İşte bir maarif inkılabı taslağı...
YUSUF KAPLAN
25 Mar 2018, Pazar
Önce zihin açıcı iki aforizma:
Birinci aforizma: Okumak’tan maksat, bilmek değil, olmak’tır. Bilmek, İlim yolculuğunun, olmak’sa Hikmet yolculuğunun meyvesidir.
İkinci aforizma: Kuru bilgi, zihni dondurur, kalbi durdurur, ruhu soldurur...
Bize zihni açacak ilim, kalbi arındıracak irfan, ruhu kanatlandıracak hikmet pınarları gerek...
Bu yazıda, bir hadis-i şerif üzerinden nasıl bir “maarif” sistemi inşa edebileceğimizin özlü bir şekilde yol haritasını vereceğim, sütunlarını dikmeye çalışacağım...
Burada çok özlü bir şekilde yazacaklarımın, kitapta (Fütûhât-ı Medeniyye’de) uzun uzadıya işlendiğini hatırlatmakla yetineyim yalnızca.
İLİM, İRFAN, HİKMET SÜTUNLARI: MAARİF İNKILABININ YOL HARİTASI
..........................................
Eğer AK Parti hükümetleri, bize, bu ilkeler ışığında, sadece bizim değil insanlığın önünü açacak yeniden Gazâlî, Râzî gibi ilim adamları; İbn Arabî, İmam Rabbânî gibi irfan adamları; Yunus, Mevlânâ, Fuzûlî, Sinan, Itrî ve Şeyh Galip gibi hikmet adamları yetiştirmemizi, bunun için de pergelin sâbit ayağını İslâm’a basacak, pergelin hareketli ayağıyla bütün dünyalara, bütün medeniyetlere, bütün düşünce, sanat ve bilgelik birikimlerine açılmamızı sağlayacak köklü, güçlü ve özgüveni yüksek bir “maarif sistemi”nin her düzeyde tohumlarını ekecek esaslı bir işe imza atmış olsaydı, hem kendi geleceğimizi kurtarırdık hem de insanlığa umut ışığı olurduk.
.................................
BİZ BESMELE’Yİ ÇEKELİM, RAHMET TECELLÎ EDECEKTİR...
İşte tam da Gazâlî’nin “âlim”i “avam” olarak gördüğü, irfandan, hikmet’ten nasibini almayan kuru bilginin, kör bilinç ürettiği, kör bilincin bilincine insanı linç ettiği, dünyayı çölleştirdiği bir cehennemin ortasında, bizim inşa edeceğimiz ve insanlığa hediye edeceğimiz muhkem ilim, irfan ve hikmet sütunları üzerinden geliştireceğimiz hakikat medeniyeti tasavvuruna insanlığın ekmek kadar su kadar ihtiyaç duyduğu bir zaman diliminde, daha fazla geç olmadan bu üç sütun üzerinden kendi kuşatıcı ve kucaklayıcı, hayata anlam ve ruh katıcı, insanlığın zihnini ve ufkunu açıcı o muazzez ve leziz maarif modelimizi adım adım hayata geçirmek boynunuzun borcudur.
İnsanı insanın kurdu yapan seküler-kapitalist saldırının inşa ettiği Darwinyen orman kanunlarının bütün insanlığı eşiğine sürüklediği cehennemden çıkaracak, insanı insanın kurdu değil, insanı insanın yurdu, umudu ve ufku olarak gören hakikat medeniyetinin maarif sisteminin tohumlarını model okullarla hayata geçirmek için kollarımızı sıvamak zorundayız...
Biz niyetlenelim, besmeleyi çekelim, rahmet tecellî edecek, tohum toprağa düşecek ve meyve verecektir Allah’ın lütfu ve keremiyle.
O yüzden her zaman söylediğim -affınıza sığınarak bir kez daha paylaşma ihtiyacı hissettiğim- şu cümleyle bitireyim yazıyı: Eğer 10 yılda, gelecek 100 yılın tohumlarını ekemezsek, yok olmaktan kurtulamayız.
Vesselâm.
https://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/iste-bir-maarif-inkilabi-taslagi-2044981
YORUM;
KU'RAN DÜZENİ'NDE MAARİF
Yazarımız yazısında maarif sisteminin en önemli olduğundan,Ak Partinin 15 yılda bu maarif inkılabının yapamadığından ,önümüzdeki 10 yılda bu inkılabı yapamazsak yok olacağımızdan bahsediyor.
Ve kendince bu maarif inkılabının nasıl olmasından da bahsediyor.
İlkönce tabii ki bu maarif inkılabını yapacak kadrolar yetiştirilmelidir.
Daha sonra bu kadrolar yoluyla bir maarif inkılabının yapılmasından söz
edilebilir.
Asıl sorun bu kadronun mevcut sistemden soyutlanarak nasıl ve neye göre
oluşturulacağıdır.
Bunun için yüz yılların ilmi müktesabatının gözden geçirilmesi ve ona göre
ülkemizin geleceğini şekillendirilecek bir çalışmaya girilmesi söz konusudur.
Buda yıllarca çalışmayı gerektirir 10 yılda olacak bir mesele değildir.
İşte Allahın gerçekten lütfuyla bu çalışmalara 50 yıl önce İzmir Akevler Kooperatifini
kuran bugünleri görecek kadar basiret ve firaset sahibi kimseler başlamışlar.
Nasıl ki 30 yıl önce merhum Erbakan hocamız bu köklü sistemler inkılabını
başlatmak için kadrolar aradığında karşısonda sadece Akevler ekibini bulduysa bugünde
arandığında sadece bu çalışma ve kadrolar Akevler Adil Düzen çalışanlarıdır.
kısa bir alıntıyla o günleri yadedelim; BİRİNCİ KUR’AN UYGARLIĞI İLK DÖRT YÜZ SENEDE OLUŞTURULDU. BİZ ONA DAYANIYORUZ. SONRA BEŞ YÜZ SENE UYGULANDI VE GELİŞTİ. SON BEŞ YÜZ SENEDE İSE ÇÖKTÜ. OSMANLILARIN İSLÂMÎ İLİMLERE PEK BİR KATKILARI YOKTUR. AMA TASNİF ETTİKLERİ KİTAPLAR ÇOK SİSTEMATİKTİR VE SON DERECE ÖĞRETİCİDİR. BİZ İLK DÖRT ASRI OSMANLILARIN TELİFLERİNDEN ÖĞRENDİK. MEDRESEDE OKUNAN KİTAPLARDAN İSLÂMÎ İLİMLERİ TETKİK ETTİK. TECVİT, SARF, NAHİV, MEANİ, MANTIK, USÛLÜ FIKIH (MİR’AT), HADİS (TAC), TEFSİR (RAZİ), FIKIH (HİDAYE), MUKADDİME (İBNİ HALDUN) VE MARİFETNAME (ERZURUMLU İBRAHİM HAKKI) ESERLERİNİ TETKİK ETTİK. BİZANSLILARIN ETKİSİ İLE OLUŞMUŞ OSMANLI KANUNNAMELERİYLE, BATI’DAN ANLAMADAN TERCÜME EDİLEN MEDENİ, BORÇLAR, CEZA MUHAKEMELERİ KANUNLARINI OKUDUK. BUNLARI SİYASİLER OKUYAMAZDI. ONLARIN İŞİ İLİM DEĞİL, SİYASETTİ. SİYASİLERİN İŞİ ÂLİMLERİN DEDİKLERİNİ ANLAMAK VE SÖYLEDİKLERİNİN İLMÎ OLUP OLMADIĞINI TAKDİR ETMEKTİR.süleyman karagülle-
http://www.akevler.org/AkevlerKitaplar/972/74/2-tenkitler-ve-degerlendirmeler-Hayrettin-Karamanin-ADIL-DUZEN-DEGERLENDIRMELERI-VE-CEVAPLARIMIZ
Kur'an düzeni bir alt sistemler bütünüdür.Dört ana sütun üzerinde yükselir bunlar,dini,ilmi,iktisadi ve siyasi. düzenlerdir.
Her birinin altında da sistemler ve müesseseler bulunur.
Detayları akevler.org sitemizdeki 30.000 küsür sayfalık orjinal yayınlarda mevcuttur.
Bugünden itibaren gelin Yusuf Kaplan hocam daha arama ve araştırmayı bırakıp bu
Adil Düzen sistemlerini tartışıp olgunlaştırarak yöneticisiyle yöneteniyle bir olup
bu işi hızlandıralım ve 10 yıl sonra bunun meyvelerini devşirmeye başlayalım inşaallah vesselam.