02.08.2018
Sade Amerikan demokrasisinin değil dünyadaki bütün özgürlükçü demokrasilerin en dikkati çeken özellikleri "Hesap sorulabilir" olmalarıdır...
Seçilmiş yöneticiler yaptıkları işlerin ve attıkları adımların hesabını sonunda seçmene de verirler.
Vietnam'ın hesabı
ABD'nin Vietnam'daki haksız savaşı önce Başkan Johnson'un başını yedi... Yenilginin en sonuna kadar kabul edilmediği bu haksız savaşa karışan kadroları Amerikan demokrasisi "Watergateolayı" ile temizledi.
Son aşamada Başkan Nixon da yüz kızartıcı bir konumda istifa ettirildi.
Trump'a ne olacak?
Yakın tarihi gözden geçirirken ve Amerikan demokrasisinde hesap sorulabilirlik sınavından kimsenin kaçamadığını hatırlarken "Acaba Başkan Trump'ın yaptıklarının hesabı ne zaman sorulacak" diye düşünmeden edemiyorum.
Amerika'nın müttefikleri ile arayı açan, korumacı kararları ile dünya ekonomisini krize sokan ve devlet yönetimini tweet'leri ile itibarsızlaştıran bu kişi, acaba siyasi sonunu ne şekilde görecektir.
Bizde bu iş aksıyor
Tamamı için https://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2018/08/02/aninda-hesap-sorulamazsa-sonunda-siyasi-iflas-gelir
Yorum:
Hesap sorma zamanı
Burada gayet ilginç bir nokta var. Sayın Barlas, Saddam, Nixon, Hitler, Eden diyor. Dünyanın dört bir yanına eleştiri getirip burnunun ucunu göremiyor. Sıra ülkesine gelince de ancak 40 sene öncesi merceğine takılabiliyor, takılanlar ise Ecevit ve Erbakan.
Madem bu kadar demokrasiyi dert edineceğiz, madem hesap sorup ‘Biz buradayız ve her şeyin farkındayız’ egomuzu tatmin edeceğiz niye olmuş ve ölmüşlerle ilgileniyoruz? Elimizde halihazırda bir piyes var, bu işleri onun üzerinden yapalım. Soralım yöneticilere bu kanunlarla, bu değişimlerle neyi hedefliyorsunuz, diye. Yanlış yapıyorsunuz düzeltin, diyelim. Ancak anlaşılan o ki Sayın Barlas mevcuttan pek memnun ki buna hiç yanaşmamış bile.
Bu da yanlış. Gerçek olan tek an yaşanan andır. Dün geçti değiştirilemez, yarın gelmedi müdahale edilemez. Bugün varız ve bugün yapacaklarımız etkili ve anlamlı.