Türkiye içine kapanırken, dışarıdan kuşatılıyor! Aman dikkat!
12 Nisan 2019, Cuma
YUSUF KAPLAN
Türkiye, seçimlerden sonra İstanbul’a kilitlendi.
Parlamenter sisteme geçtiğimiz zamandan bu yana İstanbul’da seçimlere gölge düşürecek büyük bir usulsüzlük yaşandığı gözleniyor.
İstanbul’da geçersiz oylar sayıldı; Ekrem İmamoğlu ile Binali Yıldırım arasındaki fark 27 binden 14 binin biraz altına kadar düştü.
Sadece bu bile, bu seçimlerde organize bir tezgâh olduğunun göstergesi olarak görülebilir.
Ardından Maltepe gibi bazı ilçelerde yeniden sayım işlemi başlatıldı.
İstanbul seçimlerinin de yenilenmesi talepleri var; ama iş oraya kadar varmaz inşallah. Resmî takvime göre yenilenecek seçimlerin tarihi 2 Haziran.
O tarihe kadar ülkede her şey duracak!
Herkes, bütün ülke bu seçimlere kilitlenecek, ülke içine kapanacak, enerjisini buraya harcayacak.
Elbette ki, 1 oy bile önemlidir. Bunu söylemek bile gerekmiyor.
Ama ülkenin kritik bir süreçte, dışardan fena hâlde kuşatıldığı bir zaman diliminde, içine kapanması çok tehlikeli sonuçlara yol açabilir.
EKREM İMAMOĞLU, “SOFT” KEMAL DERVİŞ’TİR!
.................................
TUZAKLARA DİKKAT!
ABD ile yaşadığımız S-400 krizi, Türkiye’nin başını bir hayli ağrıtacak... Ruslarla Amerikalıların burada Türkiye’yi tuzağa düşürmek için gizli anlaşma yapmış olabilecekleri gerçeğini aslâ gözardı etmeyelim, diyorum.
Elbette Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerini geliştirmesi çok önemli bir stratejik adım.
Ama Türkiye’nin büyük zaafa düştüğü anlarda orta ve uzun vadede ABD ile Rusya’nın Türkiye’ye büyük darbe vurmaktan çekinmeyeceklerini aslâ gözardı etmeyelim, diyorum.
Görünebilir ilk büyük zaaf, Türkiye’nin NATO’dan çıkmaya zorlanması olabilir! Lanet olsun NATO’ya elbette. Ama şu aşamada Türkiye NATO’dan çıktığı an Türkiye’yi vururlar!
Elbette paranoyak olmayalım ama teyakkuzu da elden bırakmayalım aslâ!
Altını kalın harflerle çizerek şunu söylüyorum: Türkiye, içeride de, dışarıda da faturası çok ağır olacak büyük yanlışlıklar yapmamaya özen göstermelidir.
Vesselâm.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/turkiye-icine-kapanirken-disaridan-kusatiliyor-aman-dikkat-2049995
YORUM;
ADİL DÜZEN BUCAKLARI KURULMADAN ASLA!
Yazarımız Türkiye'nin yerel seçimlerde İstanbul Büyük Şehir belediye başkanının
hala seçilememesi özel sebebinden hareketle içine kapanmasının, dışarıdan kuşatılmasına
sebep olabileceğinden bahisle, tuzaklara dikkat etmesi gerektiğini yazmış.
Cumhurbaşkanımızın geçmişte dile getirdiği belediye başkanlarının atamayla
gelmesi düşüncesinden sonra Devlet Bahçeli de Büyükşehir Belediye Başkanları
seçimle gelsin, ilçe belediye başkanlarını atasın çıkışı tam da bahsedilen tuzaktır.
Adil Düzene göre siyasi teşkilatlanmasını gerçekleştirmeyen Türkiye'nin tuzaklardan
kurtulma şansı çok çok azdır.
Adil Düzende bucaklar temel birimdir ve başkanları seçimle gelir.İlçe birimlerini ise
taşra bucaklarındaki başkanlar gönderir.
Ve kademeli olarak merkez taşra dengesiyle ülke teşkilatlanması tamamlanır.
Hep dış güçler veya üst akılın planlarından bahsedilir ki doğrudur ancak ülke
içindeki teşkilatlanma Adil Düzene göre gerçekleşmezse tuzaklar devam eder
ve Allah muhafaza birisine düşülebilir.
Burada bir alıntı yapalım;" Burada kastedilen üstün emrinde olan mü’minlerdir. Yani bucak başkanı bucak halkı için, il başkanı il halkı için, ülke başkanı ülke halkı için, insanlık başkanı insanlık halkı için ezilledir. Merkez bucak başkanları merkez bucaklarının başkanlarıdır, taşra bucaklarındaki halkın başkanı değildirler demiştik. Şimdi herkesin başkanıdır diyoruz. Asker olmaları dolayısıyla tüm askerlerin başkanıdır. Bedellilerin de tebaen başkanıdır.
O halde devlet başkanı ne yapacak?
Yetmiş milyon insanın dertlerini dinleyecek ve çözecektir. Benzer emir onlarla istişarede de vardır. Bu hususta ne yapacağımızı Tevrat’tan öğreniyoruz.
Hz. Musa peygamber denizi geçip Sina’da devletini kurunca, herkesin derdini kendisi dinliyordu. Kayınpederi gelip bu durumu görünce; bu böyle olmaz, sen kavmini sıbtlara ayır diyor. Başlarına birer halefini koy, halk sana gelmeden onlara gitsin, önce sorunlarını onlar çözsün, çözemezlerse size gelinsin diyor.
Biz de buna göre teşkilat oluşturuyoruz.
1. Her aşiretin bir başkanı vardır. Aşiret mensuplarının sayıları yüzün altındadır. Başkan doğrudan sorunlarını çözer. Çözemezse, ben çözmeyim bucağa gidin der.
2. Her bucakta ilmî, dinî, meslekî ve siyasî dayanışma ortaklıkları vardır. Kişiler konularına göre meseleleri bu dayanışma ortaklık sorumlularına götürürler. Onlar da bucak başkanlarına götürür. Semt yöneticileri sorunlarını çözebilirlerse çözerler, çözemezse çözemediğini beyan eder.
3. Her ilde de benzer dayanışma ortaklıkları vardır. Bu sefer bucak dayanışma sorumlusu il dayanışma sorumlusuna götürür. O da il başkanına götürür. O da ilçe yöneticilerine çözdürür. Çözdüremezse çözemediğini beyan eder.
4. Her ülkede de ülke dayanışma ortaklıkları ve sorumluları vardır. İl sorumluları ülke sorumlularına götürür. Onlar da başkana götürürler, başkan bölge sorumlularına çözdürür.
5. Sonunda ülkede çözülemiyorsa insanlıktaki dayanışma sorumlusuna gider. O da insanlık başkanına gider. O da kıta yöneticilerine çözdürür.
Dayanışma ortaklıkları bucak, il, ülke merkez bucaklarında vardır. Hizmetliler ise kıta merkezlerinde, bölge merkezlerinde, ilçe merkezlerinde ve semtlerde vardır. Dolayısıyla yukarıdan gelecek yardımla sorunlar çözülecektir.
İşte buradaki “mü’minler” kelimesinin kurallı çoğul olması nedeniyle bu yolla sorunu çözen kişi yetmiş milyon insan arasından bulunacak, telefonla irtibat kurulacak ve hizmet veren ücret alacak. Hizmet alan ortaklıktan hizmet alacaktır. Böylece tüm insanlar bir tek bedenin birer hücresi olurlar.
“Adil Düzen”in oluşması işte budur."SÜLEYMAN KARAGÜLLE-http://www.akevler.org/AkevlerSeminerler/584/Tum/1/MAIDE-SURESI-TEFSIRI--54AYETLER?seoContent_ASPxGridView1=page19
Gelin Yusuf Kaplan hocam artık aktüel gündemlerin peşine takılıp milletimize
zaman kaybı yaşatmayalım, sizinde gayretlerinizle 53 yıllık Akevler Adil Düzen çalışmalarını ülkemizde Adil Düzeni kurarak taçlandıralım vesselam...