Bin yılı inşa eden Turkuaz Ruhu, önümüzdeki bin yılı da inşa edecek yegâne ruh!
03 Mayıs 2019, Cuma
YUSUF KAPLAN
Modern tarih, Avrupalıların Müslümanları Endülüs’ten sürmeleri, İslâm’ın kökünü kazımalarıya başladı.
İber Yarımadası’nda Müslüman Arapların yaşadıkları “endülüs” (tarihten sürülme ve yok edilme) felâketi, Avrupalıların kendilerini toparlamalarını, tarihe girmelerini sağlayan atılımlarını, entelektüel, bilimsel, siyasî ve iktisadî devrimlerini borçlu oldukları, tarihten silme saldırganlığı gösterdikleri inanılmaz bir barbarlık örneğidir.
Düşünsenize... Her şeyinizi borçlu olduğunuz bir medeniyeti yerle bir ediyorsunuz, o medeniyetin çocuklarını katlediyorsunuz barbarca; engizisyon mahkemeleri kurarak -deyim yerindeyse- afrodizyak bir zevkle soykırım yapıyorsunuz!
Belçikalı şehir tarihçisi Henri Pirenne’in Muhammed ve Şarlman başlıklı kitabında “Şarlman olmasaydı, Avrupa kurulamazdı; Muhammed olmasaydı, Şarlman olmazdı” çarpıcı gözlemiyle özetlediği Avrupa’nın kurulmasında ve tarihe kışkırtılmasında kilit rol oynayan Müslümanları saygıyla ve şükranla anacağınıza, elinize geçen ilk fırsatta, tarihten silmekte bir an bile tereddüt etmiyorsunuz!
TÜRKLER, İKİ ENDÜLÜS / YIKIM TECRÜBESİ YAŞADILAR!
.....................
TURKUAZ RUHU: ÖNCE İNSAN, SONRA NİZAM
Turkuaz ruhu neydi, peki?
Turkuaz ruhu, mavi ile yeşil’in, yani gök ile kök’ün buluşmasıydı.
Turkuaz ruhu, Maveraünnehir medeniyet havzasının bir ucu Horasan’a, diğer ucu Türkistan’a açılan çift kanatlı ruhuydu.
Gök’le yer’in buluşması, gök ekini bir meyvenin yerde köksalmasını sağlıyordu.
Bunun en güzel, en silkeleyici örnekleri Horasan ve Türkistan coğrafyasının turkuaz ruhlu şehirlerinde görülüyordu: Semerkand ve Buhara bu şehirler arasında turkuaz ruhunun en fazla yansıdığı, en fazla yakıştığı iki kurucu şehirdi.
Turkuaz ruhu, melekût âleminden (fizik ötesinden,) süt emerek, mülk âlemini yeşile boyama, deyim yerindeyse, cennetten bir köşeye dönüştürme, insanın meleksi melekelerini yeşertme ruhuydu.
Turkuaz ruhu, önce insan, sonra nizam ilkesi üzerine inşa edilmişti.
İşte bu turkuaz ruhu, Mekke ve Medine’nin izdüşümleri Semerkand ve Buhara’nın merkezini oluşturduğu sadece İslâm tarihinin değil dünya tarihinin bin yılını şekillendiren Ehl-i Sünnet Omurga’yı inşa etti, buna bir de her dem diriltici bir ruh üfleyecek irfanî derinlik nakşetti.
Ehl-i Sünnet omurga, akīdevî ve fikrî sütunları dikti; bu toprakların mayasını karan ve Bursa’ya, Osmanlı’ya kadar uzanan derin bir nefes üfleyen irfanî tecrübe ise ruh kattı bu yolculuğa.
Ehl-i Sünnet omurganın akîdevî, fikrî dinamizmi, irfanî tecrübenin rûhî derinliğiyle birleşince, bin yıllık İslâm tarihi şekillendi, dünya tarihinin akışı buna göre değişti.
Dün bin yıllık tarihi inşa eden bu turkuaz ruh, gökle kök arasındaki kopan irtibatı yeniden kurabilirsek, önce insan, sonra nizam ilkesini harekete geçirerek gelecek bin yılı da bizim inşa etmemizi sağlayacak bir diriliş, oluş ve varoluş imkânı sunacaktır bize -Allah’ın izniyle.
Vesselâm.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/bin-yili-insa-eden-turkuaz-ruhu-onumuzdeki-bin-yili-da-insa-edecek-yegne-ruh-2050247
yorum;
Yedi renk ,Adil Düzen ve 3.binyıl medeniyeti!
Yazarımız modern tarihin Avrupalıların Müslümanları Endülüs'ten sürmesiyle
başladığı hükmüyle devam ettiği yazısını, Müslümanların yeniden ihyası
orada yok edilen Turkuaz ruha kavuşmakla olacaktır diye bağlamış.
Ehli sünnet omurganın Semerkand ve Buhara'da inşa edilerek oradan Anadolu ve
Balkanlara ulaştığı fikri yazarımızın temel savıdır.
Oysa ki ehli sünnetin tarifini doğru yapabilseydi bu Turkuaz ruhunun müçtehit
imamlar döneminde inşa edildiğini görebilecekti.
Evet Allah(cc)devirleri bin yılda bir döndürür,bir devir kuvvet medeniyetleri bir
devir de hak medeniyetleri hükümferma olur.
Bu arada insanlar imanları ve amelleriyle imtihan olunurlar.
Tarih tabii ki önemli ama önemli olan tarih yazmak değil tarih yapmaktır.
İşte bu gün dünyaya hakim olan kuvvet medeniyeti zirveye çıkmış ve inmeye
başlamıştır doğmakta ve yükselmekte olan hak medeniyetidir.
Burada bir alıntı yapalım;" Uygarlıkları şu şekilde öğrenmemiz gerekir.
I- A) Adem Uygarlığı. Dört safha geçirmiştir. Yazısız Kişi Yönetimidir.
1. Toplayıcılık Dönemi
2. Avcılık Dönemi (İdris Peygamber)
3. Çobanlık Dönemini
4. Tarım Dönemi
B) Adem Uygarlığı’nın kuvvet uygarlığına dönüşmesi; Sihir Uygarlığı
II- A) Nuh Uygarlığı. Şekil Yazısı ile Kişilerin Kurallı Yönetimi.
1. Nuh Devri Sümerler
2. Hud Devri Akadlar
3. Salih Devri Semud (II. Sümerler)
4. Lut Devri Babiller
5. Şuayb Devri Asurlular
B) Nuh Uygarlığı’nın kuvvet uygarlığına dönüşmesi; Mısır Uygarlığı
III- A) Tevrat Uygarlığı. Harf Yazısı ile Şeriat Yönetimi.
B) Tevrat Uygarlığı’nın kuvvet uygarlığına dönüşmesi; Greko-Romen Uygarlığı
IV- A) İncil Uygarlığı. Beşerî Uygarlık.
B) İncil Uygarlığı’nın kuvvet uygarlığına dönüşmesi; Kilise Uygarlığı
V- A) Kur’an Uygarlığı. İçtihat Uygarlığı.
B) Kuran Uygarlığı’nın kuvvet uygarlığına dönüşmesi; Avrupa Uygarlığı
VI- A) II. Kur’an Uygarlığı. Bilgisayarlı İnsanlık Anayasası."SÜLEYMAN KARAGÜLLE- http://www.akevler.org/AkevlerKitaplar/506/48/10-10GEREKCE-10--ADIL-DUZEN-INSANLIK-ANAYASASI
Yazarımızın yaptığı Türki cumhuriyetler ziyareti ve toplantıları sonrası oraya vurgu
yapmak için yazdığı yazılara hak vermekle birlikte geçmiş ve geleceğe Kur'an
zaviyesinden bakan ve bir ekip olarak 53 yıldır çalışan, Akevler Adil Düzen çalışmalarına
yönelmenin daha isabetli olacağı kanaatindeyim.
Yüzlerce yıllık geçmişimizi unutmayıp hatırlayan ve hatırlatanlara karşı ben de
diyorum ki bu ülkeden, her bir kurum ve kuruluşu okul olan bir merhum Erbakan
geçti ve onun ömrünün meyvesi de Adil Düzen idi ve Adil Düzen'i bizlere miras
bırakarak ve vasiyet ederek gitti.
Bunu hatırlayıp onun başlattığı ve yazarımızın da hedeflerini içeren binayı tamamlamaya
çalışmak hem dünyamız hem de ahiretimiz açısından daha vefalı olacağı aşikardır
vesselam .