Dikkat! Türkiye’yi Kıbrıs’tan vuracaklar!
07 Haziran 2019, Cuma
YUSUF KAPLAN
Türkiye Cumhuriyeti olarak on yıllarca hem Türkiye’nin hem de Kıbrıs’ın geleceğini tehlikeye sokacak basiretsiz, köksüz, soluksuz Kıbrıs politikaları izlendiğimizin farkında mıyız acaba?
Öyle anlaşılıyor ki, gelecek yılların, hatta gelecek on yılların alacağı şekil, Kıbrıs’tan ve etrafından belirlenecek!
ASKERÎ YIĞINAĞI GÖRÜYORUZ AMA KÜLTÜREL SÖMÜRGELEŞMEYİ GÖREMİYORUZ!
............................
KIBRIS’TA, TÜRKİYE’NİN ADADAN ÇEKİLMESİNİ İSTEYEN TÜRKLER VAR!
Yaklaşık iki yıldır UniteCyprusNow (Kıbrıs Derhal Bileşsin!)isimli bir oluşum, özelde KKTC’nın, genelde Türkiye’nin güvenliğini tehlikeye sokacak işlere imza atıyor.
25 Ocak 2018 tarihli KıbrısPostası gazetesinde, bu oluşumla ilgili bir haber yer aldı. Uzun bir alıntı yapacağım burada; her satırını ürpererek okuyacağınız bir alıntı:
“Unite Cyprus Now Grubu, tüm Kıbrıslılara, Cumartesi günü saat 11.00’de Ledra/Lokmacı ara bölgede kendilerine katılarak, köktencilik ve bölünmüşlüğe karşı seslerini yükseltme çağrısı yaptı.
Grubun yaptığı yazılı açıklamada, köktenciliğin en üzücü tezahürlerinden birinin dün yaşandığı belirtildi. Afrika gazetesine saldırıp, zarar verdiği ve gazetecilere linç girişiminde bulunan organize bir grubun, Meclis damına çıkarak Osmanlı İmparatorluğunu oluşturan boylardan birine ait bir bayrak açtığına dikkat çekildi.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın sözlü saldırıya uğradığı, CTP Milletvekili Doğuş Derya’nın da yeminini ederken hem sözlü, hem de fiziksel saldırıya uğradığına dikkat çekilen açıklamada, şu ifadelere yer verildi:
‘Dün yaşananlar bölünmüşlüğün sonuçlarıdır. Bölünmüşlüğün devamı halinde Yeşil Hat giderek Türkiye ile bir sınıra dönüşecek, Türkiye’nin Kıbrıs’taki etkisi giderek daha da artacak, Adaya nüfus akışı kontrolsüz bir şekilde devam edecek ve Türkiye’deki koşullar ve gerginlikler Adaya yansıyacaktır.
Köktencilik her iki toplumda da artacak ve yeni nesiller için hukukun üstünlüğü, demokrasi, hoşgörü, insan hakları ve barışçıl bir arada yaşam temelinde ortak, istikrarlı, güvenli, müreffeh bir gelecek kurma şansımız tehlikeye atılacaktır.
Sadece federal bir çözüm Kıbrıs’ı gerçek anlamda güvenli ve bağımsız yapacak ve adamızda hukukun üstünlüğünün gözetilmesini sağlayacaktır. Savaşlar, çatışmalar ve terörizmle çevrili bölgemizde, statükonun güvenli ve sürdürülebilir olduğu varsayımı tehlikeli bir yanılgıdır.’”
KIBRIS, ELİMİZDEN GİDİYOR!
Bu haberi, habere yansıyan açıklamayı ürpererek okudum.
Kıbrıs’ta Türkiye’nin Kıbrıs’tan çekilmesini isteyen Türkler var!
Kıbrıs’ı bizim elimizde tutacak yegâne güç, ortak medeniyet ve tarih bilincidir. Bu ortak medeniyet ve tarih bilinci olmazsa, Kıbrıs’a bütünüyle biz hakim olsak bile, Kıbrıs, er ya da geç bizim elimizden çıkar.
Şu ân öyle durumdayız. Kıbrıs’ta askerî olarak varız ama kültürel olarak yokuz. Kıbrıslı Rumlarla Kıbrıslı Türkler sonuna kadar sekülerler!
Kıbrıs’ı kültürel olarak kaybettiğimizi bilelim.
O yüzden Kıbrıs’ı kültürel olarak yeniden kazanmak, bunun için ortak medeniyet ve tarih bilinci oluşturmak, KKTC’deki kardeşlerimizin ekonomik ve sosyal refah düzeyini Rumların üzerine çıkarmak zorundayız.
O yüzden kültürel olarak kaybettiğimiz Kıbrıs’ın, emperyalistlerin oldu birileriyle elimizden çıkabileceği, KKTC’deki insanların da buna karşı çıkmayacakları hatta bunu talep etmeye başlayacakları anlaşılıyor.
Kıbrıs Postası gazetesinde yayımlanan haberi şimdi bir de bu gözle okuyabilirsiniz.
Evet, Türkiye’yi Kıbrıs’tan vuracaklar.
Önce, Türkiye’nin Kıbrıs’tan uzaklaşması sağlanacak. Ki, bunu biz kendi ellerimizle yaptık zaten: Kıbrıs, kültürel olarak bize değil, Rumlara daha yakın. Türkiye’nin kültürel olarak Kıbrıs’ta olduğunu söyleyen birileri varsa, “geçmiş olsun!” dileklerimi iletirim kendilerine acı acı!
İkinci olarak, emperyalistler, gelecek 50 yıllık, 100 yıllık stratejilerini Kıbrıs üzerinden şekillendirecekler! Bizi Kıbrıs’tan vuracaklar!
Emperyalistlerin bizi Kıbrıs’tan vurmalarını önlemenin en kalıcı yolu, Kıbrıslı Türklerle ortak medeniyet ve tarih bilinci etrafında kenetlenmemizden geçiyor!
Kıbrıs, kültürel olarak elimizden gidiyor!
Yarın fiilen elimizden gitmesini istemiyorsak -bu Türkiye’nin parçalanmasıyla sonuçlanır Allah korusun- gereken önlemleri gecikmeden almak zorundayız.
Vesselâm.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/dikkat-turkiyeyi-kibristan-vuracaklar-2050625
yorum;
KIBRIS'A GEREK YOK ,ADİL DÜZENSİZ BİZ BİZE YETERİZ.
Yazarımız Kıbrıs'ı yazısına temel yaparak oradaki Türklerin, Rumlara daha yakın
olduklarından bahisle biz kültürel savaşı kaybettik dolayısıyla Kıbrıs'ı da kaybettik,
bizi oradan vuracaklar diye yazısını bitirmiş..
Kıbrıs küçük bir alan, küçük bir nüfus ve Türkiye'nin desteğiyle devam hayatını
idame etme özelliğine sahip bir yer.
Oysa sağlam bünyeli insanlardan oluşan toplumlar kendilerini devam ettirdikleri
gibi komşularını da devam ettirirler.
Ayrıca içerde ve küçük bir yerde sağlanamayan "Hakk'ta Birlik" daha büyüğünde
ve dışarıda da sağlanamaz.
Yüce Kur'an hep sağlam bünyeli"Fıtrata Uygun"kişilere ve toplumlara vurgu yapar
ki ;Kur'an'ın kastettiği "Mümin Toplum"tam da budur.
Türkiye tarih ırmağında ırmağın sahibi tarafından murat ettiği yere götürülüyor.
Irmaktaki insanlara da buna uygun çalışmalara katılmaları düşüyor,
aykırı davrananları ırmak kenara atıyor.
3.bin yıl Hakk medeniyetini kurma görevini Allah(CC) Türk milletine vermiş ve onu bu
yönde hazırlamaktadır.
Akevlerin ve Milli görüş hareketinin yaklaşık 60 yıllık seyrine dikkatle baktığınızda
bu hazırlıkların itina ile yapılmaya devam ettiği görülmektedir.
İşte 1985'lerden itibaren merhum Erbakan hocamızın, Akevler ekibiyle 6 yıla varan
çalışması ,ortaya ADİL DÜZEN ismi konan nevi şahsına münhasır-orijinal bir sistem
ortaya koymuştur.
A' dan z' ye insan ve insanlığın bütün kademelerinde neyin nasıl yapılırsa çözümlerin
üretilebileceğinin tüm formülleri bu eski adıyla PEYGAMBERLER SİSTEMİ'nin
içerisinde mevcuttur.
Burada bir alıntı yapalım;" Demokrasi yeterli değildir. İnsanlar arsında çıkan nizalar yansız, bağımsız, etkin ve saygın yargı tarafından çözülmedikçe, sorunlar devam eder savaş ve terörle çözülür. İlçelerde hakemler olmalıdır. Bölgelerde yüksek hakemler olmalıdır. Kıta merkezlerinde Üstün hakemler olmalıdır. Yargı tarafların seçeceği birer hakemle hakemlerin seçeceği başhakemlerden oluşmalı. Bunların verdiği karar kesin olmalı, Temyizi olmamalıdır. Bunlar haksızlık yaparlarsa mağdurlar hakemler aleyhine hakemlere gider, mahkûm olurlarsa kamu mağdurların mağduriyetini giderir. Hakemlere hakemlik yapamama cezası verilebilir.
Demek ki ülkemizi yüze yakın ile ayıracağız onlara iç işlerinde bağımsızlık vereceğiz. Kendi dilleri ile orta öğrenimlerini yapabilecekler. Kendi güvenliklerini kendileri kuracakları zaptiye teşkilatı ile sağlayacaklar. Her hangi bir ilin devletle veya diğer illerle bir nizası varsa hakemler arcılığı ile çözülecektir. Komşularla sınırlarımız kesin olarak belirli olmalıdır. Kıbrıs bizim değildir. Karışmamalıyız. Musul bizim değildir. Karışmamalıyız. Komşularla çıkacak her türlü nizaları hakemler yoluyla çözmeliyiz.
Barış devleti olabilmemiz, yani İslam devleti olabilmemiz için başka önemli şart şudur:
Halkların birbirlerine gidip gelmeleri malları alıp satabilmeleri için devletler engeller çıkarmamalıdırlar. Ülke içinde nasıl dolaşıyorsam, ülkeler arsında da öyle dolaşmalıyım. Hüviyet cüzdanım yeterli olmalıdır. Hatta cüzdan bile istenemez. Adımı ve soyadımı bildirdiğimde, bilgisayara bakıldığında kişi fotoğrafı ile çıkıyorsa sorun bitmiş olmalıdır. İşte Mahir Bey biraz da bunları tartışmalıdır."SÜLEYMAN KARAGÜLLE-2010- http://www.akevler.org/AdilDuzenDergisi/41/882/Tepki-siyaseti
Gelin Yusuf Kaplan hocam, yıllar önce gündeme getirme sözü verdiğiniz ama hala beklediğimiz, merhum Erbakan hocamın ve Akevler Adil Düzen Çalışanlarının ürünü olan,
Adil Düzen'i birinci gündem yapıp, tartışıp,olgunlaştırıp uygulanmasını sağlayalım da bütün problemler teker teker çözülme yoluna girsin inşaallah...