TİKA’ya ve Arifan’a saldırmanın dayanılmaz hafifliği!
742 Okunma, 0 Yorum
Yusuf Kaplan - Yeni Şafak
Ali Bülent Dilek

TİKA’ya ve Arifan’a saldırmanın dayanılmaz hafifliği!

08 Haz 2018, Cuma

 

 YUSUF KAPLAN

Birileri, Türkiye’nin umut ve ufuk çizgisi TİKA’ya ve Türkiye’nin geleceğinin karınca kararınca tohumlarını eken Sivas’taki Arifan Külliyesi’ne saldırmaya başladılar.

Oysa bu iki güzide kurumumuz da kendi alanlarında öncü kurumlar ve değeri on yıllar sonra anlaşılacak köklü ve büyük bir devrime imza atıyorlar.

Önce TİKA’ya bakalım...

TİKA DEVRİMİ: UFUK ÇİZGİSİ, UMUT HAMLESİ

................................

ÖNÜMÜZE BAKALIM...

Dünya, köklü bir medeniyet bunalımı yaşıyor.

Batı uygarlığı bilkuvve (ruhen) çöktü ama bilfiil (bedenen) yaşıyor.

Osmanlı medeniyeti bilfiil (bedenen) çöktü ama bilkuvve (ruhen) yaşıyor.

Bakanlardan Yemen’e, Güney Afrika’dan Açe’ye kadar, bütün mazlum halklar, bizi bekliyor, bize (Osmanlı’ya) dua ediyor.

Batı uygarlığı, yüzyıldır felsefî olarak, sarsıcı bir çöküş sürecinden geçiyor...

Nietzsche, bu çöküşü çok net bir şekilde haber vermişti bir asırdan fazla bir süre önce: “Avrupa uygarlığı, ölüler evini andırıyor, virüs bütün vücudu kaplamak üzere... çöl büyüyor... çöl büyüyor...” diye haykırmıştı.

Yüzyıldır üniversite de çöktü Batı’da.

Üniversite, endüstrinin fahişesine dönüştü; fikir üretme imkanlarını yitirdi; sadece hakimiyet biçimleri üretti...

Göklere ulaşıldı ama insana ulaşılamadı.

Husserl de, Heidegger de, Weber de üniversitenin içine sürüklendiği bu ontolojik anlam krizini, felsefî krizi derinlemesine tartıştılar. 1960’larda çok-disiplinlilik, disiplinler-arasılık gibi geçici çıkış yolları bulundu ama bu kez de rölativizmin senkretik çıkmaz sokağına çakılıp kalındı.

Yüzyıllık post modern düşünce, işte bu çöküş düşüncesi; bir çıkış düşüncesi değil.

Batı uygarlığının felsefî olarak, zihnî olarak, estetik olarak, sanatsal olarak, ahlâkî olarak çöktüğü, araçları amaçların önüne geçirerek insanı araçların / gücün kölesine dönüştürdüğü, başka medeniyetleri sömürgeleştirerek veya kapitalistleştirerek ya da fosilleştirerek devre dışı bıraktığı bir zaman diliminde tam da bizim insanlığın önünü açacak -şimdilik küçük- işlere imza atan TİKA gibi, Arifan gibi kurumlarımıza saldırmak, intihar etmektir.

O yüzden enerjimizi kaybedecek lüzumsuz işlerle uğraşmayalım. Ufka koşalım...

Zaman az, vakit dar, yapılacak dünya kadar iş var... Allah’tan korkalım...

İşimize bakalım... Vesselâm.

https://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/tikaya-ve-arifana-saldirmanin-dayanilmaz-hafifligi-2045985

yorum;

TİKA 'DAN  KURAN'LA İTTİKAYA ,ADİL DÜZENE!

Yazarımız bu günkü yazısında TİKA kurumuna yapılan saldırılardan hareketle,

enerjimizi kaybedecek lüzumsuz işlerle uğraşmayım diyerek yazısını bağlamış.

Türkiye müslümanları olarak bırakın maça çıkmayı daha antremana bile

çıkabilmiş değiliz, çıkalım mı çıkmayalım mı diye düşünüyoruz.

Görebildiğimiz kadarıyla dünya müslümanlarının da durumu farklı değil.

Diller lal olmuş herkes teşhisi bir papağan gibi tekrar etmekte devam etmekte.

Tedaviye gelmeye kimsenin niyeti yok.

Geçmişte söylenen batıcılıkla mücadele eden İslamcıların da batıcılık hastalığına

tutulmaları farklı bir versiyonuyla aynen baki.

Kur'an,Kur'an, Kur'an diyenler bile Kur'an'ın nasıl bir çekirdek toplum kurulmasını

istediğini somut olarak  ortaya koymaya yaklaşamıyorlar .

Ramazan ayı münasebetiyle bollaşan İslami ve İslami olmayan tv kanalarında konuşan

hocalar ve cemaat önderleri şu şu ibadetleri yapın ülkemiz ve dünya düzelecek

modundalar.

O zaman Allah-u teâla  peygamberimizi niye gönderdi ve peygamberimiz

niye örnek Medine toplumunu  kurdu?

Sadece kitaplar gönderir insanları da serbest bırakırdı.

Yine 30 yıl sonra aynı noktadayız, merhum Erbakan hocamızın somut bir proje

aradığında sadece Akevler ekibinde bulduğu şey daha da gelişmiş ve zenginleşmiş

olarak yine sadece Akevler ekibinde.

Şimdi Akevler Adil Düzen çalışanlarının çalışmalarını değerlendirecek

ikinci bir Erbakan beklenmekte sosyal durumun ifadesiyle.

Akevler artık merkezi net bir şekilde Yalova Teşvikiye olarak  belirlemiş ve

oraya odaklanmıştır.

( http://www.akevler.org/AkevlerMakaleler/9331/SonEk/0/Turgay-Coruhlu/Yalovada-Kucuk-Adimlarla-Baslangic)

Bu odaklanmanın Allah'a(CC) olan toplu  filli bir dua olması neticesinde beklenen

liderinde beklenmeyen bir yerden zuhur edeceği inancındayım.

Genelde sonuçlandırdığım gibi yazımı Yusuf Kaplan'a hitaben bitireyim.

Gelin Yusuf hocam Akevler'in oluşturduğu  ve merhum Erbakan hocamızın da onaylayarak  Türkiye ve dünya   halklarına duyurduğu Adil Düzeni olgunlaştırıp ,pratiğe geçirelim siz ve arkadaşlarınızla birlikte dünya mazlumlarının kurtuluş vesilesi olalım vesselam...

 

 

 

 

 

 

Ali Bülent Dilek






Sayı: 469 | Tarih: 10.06.2018
Ahmet Hakan
Türkiye asla umutsuz vaka değildir ey Batı!
İman etmeyen beş vakitliler
877 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Ergün Diler
Kıbrıs planı
Türkiye ne yapmalı?
874 Okunma
1 Yorum
Süleyman Karagülle
Mehmet Barlas
Siyasette kurusıkı atanlara artık fazla yer yok
Bol sorun, hiç çözüm!
820 Okunma
Tayibet Erzen
Yusuf Kaplan
TİKA’ya ve Arifan’a saldırmanın dayanılmaz hafifliği!
TİKA 'DAN KURAN'LA İTTİKAYA ,ADİL DÜZENE!
742 Okunma
Ali Bülent Dilek
Uğur Dündar
HARUN İLE KARUN
FAİZİN MUSİBETİ
721 Okunma
Hüseyin Bağdatlı


© 2024 - Akevler