Büyük patron
837 Okunma, 1 Yorum
Ergün Diler - Takvim
Süleyman Karagülle

08/08/2018

1- Büyük patron

Pentagon’lu 20 general Trump’u ziyaret etti. İki Pentagonlu sivil de vardı. Trump Pentagonun yanında yer aldı. Rothschildler Pentagon’a mektup gönderdi, Romanov ailesini nasıl yok ettiğini anlattı. Suudi Arabistan’da yeni bir kent kurmaya başladı. NEOM İpek Yolu’nun merkezi olacak. Şimdi Pentagon’un elinde. Sermaye dünyayı dört liderin yönetmesini istiyor. Trump, Putin, Şi ve Erdoğan. Müslümanları Türkiye kontrol edecek. Kral teklif. Bakalım büyük patron kim olacak.

- Sermaye bugünkü uygarlığını faizli sistemle kurdu. Tam istihdamın sağlandığı dünyada faiz yararlı olmuştur. Dolaysıyla kilise ile krallarla savaşlarını hep kazandı. Şimdi yeryüzünde tam istihdam sağlanmıştır. Faizin otlayacağı yeni meralar kalmamıştır. Faizli düzenin sonu gelmiştir. Sermaye yenilecek. Trump aklını başına topladı. Pentagonla bir oldu. Diğer dört lider de bu gerçeği görür ve Devletler’in yanında yer alırlar. Sermaye’nin rüşvetine kulak vermez, ülkelerini satmazlar. Halkı sömüren Sermaye’nin lütuflarına kapılmazlar. Yasak ağaçtan yemezler.

Devletlerin de Sermaye’yi yenmeleri için dinlerle uzlaşmaları gerekir. Bizans, Roma, İslam uygarlıkları siyasetle dinlerin iş birliği ile doğmuştur. Dinler er geç galip gelir. Binlerce sene boyunca dinleri yenememiştir.  Türkiye tuzağa düşmemeli. Pentagon’un yanında yer almalıdır. 

Sermaye bu dört liderin de düşmanıdır. Önce Pentagon’u yenecek. Sonra bunları birbirine düşürecek. İlk yok edeceği devlet de Türkiye olacaktır. Sermaye’nin kuyruk acısı var. Türkiye dinsizleşecekti. Dinsizleşmedi. Üçüncü bin yılda Sermaye yaşamak istiyorsa sömürü faizli düzenden vaz geçmeli, siyasiler dine ve ilimlere katılmalı, tekeli ortadan kaldırmalılar.

 

2- Yeni dünya

ABD dünyadaki silahlı gücü geri çekiyor. Silahlı güç yerine müttefikleri kullanacak, Dolar’ı işletecek. İpek Yolu, petrol hakimiyeti için temel olacaktır. Türkiye ve Çin bu oyuna karşı birleştiler.

-Üçüncü bin yıl uygarlığında süper güçler olmayacak. Dünyayı beş büyükler yönetecek. Devletlerin nüfusu 30 milyonla 100 milyon arasında olacak. Yaklaşık yüz devlet bulunacak.  Devletler, uygarlıklarda yarışacaklardır. Ekonomide sınırlar kalkacak. Tüm yeryüzü tek pazar haline gelecektir. Uluslararası Sermaye var olacak. Bunların sayıları 100 civarında olacak. Bu Sermaye mübadele hizmetini verecek. Siyasete, dine ve ilme karışmayacak. Tekel oluşturmayacak, arz ve talep kanunları tam işleyecek.

Akevlerdeki 50 yıllık uygulamalı çalışma üçüncü bin yıl uygarlığının insanlık anayasasını hazırlamıştır. Kur’an’a dayanarak hazırlanmıştır. Gerçekleşecektir.

 

3-Dolar operasyonu

Dolar, silah ve ekonomik oyunlarla ABD’ye çekildi. Dünyadaki paraların değeri düştü. Euro da Dolar ile paralel götürülüyordu. Şimdi birçok şirket batıyor, 5 Dolarlık varlıklar 1 Dolar’a alınıyor. Bunu Pentagon yapıyor.

-  Dolar ABD’de toplanıyor. Euro Dolar’a koteli olduğu için o da aynen değişiyor. Altın üzerinde durulmalıdır. Sermaye Dolar’ı ABD’ye topluyor. Piyasaya az sürüyor ve kıymetlendiriyor. Dünyadaki şirketler batıyor.

Dolar borçluları rahat eder. Yani doları batırmış olur. Ne var ki Sermaye için bunun önemi yoktur. Yeni para ile sömürmeye devam eder. Batırmak istediği şirketleri batırır, devletleri yıkar, ondan sonra yeni para düzenini kurar.

İki sorun vardır. Bunları ABD mi yapacaktır yoksa Londra’daki Rothschildler mi? İkinci sorun ise ABD karşılıksız Dolar’la oynarken diğer devletler ve iş adamları armut toplamıyor. Yeni para ile devreye girebilirler. Bu takdirde Dolar batar ama altın dolar oluşturulamaz.

 

4-Savaş ilanı

11 Eylül’ün devamı olarak ABD Çin’e savaş ilen etti. Jacop Rothschild değişik zamanlarda açıkladı. Rockefeller savaş istiyordu. Rothschildler karşı idi, Dolar’la sorunu çözecekti. Şimdi o da savaş taraftarı. Dengeyi kuramıyor. 

-İslam alemi bir oldukça zafer İslam’ın olduğu tarafta olur ve İslam sonunda hakim olur. İslamî bölemezse savaş olmaz. ABD Çin savaşı. Rusya ne tarafta, ABD ne tarafta, Türkiye ve İran ne tarafta, İslam alemi nerede? Bunlar daha belirlenmedi.   Sermaye karşıtı dünya altın bonosunu çıkardığı gün Sermaye’nin tafrası bir günde biter. Bunu çıkarmak da Türkiye’nin elinde.

Türkiye bunu Kur’ansız yapamaz. Akevlersiz de Kur’an’ı bilemez. Bütün sorun Erdoğan’ın çevresini aşıp aşamayacağına bağlıdır. Dolar durdurulamıyor. Çözüm Kur’an. AK Parti Kur’an’a direnirse, devletimizin bekası için asker müdahale eder. O da etmezse Türkiye devleti yıkılır ve biz yeniden İstiklal Savaşı’nı yapmak zorunda kalırız. Biz bunu istemediğimiz için bu satırları yazıyoruz.  Dolar enflasyondan dolayı yükseliyor. Onu durdurmak da mümkün değildir. Yapılacak iş enflasyonu etkisiz hale getirmektir. Ödemeler TL, borçlanmalar Altın bonosu ile yapılmalı ilkesini AK Parti tartışmalıdır. Bizden yararlanmalıdır. Ücret istemiyoruz.

 

NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.   

 

Yorum:

Dolarla Savaş

Dünya kendisini Sermaye’nin krizlerinden korumak istiyorsa aşağıdaki tedbirleri almalıdır.

 a) Altın piyasası serbest bırakılmalıdır. Her ülke parasının altın karşısındaki piyasa değeri arz talep kanunlarına göre belirlenmelidir.

 b)Devletler ödemeleri kendi paraları ile yapmalı, borç ve alacaklar ise altın hesabı üzerinden olmalıdır.

 c) Her devlet kendi tahsil ve ödemelerini altın üzerinden yapmalıdır. Böylece altın bono uluslararası para olmaya başlar.

 d) Dolar ve altın bono üzerinde başlayacak savaşta Sermaye altınla Dolar’ı almaya başlar veya satmaya başlar. Böylece dünyada krizler çıkarmak ister. Devletler de altın bonosunu çoğaltır ve azaltırlar. Dolaysıyla devletlerin paraları değerini korur.

       Bir örnekle açıklayalım:

      İki piyasa kuruluyor: Altın piyasası ve Dolar Piyasası.  Altın piyasası paralarını altın üzerinden çıkardığı için altın dolarını artırıp eksiltmezler. Oysa Dolar piyasasında ise Dolar karşılıksız çıkarılacağı için artıp eksilecektir.

      Dolar piyasasını oynayanlar Dolar’ın kıymetini artırıp eksiltirler. Böylece, isterlerse ihracatı artırır ithalatı azaltırlar isterlerse tersini yaparlar.  Altın piyasasında ise bu müdahaleyi yapma imkanı yoktur. Ekonominin gereği ihracat ithalat arası denge kurulur.   Dünya piyasasını belki rahatsız edebilir ama çökertmez.  Türkiye İran’la anlaşarak bu sistemi hemen kurabilir. Dolar oyuncuları hava alırlar.

 

 

 

Süleyman Karagülle


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
13.08.2018
16:20


1967...1968...1969...AKEVLER 52 YILDIR ÇALIŞIYOR...2016...2017...2018

BİZLER ÇALIŞIYOR VE YENİ İSLÂM MEDENİYETİ’Nİ KURUYORUZ...

SİZLERİ DE ÇALIŞMALARIMIZA DÂVET EDİYORUZ; BUYURUN, BİRLİKTE ÇALIŞALIM...

ADİL DÜZEN 975

“ADİL DÜZEN” III. BİNYIL MEDENİYETİ PROJESİDİR

“VE BİZE DÜŞEN SADECE MÜBÎN/AÇIK TEBLİĞDİR.” (KUR’AN; Yâsin Sûresi, 36/17)

Haftalık Seminer Dergisi; 975. Hafta - 11 Ağustos 2018 - Fiyatı: www.akevler.orga tıklamak!

BU DERGİYİ HER HAFTA OKUTABİLİR.. ÇOĞALTABİLİR.. DAĞITABİLİRSİNİZ...

“ADİL DÜZEN” UYGULAMALARI YAPMAK İÇİN BİZLERE DANIŞABİLİRSİNİZ...

 

*KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİ; 975. SEMİNER

“HİÇ BİLENLER İLE BİLMEYENLER BİR OLUR MU?”      (KUR’AN; Zümer Sûresi, 39/9)

İ L İ M  TALEP ETMEK HER MÜSLÜMANIN ÜZERİNE FARZDIR.”      (Hadis)

Adres: AKEVLER İSTANBUL KOOPERATİFLERİ MERKEZİ,  Zafer Mah. Coşarsu Sk. No: 29 YENİBOSNA / İSTANBUL    Tel: (0212) 452 76 51

Tefsir Seminer Notları Yenibosna’da Cumartesi akşamları okunup tartışılmaktadır.

GAYEMİZ: Bu “SEMİNER NOTLARI”nın İstanbul, Türkiye ve bütün dünyada “OKUNMASIANLAŞILMASI VE UYGULANMASI”DIR. - ADİL DÜZEN ÇALIŞANLARI

 

***

 

*“ADİL DÜZEN” DERSLERİ/YORUMLARI

TÜRKIYE’NIN DÖRT SORUNU

TÜRKIYE’NIN DÖRT ÖNEMLI ÇÖZÜM BEKLEYEN SORUNU VARDIR

***

TÜRKIYE’DE DÖRT SORUNUN ÇÖZÜMÜ

BU MAKALEMIZDE BU ÇÖZÜMLER ÜZERINDE DURACAĞIZ

Süleyman KARAGÜLLE

 

***

 

*SEBÎLU’R-REŞÂD” / MAKALELER

Adil Düzen İlmihali: Hayatın içinde ve gerçekçi

Adil Düzen yani Ortaklık Sisteminin Belgeleri-1

Adil Düzen yani Ortaklık Sisteminin Belgeleri-2

Türkiye dış borçlar belasından nasıl kurtulur?

Adil Düzen çalışmalarına bir de böyle bakın…

Türkiye enflasyon musibetinden nasıl kurtulur?

Reşat Nuri EROL

 

***

 

TAHA SÛRESİ - 13. Hafta

أَعُوذُ بِاللَّهِ مِنَ الشَّيْطَانِ الرَّجِيمِ

بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَنِ الرَّحِيمِ

طه(1) مَا أَنْزَلْنَا عَلَيْكَ الْقُرْآنَ لِتَشْقَى(2) إِلَّا تَذْكِرَةً لِمَنْ يَخْشَى(3) تَنزِيلًا مِمَّنْ خَلَقَ الْأَرْضَ وَالسَّمَاوَاتِ الْعُلَا(4)الرَّحْمَانُ عَلَى الْعَرْشِ اسْتَوَى(5) َهُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ وَمَا بَيْنَهُمَا وَمَا تَحْتَ الثَّرَى(6) وَإِنْ تَجْهَرْ بِالْقَوْلِ فَإِنَّهُ يَعْلَمُ السِّرَّ وَأَخْفَى(7) اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا هُوَ لَهُ الْأَسْمَاءُ الْحُسْنَى(8) وَهَلْ أَتَاكَ حَدِيثُ مُوسَى(9) إِذْ رَأَى نَارًا فَقَالَ لِأَهْلِهِ امْكُثُوا إِنِّي آنَسْتُ نَارًا لَعَلِّي آتِيكُمْ مِنْهَا بِقَبَسٍ أَوْ أَجِدُ عَلَى النَّارِ هُدًى(10) فَلَمَّا أَتَاهَا نُودِي يَامُوسَى(11) إِنِّي أَنَا رَبُّكَ فَاخْلَعْ نَعْلَيْكَ إِنَّكَ بِالْوَادِي الْمُقَدَّسِ طُوًى(12) وَأَنَا اخْتَرْتُكَ فَاسْتَمِعْ لِمَا يُوحَى(13) إِنَّنِي أَنَا اللَّهُ لَا إِلَهَ إِلَّا أَنَا فَاعْبُدْنِي وَأَقِمْ الصَّلَاةَ لِذِكْرِي(14) إِنَّ السَّاعَةَ آتِيَةٌ أَكَادُ أُخْفِيهَا لِتُجْزَى كُلُّ نَفْسٍ بِمَا تَسْعَى(15) فَلَا يَصُدَّنَّكَ عَنْهَا مَنْ لَا يُؤْمِنُ بِهَا وَاتَّبَعَ هَوَاهُ فَتَرْدَى(16) وَمَا تِلْكَ بِيَمِينِكَ يَامُوسَى (17) قَالَ هِيَ عَصَايَ أَتَوَكَّأُ عَلَيْهَا وَأَهُشُّ بِهَا عَلَى غَنَمِي وَلِيَ فِيهَا مَآرِبُ أُخْرَى (18) قَالَ أَلْقِهَا يَامُوسَى (19) فَأَلْقَاهَا فَإِذَا هِيَ حَيَّةٌ تَسْعَى (20) قَالَ خُذْهَا وَلَا تَخَفْ سَنُعِيدُهَا سِيرَتَهَا الْأُولَى (21) وَاضْمُمْ يَدَكَ إِلَى جَنَاحِكَ تَخْرُجْ بَيْضَاءَ مِنْ غَيْرِ سُوءٍ آيَةً أُخْرَى (22) لِنُرِيَكَ مِنْ آيَاتِنَا الْكُبْرَى (23) اذْهَبْ إِلَى فِرْعَوْنَ إِنَّهُ طَغَى (24) قَالَ رَبِّ اشْرَحْ لِي صَدْرِي (25) وَيَسِّرْ لِي أَمْرِي (26) وَاحْلُلْ عُقْدَةً مِنْ لِسَانِي (27) يَفْقَهُوا قَوْلِي (28) وَاجْعَلْ لِي وَزِيرًا مِنْ أَهْلِي (29) هَارُونَ أَخِي (30) اشْدُدْ بِهِ أَزْرِي (31) وَأَشْرِكْهُ فِي أَمْرِي (32) كَيْ نُسَبِّحَكَ كَثِيرًا (33) وَنَذْكُرَكَ كَثِيرًا (34) إِنَّكَ كُنْتَ بِنَا بَصِيرًا (35) قَالَ قَدْ أُوتِيتَ سُؤْلَكَ يَامُوسَى (36) وَلَقَدْ مَنَنَّا عَلَيْكَ مَرَّةً أُخْرَى (37) إِذْ أَوْحَيْنَا إِلَى أُمِّكَ مَا يُوحَى (38) أَنِ اقْذِفِيهِ فِي التَّابُوتِ فَاقْذِفِيهِ فِي الْيَمِّ فَلْيُلْقِهِ الْيَمُّ بِالسَّاحِلِ يَأْخُذْهُ عَدُوٌّ لِي وَعَدُوٌّ لَهُ وَأَلْقَيْتُ عَلَيْكَ مَحَبَّةً مِنِّي وَلِتُصْنَعَ عَلَى عَيْنِي (39) إِذْ تَمْشِي أُخْتُكَ فَتَقُولُ هَلْ أَدُلُّكُمْ عَلَى مَنْ يَكْفُلُهُ فَرَجَعْنَاكَ إِلَى أُمِّكَ كَيْ تَقَرَّ عَيْنُهَا وَلَا تَحْزَنَ وَقَتَلْتَ نَفْسًا فَنَجَّيْنَاكَ مِنَ الْغَمِّ وَفَتَنَّاكَ فُتُونًا فَلَبِثْتَ سِنِينَ فِي أَهْلِ مَدْيَنَ ثُمَّ جِئْتَ عَلَى قَدَرٍ يَامُوسَى (40) وَاصْطَنَعْتُكَ لِنَفْسِي (41) اذْهَبْ أَنْتَ وَأَخُوكَ بِآيَاتِي وَلَا تَنِيَا فِي ذِكْرِي (42) اذْهَبَا إِلَى فِرْعَوْنَ إِنَّهُ طَغَى (43) فَقُولَا لَهُ قَوْلًا لَيِّنًا لَعَلَّهُ يَتَذَكَّرُ أَوْ يَخْشَى (44) قَالَا رَبَّنَا إِنَّنَا نَخَافُ أَنْ يَفْرُطَ عَلَيْنَا أَوْ أَنْ يَطْغَى (45) قَالَ لَا تَخَافَا إِنَّنِي مَعَكُمَا أَسْمَعُ وَأَرَى (46) فَأْتِيَاهُ فَقُولَا إِنَّا رَسُولَا رَبِّكَ فَأَرْسِلْ مَعَنَا بَنِي إِسْرَائِيلَ وَلَا تُعَذِّبْهُمْ قَدْ جِئْنَاكَ بِآيَةٍ مِنْ رَبِّكَ وَالسَّلَامُ عَلَى مَنِ اتَّبَعَ الْهُدَى (47) إِنَّا قَدْ أُوحِيَ إِلَيْنَا أَنَّ الْعَذَابَ عَلَى مَنْ كَذَّبَ وَتَوَلَّى (48) قَالَ فَمَنْ رَبُّكُمَا يَامُوسَى (49) قَالَ رَبُّنَا الَّذِي أَعْطَى كُلَّ شَيْءٍ خَلْقَهُ ثُمَّ هَدَى (50) قَالَ فَمَا بَالُ الْقُرُونِ الْأُولَى (51) قَالَ عِلْمُهَا عِنْدَ رَبِّي فِي كِتَابٍ لَا يَضِلُّ رَبِّي وَلَا يَنْسَى (52) الَّذِي جَعَلَ لَكُمُ الْأَرْضَ مَهْدًا وَسَلَكَ لَكُمْ فِيهَا سُبُلًا وَأَنْزَلَ مِنَ السَّمَاءِ مَاءً فَأَخْرَجْنَا بِهِ أَزْوَاجًا مِنْ نَبَاتٍ شَتَّى (53) كُلُوا وَارْعَوْا أَنْعَامَكُمْ إِنَّ فِي ذَلِكَ لَآيَاتٍ لِأُولِي النُّهَى (54) مِنْهَا خَلَقْنَاكُمْ وَفِيهَا نُعِيدُكُمْ وَمِنْهَا نُخْرِجُكُمْ تَارَةً أُخْرَى (55) وَلَقَدْ أَرَيْنَاهُ آيَاتِنَا كُلَّهَا فَكَذَّبَ وَأَبَى (56) قَالَ أَجِئْتَنَا لِتُخْرِجَنَا مِنْ أَرْضِنَا بِسِحْرِكَ يَامُوسَى (57) فَلَنَأْتِيَنَّكَ بِسِحْرٍ مِثْلِهِ فَاجْعَلْ بَيْنَنَا وَبَيْنَكَ مَوْعِدًا لَا نُخْلِفُهُ نَحْنُ وَلَا أَنْتَ مَكَانًا سُوًى (58) قَالَ مَوْعِدُكُمْ يَوْمُ الزِّينَةِ وَأَنْ يُحْشَرَ النَّاسُ ضُحًى (59) فَتَوَلَّى فِرْعَوْنُ فَجَمَعَ كَيْدَهُ ثُمَّ أَتَى (60) قَالَ لَهُمْ مُوسَى وَيْلَكُمْ لَا تَفْتَرُوا عَلَى اللَّهِ كَذِبًا فَيُسْحِتَكُمْ بِعَذَابٍ وَقَدْ خَابَ مَنِ افْتَرَى (61) فَتَنَازَعُوا أَمْرَهُمْ بَيْنَهُمْ وَأَسَرُّوا النَّجْوَى (62) قَالُوا إِنْ هَذَانِ لَسَاحِرَانِ يُرِيدَانِ أَنْ يُخْرِجَاكُمْ مِنْ أَرْضِكُمْ بِسِحْرِهِمَا وَيَذْهَبَا بِطَرِيقَتِكُمُ الْمُثْلَى (63) فَأَجْمِعُوا كَيْدَكُمْ ثُمَّ ائْتُوا صَفًّا وَقَدْ أَفْلَحَ الْيَوْمَ مَنِ اسْتَعْلَى (64) قَالُوا يَامُوسَى إِمَّا أَنْ تُلْقِيَ وَإِمَّا أَنْ نَكُونَ أَوَّلَ مَنْ أَلْقَى (65) قَالَ بَلْ أَلْقُوا فَإِذَا حِبَالُهُمْ وَعِصِيُّهُمْ يُخَيَّلُ إِلَيْهِ مِنْ سِحْرِهِمْ أَنَّهَا تَسْعَى (66) فَأَوْجَسَ فِي نَفْسِهِ خِيفَةً مُوسَى (67) قُلْنَا لَا تَخَفْ إِنَّكَ أَنْتَ الْأَعْلَى (68) وَأَلْقِ مَا فِي يَمِينِكَ تَلْقَفْ مَا صَنَعُوا إِنَّمَا صَنَعُوا كَيْدُ سَاحِرٍ وَلَا يُفْلِحُ السَّاحِرُ حَيْثُ أَتَى (69) فَأُلْقِيَ السَّحَرَةُ سُجَّدًا قَالُوا آمَنَّا بِرَبِّ هَارُونَ وَمُوسَى (70) قَالَ آمَنْتُمْ لَهُ قَبْلَ أَنْ آذَنَ لَكُمْ إِنَّهُ لَكَبِيرُكُمُ الَّذِي عَلَّمَكُمُ السِّحْرَ فَلَأُقَطِّعَنَّ أَيْدِيَكُمْ وَأَرْجُلَكُمْ مِنْ خِلَافٍ وَلَأُصَلِّبَنَّكُمْ فِي جُذُوعِ النَّخْلِ وَلَتَعْلَمُنَّ أَيُّنَا أَشَدُّ عَذَابًا وَأَبْقَى (71) قَالُوا لَنْ نُؤْثِرَكَ عَلَى مَا جَاءَنَا مِنَ الْبَيِّنَاتِ وَالَّذِي فَطَرَنَا فَاقْضِ مَا أَنْتَ قَاضٍ إِنَّمَا تَقْضِي هَذِهِ الْحَيَاةَ الدُّنْيَا (72) إِنَّا آمَنَّا بِرَبِّنَا لِيَغْفِرَ لَنَا خَطَايَانَا وَمَا أَكْرَهْتَنَا عَلَيْهِ مِنَ السِّحْرِ وَاللَّهُ خَيْرٌ وَأَبْقَى (73) إِنَّهُ مَنْ يَأْتِ رَبَّهُ مُجْرِمًا فَإِنَّ لَهُ جَهَنَّمَ لَا يَمُوتُ فِيهَا وَلَا يَحْيَى (74) وَمَنْ يَأْتِهِ مُؤْمِنًا قَدْ عَمِلَ الصَّالِحَاتِ فَأُولَئِكَ لَهُمُ الدَّرَجَاتُ الْعُلَى (75) جَنَّاتُ عَدْنٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا وَذَلِكَ جَزَاءُ مَنْ تَزَكَّى (76) وَلَقَدْ أَوْحَيْنَا إِلَى مُوسَى أَنْ أَسْرِ بِعِبَادِي فَاضْرِبْ لَهُمْ طَرِيقًا فِي الْبَحْرِ يَبَسًا لَا تَخَافُ دَرَكًا وَلَا تَخْشَى (77) فَأَتْبَعَهُمْ فِرْعَوْنُ بِجُنُودِهِ فَغَشِيَهُمْ مِنَ الْيَمِّ مَا غَشِيَهُمْ (78) وَأَضَلَّ فِرْعَوْنُ قَوْمَهُ وَمَا هَدَى (79) يَابَنِي إِسْرَائِيلَ قَدْ أَنْجَيْنَاكُمْ مِنْ عَدُوِّكُمْ وَوَاعَدْنَاكُمْ جَانِبَ الطُّورِ الْأَيْمَنَ وَنَزَّلْنَا عَلَيْكُمُ الْمَنَّ وَالسَّلْوَى (80) كُلُوا مِنْ طَيِّبَاتِ مَا رَزَقْنَاكُمْ وَلَا تَطْغَوْا فِيهِ فَيَحِلَّ عَلَيْكُمْ غَضَبِي وَمَنْ يَحْلِلْ عَلَيْهِ غَضَبِي فَقَدْ هَوَى (81) وَإِنِّي لَغَفَّارٌ لِمَنْ تَابَ وَآمَنَ وَعَمِلَ صَالِحًا ثُمَّ اهْتَدَى (82) وَمَا أَعْجَلَكَ عَنْ قَوْمِكَ يَامُوسَى (83) قَالَ هُمْ أُولَاءِ عَلَى أَثَرِي وَعَجِلْتُ إِلَيْكَ رَبِّ لِتَرْضَى (84) قَالَ فَإِنَّا قَدْ فَتَنَّا قَوْمَكَ مِنْ بَعْدِكَ وَأَضَلَّهُمُ السَّامِرِيُّ (85) فَرَجَعَ مُوسَى إِلَى قَوْمِهِ غَضْبَانَ أَسِفًا قَالَ يَاقَوْمِ أَلَمْ يَعِدْكُمْ رَبُّكُمْ وَعْدًا حَسَنًا أَفَطَالَ عَلَيْكُمُ الْعَهْدُ أَمْ أَرَدْتُمْ أَنْ يَحِلَّ عَلَيْكُمْ غَضَبٌ مِنْ رَبِّكُمْ فَأَخْلَفْتُمْ مَوْعِدِي (86) قَالُوا مَا أَخْلَفْنَا مَوْعِدَكَ بِمَلْكِنَا وَلَكِنَّا حُمِّلْنَا أَوْزَارًا مِنْ زِينَةِ الْقَوْمِ فَقَذَفْنَاهَا فَكَذَلِكَ أَلْقَى السَّامِرِيُّ (87) فَأَخْرَجَ لَهُمْ عِجْلًا جَسَدًا لَهُ خُوَارٌ فَقَالُوا هَذَا إِلَهُكُمْ وَإِلَهُ مُوسَى فَنَسِيَ (88)

 

***

 

أَفَلَا يَرَوْنَ أَلَّا يَرْجِعُ إِلَيْهِمْ قَوْلًا وَلَا يَمْلِكُ لَهُمْ ضَرًّا وَلَا نَفْعًا (89) وَلَقَدْ قَالَ لَهُمْ هَارُونُ مِنْ قَبْلُ يَاقَوْمِ إِنَّمَا فُتِنْتُمْ بِهِ وَإِنَّ رَبَّكُمُ الرَّحْمَنُ فَاتَّبِعُونِي وَأَطِيعُوا أَمْرِي (90) قَالُوا لَنْ نَبْرَحَ عَلَيْهِ عَاكِفِينَ حَتَّى يَرْجِعَ إِلَيْنَا مُوسَى (91) قَالَ يَاهَارُونُ مَا مَنَعَكَ إِذْ رَأَيْتَهُمْ ضَلُّوا (92) أَلَّا تَتَّبِعَنِ أَفَعَصَيْتَ أَمْرِي (93) قَالَ يَابْنَ أُمَّ لَا تَأْخُذْ بِلِحْيَتِي وَلَا بِرَأْسِي إِنِّي خَشِيتُ أَنْ تَقُولَ فَرَّقْتَ بَيْنَ بَنِي إِسْرَائِيلَ وَلَمْ تَرْقُبْ قَوْلِي (94)

 

***

 

أَفَلَا يَرَوْنَ

Ea Fa LAv YaRaVNa (Ea Fa LAv YaFGaLNa)

“Re’y etmeyecekler mi?”

أَفَلَمْ يَرَوْا olması gerekirken أَفَلَا يَرَوْنَ getirilmiştir. Gördüler mi değil de görmeyecekler mi? Kur’an böyle şaşırtıcı ifadeler kullanır. O zamanki İsrail oğullarını değil de bugünkü Sermaye’yi ve bugünkü İsrail oğullarını da içine almaktadır.

Sermaye bugün ne yapıyor? Tüm dünya ülkelerini diktatörlerin heykelleri ile doldurdu. Ankara’da Anıtkabir diktirdi. Hala muhafazakâr hükümet mensupları bile gidip heykele tapmaktadırlar. Bugün Allah’a inanmayan insanlar paraya ve diktatörlere tapmaktadır. Ölülerin heykelleri dikilmekte, anıtkabirler inşa edilmektedir. Bir taraftan tanrı yoktur, ahiret yoktur telkini yapılmakta, diğer taraftan değişik kimseler tanrılaştırılmaktadır. Bu yalnız diktatörler için değildir, şeyhler de din kisvesi altında putlaştırılmaktadır.

Eğer öldükten sonra hayat yoksa ölmüş insana nasıl saygı duruşu yapılmaktadır?

İşte, bugünkü bu acayip anlayışı da ifade etmek için أَفَلَمْ يَرَوْا denmemiş de أَفَلَا يَرَوْنَ denmiştir.

...





Sayı: 478 | Tarih: 12.08.2018
Mehmet Barlas
Akılsız Trump Türkiye ile Kuzey Kore’yi karıştırdı
En kritik hamle
989 Okunma
Tayibet Erzen
Ahmet Hakan
Nasıl mı kurtuluruz? İşte 7 maddelik reçete
Kıraat et
982 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Yusuf Kaplan
Akılla bilirsin, kalple bulursun, ruhla olursun
KURAN KAİNATIN AKLI,KALBİ VE RUHUDUR!
839 Okunma
Ali Bülent Dilek
Ergün Diler
Büyük patron
Dolarla Savaş
837 Okunma
1 Yorum
Süleyman Karagülle


© 2024 - Akevler