İslâm’ın önünü açmaya odaklanırsak, kimse diz çöktüremez bize!
01 Ara 2017, Cuma
Yusuf kaplan
Şunu görebiliyor muyuz, çok emin değilim: Küresel sistem Türkiye’yle savaşıyor! Açıkça değil, sinsice/ post modern yöntemlerle.
Türkiye, Batılı kurumların üyesi olduğu için açıkça saldıramıyor küresel kapitalist sistemin lordları!
Böyle söylemekle, Türkiye’nin geleceğinin, Batılı yörüngede gizli olduğunu söylemiş olmuyorum. Aksine...
TÜRKİYE’NİN VARLIK NEDENİ, İSLÂMÎ YÖRÜNGENİN ÖNCÜ GÜCÜ OLMASIDIR
...................................
Yarma harekâtı olarak başlayan bu süreç, zor ve zorlu bir süreçti. Özal’lave özellikle de Erbakan ve tabiî Erdoğan’la birlikte sürdü bu toparlanma ve ayağa kalkma süreci.
Yarım asrı aşan bu süreç, İslâmî duyarlıkları aşındırdı elbette; ama toplumun dip dalgasını ve İslâmî genetik kodlarını da geri dönüşü imkânsız bir şekilde güçlendirdi ve pekiştirdi.
Yarım asırlık bu zorlu süreçte, devleti ele geçiren, ülkeyi içerden sömürgeleştirme aymazlığı sergileyen küçük azınlığın elinden, devletin, milletin hâs çocukları tarafından yeniden “ele geçirilme” yolculuğu, bu ülkenin İslâmî duyarlıklarına ve yörüngesine sahip çıkan çocuklarının araçları, özellikle de siyaseti zaman zaman amaç hâline getirme yanlışlıklarına düşmesine de yol açtı...
Araçları / siyaseti, amaçların / hakikatin önüne geçirirseniz, araçların amaçları yutmasını, toplumun siyasî mekanizmalar yoluyla sekülerleşmesini, İslâmî duyarlıklarını zedelemesini önleyemezsiniz.
Araçların amaç katına yükseltilmesi, eninde sonunda amaçların yitirilmesi, İslâmî duyarlıkların ve ahlâkî ölçütlerin aşınmasıyla sonuçlanır.
İSLÂM’IN ÖNÜNÜ AÇMAYA ODAKLANIRSAK, BİZİ KİMSE DİZE GETİREMEZ!
Amerika’da, Türkiye’yi 15 Temmuz’da dize getiremeyen çevrelerin asimetrik savaşla dize getirme savaşı verdikleri bir kumpas davası yaşanıyor...
15 Temmuz’da askerî darbe girişimiyle başaramadıklarını siyasî yargı ve ekonomik darbeyle başarmak istiyorlar. Türkiye’ye diz çöktürmek istiyorlar.
Türkiye’nin her hâl ve şartta diz çökmesini önleyecek tek çıkış yolu var: Araçların veya her türlü gücün değil sadece İslâm’ın önünün açılmasına kilitlenmek.
Eğer araçların değil de amaçların yani İslâm’ın, İslâmî iddialarımızın önünü açma hayatî meselesi üzerinde kafa yormazsak, söz konusu siyasî davaları, asimetrik savaşları kazansak bile, asıl davayı, hakikat davasını kaybederiz, uzun vadede.
Özetle: Ne yapıp eğitimden kültüre, fikirden sanata ve medyaya kadar her alanda İslâm’ın önünü açacak yapı taşlarını döşeyemezsek, her zaman söylediğim gibi, 10 yılda 100 yılın tohumlarını ekemezsek,geleceğe emin adımlarla yürüyemez, insanlığın ekmek kadar su kadar ihtiyaç hissettiği hakikat medeniyeti yolculuğuna soyunamaz, tarihi sürükleyecek bir konuma ulaşamaz, mevcut varlığımızı bile koruyamayız -Allah muhafaza!
http://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/islmin-onunu-acmaya-odaklanirsak-kimse-diz-cokturemez-bize-2041339
yorum;
Avrupa mı? Asya mı? değil Avrasya birliği!
Yazarımız Yusuf Kaplan Türkiye'nin araçları amaçlaştırması tehlikesinden bahisle başlamış,siyasileri uyarmış ve devamla ;" Ne yapıp eğitimden kültüre, fikirden sanata ve medyaya kadar her alanda İslâm’ın önünü açacak yapı taşlarını döşeyemezsek mevcut varlığımızı bile koruyamayız -Allah muhafaza!"diye bitirmiş yazısını.
İç politika ve dış politika hedeflerini doğru belirleyemeyen bir toplum başlarında kim
olursa olsun sonunda duvarlara toslamaya mahkum bir toplumdur.
Bunu da belirleyecek toplumsal yapının dengeli ve tam bir şekilde müesseselerini kurmuş olmasına bağlıdır.
Yüce Rabbimiz Kur'an'ı Kerimde inanan insanların dünya hayatında izzetli ve örnek bir topluluk kurmalarının prensiplerini belirlemiştir.
Şimdi acilen yapılacak olan toplumdaki tüm örgütlü güçlerin kendi sosyal yaşam
modellerini belirleyip bunu ilan etmesiyle başlamasıdır.
Bizler Akevler Adil Düzen çalışanları olarak bu maddeleri şöyle belirlemiş
bulunmaktayız;
"“ADİL DÜZEN”İN ÖNERDİĞİ BİRLİK ŞÖYLEDİR.
1. Gönüllü katılanlarla birlik oluşmalıdır. Kimseye katılması için baskı yapılmamalıdır. Baskı yapan bir güce değil, baskıya mâni olan bir güce gerek vardır.
2. Her isteyen birliğe katılabilmelidir. Şartları kabul eden herkes birliğe alınmalıdır. Geleni almama diye bir sorun olmamalıdır. Katılmalara sınır koyan topluluklara katılmamak gerekir. Bu sebeple “Avrupa Birliği” İslâmî birlik değildir.
3. Topluluk katılanların çıkar paralelliğine dayanmalıdır. Savunma amaçlı olmalıdır. Başka toplulukları sömürmek veya onlara saldırmak için olmamalıdır.
4. Aralarında çıkacak ihtilaflar hakemler yoluyla çözülmelidir. Hakemlik sistemini kabul etmeyen hiçbir topluluk İslâmî değildir."
http://www.akevler.org/AkevlerMakaleler/2048/CokOk/10053/Suleyman-Karagulle/Avrasya-Ekonomik-Birligi?seoContent_ASPxGridView1=page8
İsteyen kendi maddelerini bize katılıp katılmama şeklinde de belirleyebilir.
Bu dış politika hedefimiz olan Avrasya birliği prensipleridir.
İç politikadaki prensiplerimizi de başka yazılarımızda açıklamış bulunmaktayız oraya bakılabilir.
Yazarımız Yusuf Kaplanın ve arkadaşlarının daha önceki yorumlarımızda da yazdığımız gibi İslam anlayışları problemlidir.
İç politikadaki asıl problemlerde bu yanlış İslam anlayışından kaynaklanmaktadır.
Gelin ey okuyucular Akevler'in bu konularda dünyada tek olan 50 yıllık çalışmaları
kervanına katılın insanlığın acilen kurtuluş çalışmalarını hızlandıralım vesselam