01/03/2020

İdlib krizini iktidar eleştirisine dönüştürmek ne kadar akılcı bir davranıştır?

Savaşta bile eleştirebilmek ya da muhalif olabilmek tabii ki hoş bir şeydir. Özgürlükçü demokrasinin zirvesine ulaşmaktır bu durum. Ama sonuçta savaş savaştır ve hafife alınacak yanı hiç yoktur. Ve savaş hem ülkenin hem de insanların kaderini belirler. Osmanlı'nın son dönemindeki yenilgilerin mesela Balkan Savaşı yenilgisinin nelere mal olduğu bilgisini, derin belleğimizde taşıyan bir toplumuz... Bu açıdan İdlib krizini ve şehitlerimizin acısını, bir iktidar eleştirisine dönüştürmenin çok akılcı bir davranış olduğunu düşünmüyorum.

Acı gerçekler
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın dün Dolmabahçe bürosunda eski ve yeni AK Parti milletvekilleriyle yaptığı sohbette verdiği bazı bilgilerin, İdlib krizine dönük bazı eleştirisel yaklaşımlara ışık tutacağına inanıyorum.
"-Bugün Kamışlı'da Tel Abyad'da Cerablus'da Münbiç'de El Bab'da İdlib'de vermediğimiz savaşı Allah göstermesin yarın Şırnak'ta Hatay'da Gaziantep'te Şanlıurfa'da vermek zorunda kalırız. Karşımızdaki senaryonun asıl hedefi Suriye değil, Türkiye'dir. Suriye'de istediklerini alanlar namlularını yarın Türkiye'ye çevireceklerdir.

Tamamı için https://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2020/03/01/idlib-krizini-iktidar-elestirisine-donusturmek-ne-kadar-akilci-bir-davranistir

Yorum:

Çözümü doğru yerde aramak gerekir

Şaka gibi günler geçiriyoruz. Ne yapıp edip bizi savaşa sokmayı başardılar. Sınır savunması diye çıktık yola şimdi önümüzü göremiyoruz, çember genişliyor, süre uzuyor, sabırlar taşıyor. Nasıl çıkılacak bu girdaptan bilinmiyor.

Sadece biz değil tüm dünya zor günler geçiriyor. Ya hep beraber düzlüğe çıkılacak ya da insanlık büyük bir yıkım yaşayacak. Artık güvenli yer kavramı iyice sorgulanmaya başladı. İşler hukuki bir zemine oturmayınca, siyasilerin ve patronların çıkarlarına ve hevalarına kalınca çöküş tabii ki kaçınılmaz olacak. Bu dönemi atlatmamız ancak doğru bir rehber edinmemizle mümkün. Allah bunu yapacak akıl ve arkasından gidecek cesaret versin.