Aile çöküyor, toplum çatırdıyor... Nizamülmülk’ün “gece orduları” gerek bize...
17 Aralık 2018, Pazartesi
YUSUF KAPLAN
Hayat, sâbiteler ve değişkenler arasındaki diyalektiğin, etkileşimin sonucunda yeşerir.
Dahası, hayatı varkılan, insanı yaşatan “kültür” de, sanat da, fikir de, siyaset de sâbitelerle değişkenler arasındaki diyalektik ilişki üzerinden işler.
SÂBİTELER, DEĞİŞKENLERE RUH ÜFLEYECEK KADAR GÜÇLÜ DEĞİLSE, TOPLUM ÇÖKER...
BATI’DA İNSAN DEĞİL, SİSTEM HÜKÜMRAN
YUNUS, MEVLÂNÂ YAŞIYOR; BİZ YAŞIYOR MUYUZ PEKİ?
“GECE ORDULARI” GEREK BİZE...
Nizamülmülk, büyük bir eğitim devrimi yapmıştı; binyılı inşa eden, Batı üniversitelerine de kaynaklık eden muazzam bir medrese devrimi.
Bazı kişiler, Nizamülmülk’ü, Melikşah’a şikayet ederler. Şöyle derler: “Sultanım! Nizamülmülk’ün eğitime yaptığı bu devâsâ yatırımla, İstanbul’u fethedebiliriz!”
Melikşah, vezirini çağırır, hesap sormaya kalkışır.
Nizamülmülk’ün Melikşah’a verdiği cevap, bizi de silkeleyip kendimize getirmeye yetecek niteliktedir:
“Sultanım! Ben, gece orduları yetiştiriyorum. İlim, fikir, zikir ve ruh orduları. Maddî ordularının ulaşamayacağı yerlere onlarla ulaşabilirsin. İnançlarımızı, ruh köklerimizi her dâim diri tutacak, biz yok olsak bile inançlarımızın yaşamasını sağlayacak tohumları ekiyorum.”
Sözün özü: Maddî ordularınız ne kadar güçlü olursa olsun, gece ordularınız, manevî ordularınız, ilim, fikir, zikir, sanat ve ahlâk ordularınız yoksa, çürümekten ve yok olmaktan kurtulamazsınız. Vesselâm.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/aile-cokuyor-toplum-catirdiyor-nizamulmulkun-gece-ordulari-gerek-bize-2048540
yorum;
İNSAN SİSTEM DENGESİ VE ADİL DÜZEN
Yazarımız batıda insan değil sistem hükümran diye vurguladığı yazısını insana değer veren
bir eğitim sistemi istediğini belirterek; , manevî ordularınız, ilim, fikir, zikir, sanat ve ahlâk ordularınız yoksa, çürümekten ve yok olmaktan kurtulamazsınız diyerek noktalamış.
Evet batıda sistem-kanun hükümrandır, doğuda ise insan-sultan hükümrandır amenna,
ama bunu hangisi İslami bir sistemdir hiçbirisi.
Oysa ki İslami sistem denge düzenidir yani insan ve sistem ve bunun kurucu unsurları
tamamen dengelenmiş bir vaziyettedir.
Bu kouyu işaret eden bir alıntı yapacak olursak; Dr. Akdemir'in insanın biyolojik ve psikolojik yapısından hareket ederek devlete analoji yöntemiyle varması, oldukça orijinal bir yaklaşım olarak değerlendirilebilir Yazarın, sosyolojik açıdan toplumu oluşturan temel sosyal kurumları dört olarak kabul etmesi, bu kurumlarla siyaset bilimindeki kuvvetler arasında bir benzerlik kurması, kuvvetler arasındaki ilişki düzenini denge olarak belirlemesi, klasik kuvvetler ayrılığı teorisine, bize göre, yeni ve farklı bir boyut kazandırmaktadır. Ayrıca Dr. Akdemir bununla da kalmamış, Modelini dayandırdığı varsayımlardan hareketle, devletin unsurları ile kuvvetler dengesinde yer alan fonksiyonların her birini denge açısından yeniden tanımlama cesaretini ve başarısını göstermiştir. İfade etmeliyiz ki, bu tanımların her biri Modelin bütünü içinde tutarlı bir mantığı sergilemektedir.PROF.DR.ARİF ERSOY-SUNUŞ'TAN-http://www.akevler.org/AkevlerKitaplar/1052/88/4-Sunus-SOSYAL-DENGE--2Devletin-unsurlari-ve-kuvvetler-dengesi
Bahsettiğimiz sistemin çalışmasını 50 yıldır yapan Akevler Kooperatifi ortaklarının
Peygamberler Sistemi adını verdikleri bu yapı, merhum Erbakan hocamızla 1985-1991
yılları arasında yapılan ekip çalışması sonucunda ,ADİL DÜZEN olarak ortaya çıkmıştır.
1987 yılından itibaren merhum Erbakan hocamızın Türkiye ve dünyaya her vesileyle
anlattığı/duyurduğu bu sistem maalesef hocamızın vefat etmesine kadar tamamıyla
uygulama imkanı bulunamamıştır.
Fakat Erbakan hocamız bunu tüm bağlılarına uygulamaları ,için hem vasiyet hem de
emanet etmiştir.
Demek ki Erbakan hocamızın görevi bu kadarmış diyerek rabbimize tevekkül ediyor,
ve bunun uygulayıcısı soyadı Erbakan olmayan bir 2.Erbakan'ın biran evvel gönderilmesi
için kavli-fiili dualar ederek çalışıyoruz.
Gelin Yusuf Kaplan hocam arkadaşlarınıza da vesile olup, Akevler Adil Düzen çalışanlarına
katılın, merhum hocamızın emanetini tartışıp, olgunlaştırıp, uygulanmasını sağlayalım,
adları salih kullar olarak anılan seçilmişler arasına adımızı yazdıralım inşaallah...