalıyor, dönüş yapmıyor. Pompeo Washington’un yükselen sesi, 15 Mart-1 Nisan arasında 40 farklı ülkenin dışişleri bakanları ve devlet başkanlarıyla çok önemli görüşmeler yaptı.

Pompeo neler olacağını biliyor. Kentler seçilmiş. ABD kendine de format atıyor. Derin Amerika’nın planı şu ana kadar sorunsuz bir şekilde ilerliyor.

-Sermaye kendi hükümranlığını sürdürmek için karşılıklı dengeler oluşturur. Dengeler genellikle din üzerine kurulur. Sermaye’nin kurduğu dengelerden biri de Çin ve Rusya’nın ortağı olan İran cephesidir. Sermaye oluşturmuştur. Çatışmalardan hangisinin ciddi, hangisinin göstermelik olduğunu bilmek zordur. Gerçek olan şudur ki; Sermaye oluşturduğu cepheleri her zaman planladığı şekilde kullanamamaktadır. Türkiye’de 60 müdahalesini yapan orduyu kullanamamıştır. İran’da da Humeyni devrimi yapanları kullanamamıştır. Sermaye gücünü kaybetmiştir.

MERKEZ SORUN (15.04.2020)

Ergün Diler - Pompeo Alman medyasına konuştu. “Sorumluların hesap vereceği bir zaman gelecek ancak şimdi küresel ekonomiyi yeniden başlatmak için mevcut görevimize odaklanmak zorundayız, Çin bunu daha önceden haber vermeliydi.” Dedi. Pompeo’nun tek derdi ÇİN! Korona virüs sonrası dünyayı neler bekliyor? En parlak soru bu. Savaşın en can alıcı kısmı para üzerinden gidiyor. Korona virüs nedeniyle karşı karşıya gelen iki güç, rezerv para için de ciddi bir çatışmada.  198 ülkenin Merkez Bankasında rezerv para savaşı başladı. Açıklanan son rakamlara göre merkez bankalarındaki rezerv paranın yüzde 61,82’si Dolar. Derin Amerika 2020 sonuna ve 2021 Haziran ayına kadar merkez bankalarındaki rezerv paranın yüzde 89’unun Dolar olması için adımlar atıyor. Londra ve Rothschild ailesi de Doların yönünü belirlemek niyetinde ve merkez bankalarında yüzde 20,24 olan Euro rezervini de 2021 Haziran ayı itibariyle yüzde 55’e çıkarmayı planlıyor. Rothschild ailesinin paranın üzerinde etkisi büyük.  İki büyük güç para üzerinde duruyor. Derin Amerika daha da güçlenmek istiyor. Derin Amerika’nın merkez üssü, FED üzerinde de etkisi olan Bank of Amerika olacak.

-Sermaye Dolar ile dünyaya hükmediyor. Doların jandarmalığını da Pentagon yapıyor. Krizler ortaya çıkınca Pentagon Sermaye’nin isteklerini yerine getirmemeye başladı. Sermaye Pentagon’u yola getirmek için Dolar’ın karşısına Euro’yu çıkardı. Ciddi krizler başlayınca Dolar-Euro yarışması göstermelikten çıktı, ciddi bir çatışmaya yöneldi. Bu çatışma, anlaşmayla durabilir. Ancak Euro ve Dolar birleşse de faizli sistemi sürdüremezler. Karşılıksız paranın ömrü sona erdi. Çünkü yeryüzünde tam istihdam sağlandı. 

RAYLARDA ÖLÜM (16.04.2020)

Ergün Diler – Korona virüsten dolayı güçlü olan zenginler, siyasetçiler, CEO’lar güvende değil. ABD’de ilk 50’de pek çok isim listede yok. Bir yandan virüs saldırısı var, diğer yandan görünmeyen ellerin operasyonlar. Almanya’da Hessen eyaletinin Ekonomik Bakanında sözü geçen Thomus Schafer’in mart ayının son günlerinde Wiesbaden yakınlarındaki Frankfurt-Köln hızlı tren yakınlarında cesedi bulundu. Hessen eyaleti başkanı ise “Üzgünüz ve şaşkınız, kimse onun intihar ettiğine inanmadı.” dedi. Frankfurt’ta 3 trilyon Euro’yu yöneten bu isim Aile için çalışıyordu.  Almanya’da Aile kadar güçlüydü. Ancak infaz edildi.

Thomas Schafer, ölmeden birkaç gün önce “Alman ekonomisindeki verilen sözler gerçeği yansıtmıyor. Birçok önemli şirketi devlet eliyle batıracaklar. Sonra kamulaştırma adına bu şirketlere el koyacaklar. Bu kararı Berlin’de değil Washington’da aldılar.” demişti. Bu sözleriyle CIA’yı harekete geçirdi ve öldürüldü. Ancak Almanya’da medyada intihar süsü verildi. İşte para sistemi değişecekse bu, savaşlarla olur demiştim. Almanya Ekonomi Bakanı Peter, stratejik olarak önemli şirketleri kurtaracağız derken Rothschild ailesine bağlı şirketlere el koyacağız demek istemişti.

-Bütün şirketler Sermaye’nindir. Rothschildlerle Rockefeller’i yöneten bir gücün şirketleridir. Hitleri onlar finanse etti. Yahudilere onlar zulüm yaptırdı. Böylece Yahudilerin İsrail’e göç etmelerini sağladı. Savaştan sonra Alman firmalarını destekledi ve Almanya’yı en güçlü ekonomik devlet yaptı. Sonra da onların elinden şirketleri alarak Sermaye’nin şirketleri haline getirdi. Mağlup olan Almanlar bunların hepsine boyun eğdiler. De Gaulle’un girişimiyle Fransızlarla Almanlar anlaştı ve Avrupa Birliği’ni kurdular. Avrupa ile ABD arasında tarihi çatışma vardır. Londra aradadır ve ikisine de hükmetmek istiyor. Bütün bunlar işçilik sisteminin son bulmasıyla ömrünü doldurmuştur. Almanların şansı, ülkelerinde Türklerin bulunması ve sanayide üstünlüklerini hala sürdürmeleridir. Üçüncü cihan savaşı olsa bile sonunda Almanların yeniden hâkim olması ihtimali yüksektir.

BÜYÜK AİLE (17.04.2020)

Ergün Diler - Rockefeller ve Rothschild aileleri dışında dünya hanedanlar listesinde yer alan ancak üzerinde pek durmadığımız Bronfmanlar ailesi de listede ön sıralarda yer alıyordu. Bilmediğimiz ailelerden biri de DuPont’lardır.  DuPont derin Amerika’nın güçlerinden biridir. Bronfman ailesini bu aile desteklemiş ve büyütmüştür. 1994’de Edgar Bronfman yetkili olunca DuPont’u bırakıp Rothschild ailesiyle ortaklık yapıyor. Rothschild ailesi Edgar Bronfman’a Türkiye’yi teslim etti. Türkiye’den sorumlu bir aile vardı ama gazetelerde, kitaplarda, haberlerde bu yoktu. Edgar Türkiye’deki her zenginle tanışıyor ve Rothschild ailesinin taleplerini yerine getiriyordu. Zincir böyleydi, sistem buydu.  Bütün bunlar olurken Edgar DuPont ailesiyle karşı karşıya geliyordu. Bronfman 1998’de Türkiye ile ilişkisini kesip tamamen ABD’ye odaklandı. Bu nedenle Rothschildler ve şirketler Bronfman’ı iflas ettirdiler. Türkiye de onun iflasından sonra Washington’a yaklaştı.  İşte içinden geçtiğimiz zaman dilimi de böyle. Derin Amerika kendilerine karşı olan ülkelere bir teklif yaptı. “Washington için kazanın ve mutlu yaşamınıza devam edin.” Dedi.

-Sermaye dengesini İslam ile Hristiyanlık arasındaki çatışma üzerine kurmuştu. Haçlı Seferleri olarak İslam âlemine saldıran Hristiyanlık mağlup oluyor, İmparatorluklar yıkılıyor ve Müslümanlar Viyana’ya kadar gidiyor. Sonra geri dönüyor, Sakarya’ya kadar geliyorlar. Sermaye 1900’lü yıllarda Hristiyanlığı ve İslamiyet’i bitirdiğini zannetti ama Avrupa’nın İslamiyet’e galip geldiğini görünce yeni denge aradı ve rejimleri buldu. 1960’daki müdahalede istediğini alamayınca tekrar dinler arası dengeyi oluşturmak istedi ve ılımlı İslamiyet’i ortaya koydu. Bu siyasetinde de başarılı olamadı. Büyüttüğü iki aile artık dünyadaki hükümranlığını kaybetmeye başladığı için onları da devre dışı bırakmak niyetinde.

NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.

Yorum:

Sermaye’nin seçimi

Kur’an bugünkü Sermaye’nin hükümranlığını çok açık bir şekilde ifade etmektedir. Bu hükümranlığın sona ereceğini de ifade etmektedir. Ondan sonrası için Kur’an İsrailoğulları’na “Avdet ederseniz (dönerseniz) biz de avdet ederiz.” diyor. Eğer Sermaye Kur’an’ın bu davetini değerlendirir de işçilik sisteminden, tekelden ortaklık sistemine geçerse üçüncü bin yılda da insanlığa hizmet etmeye devam edecektir. Yok, ısrar eder faizli sistemin içinde kalmaya çalışırsa, tarihte uğradığı yenilgilerden, sürgünlerden çok daha büyüğüne uğrayacaktır.