İki büyük tehlike: Deizm ve ateizm dalgası
08 Nis 2018, Pazar
YUSUF KAPLAN
Türkiye’de genelde İslâmî kesimlerde, üstelik de bütün kuşaklarda, ama özellikle genç kuşakta bir deizm dalgası yayılıyor hızla.
Seküler kesimlerin çocuklarının arasındaysa, ateizm yayılıyor dalga dalga...
Her şeyi sınırlı akılla, geçici, görece bilimle açıklayabileceğini düşünen sığ, felçleşmiş bir kafa, fenâ hâlde revaçta.
Burada gençleri suçlamanın anlamı yok: Suçlu bizleriz; sorumluluklarını hakkıyla yerine getiremeyen biz yetişkinler -toplum, cemaatler, aileler ve devlet elbette.
İSLÂMÎ KESİMLERDE PATLAYAN DEİZM DALGASI...
Deizm dalgasının, özellikle bazı ilâhiyat profesörleri ile ilâhiyatla ilgisi olmayan proje sözde-bilim adamları, felsefeciler tarafından yayıldığı gözleniyor -kitlesel televizyonlar üzerinden hem de!
İlahiyatları töhmet altında tutmak, hedef tahtasına yatırmak çok yanlış.
Bir kaç sığ, çapsız profesörün -Kant’ın deyimiyle- “ergenlik” sorunları, deizm, modernlik, tarihselcilik vesaire.
Ama deizm, ilâhiyatlarda öğrenciler arasında, imam hatiplerdeyse hem öğretmenler hem de öğrenciler arasında süratle yayılıyor; ki, bu oldukça düşündürücü!
Bu okullarda ne tür önlemler alınabilir, bunu başka bir yazıda tartışmak, bu yazıda, meselenin hem küresel hem de yerel sosyo-kültürel boyutlarını mercek altına almak istiyorum.
HIZ, HAZ VE AYARTI REJİMİ, DROMOKRASİ’NİN ZAFERİ!
.........................................
DEİZM, ATEİZM VE NİHİLİZMİN TÜRKİYE’DE YAYILMA NEDENLERİ...
Bundan Türkiye de nasibini alıyor...
Medeniyet kimliğini, iddialarını ve ruhunu yitirmiş Türkiye gibi ülkelerde, deizm, ateizm ve nihilizm dalgasının çok daha hızlı yayılacağını bundan tam 17-18 yıl önce haykırmıştım bu sütunda aylarca...
O zaman öngörüydü yazdıklarım; şimdi yaşadığımız, acıtan gerçeklere dönüştü, ne yazık ki.
Deizmin, zamanla ateizmin, dolayısıyla nihilizmin Türkiye’de daha hızlı yayılmasının bu ülkeye özgü nedenleri de var: Pozitivist ezberci, sığ eğitim sistemi; yabancılaştırıcı kültür dünyası, mankurtlaştırıcı ve yozlaştırıcı medya rejimi, özellikle genç kuşağın nihilizmin, dolayısıyla deizmin ve ateizmin eşiğine sürüklenmesinde çok belirleyici roller oynuyor...
Bunlarla hem ilintili hem de ilintisiz bir başka neden de, Türkiye’de genelde bütün eğitim kurumlarının özelde ise İslâmî eğitim kurumlarının ve cemaatlerin çağı iyi tanıyabilecek, çağla yüzleşebilecek, genç kuşağın sorularına ikna edici cevaplar verebilecek nitelikten, çaptan ve derinlikten yoksun olması.
Bunun yanısıra da yine İslâmî eğitim kurumlarının (medreseler, ilâhiyatlar vesaire) ve cemaatlerin genç kuşaklara İslâm itikadı, fıkhı, tasavvufu, ahlâkı, düşüncesi, sanatı eğitimi ve derinlikli, kuşatıcı medeniyetler, düşünce, siyaset, bilim, kültür, sanat tarihi birikimi verebilecek düzeyde, yetkinlikte olmamaları.
Genç insan, kendini, kendi dünyasını da, başka dünyaları da -özlü bir şekilde de olsa- iyi tanıyacak ki, hem bocalamasın hem de yolunu bulsun, esaslı sorular sorsun ve sorduğu cevaplara ulaşsın.
Bu mesele üzerine çokça kafa yormak zorundayız. O yüzden deizmin ve ateizmin, dolayısıyla nihilizmin felsefî ve tarihî köklerine ineceğim yarınki yazıda.
Sorunu iyi tanıyamazsak, doğru sorular soramayız; yanlış sorular sorarız, yanlış soruların da doğru cevabı olmaz, hiç bir zaman.
Daha da önemlisi, eğer gerekli önlemleri hem devlet hem de toplum, cemaatler ve aileler olarak alamazsak, korkarım, -daha önce de dikkat çektiğim gibi- bu ülkede, İslâm, bir kuşaklık bir zaman dilimi içinde azınlıkların dini hâline gelebilir.
Emperyalistlerin iki asırdır dışardan fiilen işgal edemedikleri ülke, içerden zihnen ele geçirilebilir böylelikle -Allah muhafaza.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/iki-buyuk-tehlike-deizm-ve-ateizm-dalgasi-2045168
yorum;
İSLAM TÜRKİYE'DE AZINLIK DİNİ HALİNE GELİR Mİ?
Yazarımız ilahiyat öğrencileri , imam-hatip öğretmen ve öğrencileri arasında
deizmin hızla yayıldığından bahisle , Türkiye eğitim kurumlarının ,özelde ise İslami
eğitim kurumlarının genç kuşağın sorularına cevap verecek çapta olmamasını
buna gerekçe olarak gösteriyor.
Bir başka yazar ve ilim adamı da(Prof.Abdulaziz Bayındır)deizmin dinsizlik
demek olduğunu ama telaşa gerek olmadığını çünkü gençliğin inkar ederek,
çıktıkları dinin gerçek din değil uydurulmuş din olduğunu söylüyor.
Demek ki istikbalimizin tayini çalışmasını acilen yapmak durumundayız.
Her zaman tekrar ettiğim bir misal vardır.
Merhum Erbakan hocamız 1985' lerde yine merhum Bahri Zengine bir İslam
Devleti modeli hazırlamasını söyler ve de 1987 seçimleri erkene alınıp ısmarlama işi yerine gelmeyince, Erbakan hocamız Akevler'in Peygamberler Sistemini uyarlayıp Adil Düzen diye ilan eder bunu ben bizzat Abdurrahman Dilipak'tan birinci ağızdan dinledim.
1985 ten bu güne 15 küsur yılı Ak Parti anayasal çoğunluklu iktidarında geçmiş 33 sene olmasına rağmen yine aransa böyle bir sitem ancak Akevler'de bulunabilinir ,üstelikte
33 yıllık geliştirilmiş ilmi ve pratik sonuçlarıyla birlikte.
Birde ayrıca 1993 yılında Tayyip Erdoğan,Feyzullah Kıyıklık ve Azmi Ateş finansörlüğünde
Hayrettin Karaman ve Sebahattin Zaim başkanlığında 1 yıl çalışılan Erbakanı Adil Düzen'den
vazgeçirme toplantılarının sonunda ortaya konan 100 sayfayı geçmeyen alternatif
Adil Düzen var.( http://www.akevler.org/AkevlerKitaplar/972/74/2-tenkitler-ve-degerlendirmeler-Hayrettin-Karamanin-ADIL-DUZEN-DEGERLENDIRMELERI-VE-CEVAPLARIMIZ)
Onu da şimdi Ak Parti olarak uyguladılar ama görüldüğü kadarıyla
çare ve tedaviye yaralı olacak gibi değil.( http://www.akevler.org/AkevlerKitaplar/1360/74/13-ALTERNATIF-ADIL-DUZEN-14-ILIM-ADAMININMUSTEREK-TEKLIFI-Hayrettin-Karamanin-ADIL-DUZEN-DEGERLENDIRMELERI-VE-CEVAPLARIMIZ)
Gelin Yusuf Kaplan hocam arkadaşlarınızla birlikte gençliği, insanlığı kurtarmaksa eğer gerçekten niyet ve hedefiniz merhum Erbakan tasdikli Akevler Adil düzen çalışmalarını gündeme alıp tartıştırın ,olgunlaştırılıp uygulanması konusunda da öncülerden olun vesselam.