Suudlar ateşle oynuyor!
24 Kas 2017, Cuma
Yusuf Kaplan
Batılıların Türkiye ile İran’ı birbirine düşürme tezgâhını bozduk ve Rusya’nın da dâhil olduğu yeni bir oyun kuruyoruz: Türkiye, Rusya ve İran devlet başkanları arasında gerçekleştirilen Soçi Zirvesi, özelde Suriye’nin siyasî geleceğini belirlemeye dönük önemli bir stratejik hamle. Ama bu zirve, genelde, bölgenin hem siyasî hem de stratejik geleceğinin kilometre taşlarını döşeyen tarihî bir zirve.
Soçi Zirvesi’yle birlikte, Batılılar, kısmen de olsa bölgenin geleceğinin şekillendirilmesinde devre-dışı bırakılacak...
“Kısmen” dedim; çünkü Rusya üzerinde İngilizlerin, özellikle de Amerika’daki Yahudi gücünün çok ciddî baskısı var. Ruslar, kısmen de olsa Batılılardan bağımsız hareket edecek güce sahip değiller henüz.
Ama bölgenin iki ana aktörü Türkiye ile İran’ın Rusya’yla birlikte hareket etmesi, bölgenin geleceğinin şekillendirilmesinde Batılıların devre dışı bırakılması sürecinin başlangıç noktasını oluşturacak önemli bir adımdır.
SUUDLARIN TESLİM ALINMASI VE KULLANILMASI
......................
SUUDLAR DURDURULMALI!
Sorun sadece Suudların kendileriyle ilgili olsa, “ne işiniz varsa görün” diyebilirdik; ama sorun hem İslâm dünyasının ateşe sürüklenerek çıkmaz sokağın eşiğine fırlatılması hem de İslâm’ın müslüman toplumların emperyalistlerin her türlü saldırılarına karşı direniş ve diriliş imkânlarının buharlaştırılması yakıcı sorunu!
Suudlar, yağmurdan kaçarken doluya tutulacaklar.
Ama iş bununla da kalmayacak, sözünü ettiğim iki tehlikeli yönelim hem İslâm dünyasını hem de bizzat İslâm’ın geleceğini derinden sarsacak geri dönüşü zor son derece tehlikeli boyutlar kazanacak...
O yüzden Suudların bu tehlikeli oyunlarının durdurulması ve İslâm’ın Suudların tekelinden kurtarılması gerekiyor.
Bu mesele, Suriye sorunundan daha tehlikeli yıkımlara yol açabilir çünkü.
Bu süreçte, Suriye meselesinin çözüm yoluna girecek olması, önemli bir adım olarak değerlendirilmeli.
Yine de her zaman söylediğim gibi, tuzaklara karşı her dâim dikkatli olmak ve ince eleyip sık dokumak zorundayız. Vesselâm.
http://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/suudlar-atesle-oynuyor-2041230
yorum;
İslam Suud'ların tekelinden nasıl kurtulur?
Yazarımız Yusuf Kaplan Suud'lar ateşle oynuyor diyor ve ekliyor
İslam Suud'ların tekelinden kurtarılmalı.
Her halde Mekke ve Medine'nin orada olmasından ve Hacc ibadetinin öneminden dolayı böyle söylüyor.
Yüce kitabımız ve insanlığın da kitabı olan Kur'an; Her şeyi açıklamak üzere ve yol, esenlik ve barışçılara sevinç olmak üzere yazıtı sana indirdik.NAHL-89, buyuruyor.
Tabii ki yazarımız ve yoldaşlarının kahir ekseriyeti de çözümleri binyıl
öncesinin içtihatlarında, orada da bulamayınca batılı kanunlarda aradıkları için
bu Suud'dan kurtulma işini çözemeyecekler.
Döndük dolaştık yine "çalışmaya" geldik hem de canlarla başlarla çalışmaya.
Farkındaysanız yazarımız Suud'lardan kurtulmayı gündeme getiriyor
yani müslüman müslümana karşı.
1991 yılındaki genel seçimlerden sonra bizim K.çekmece Refah Partisi binasında
Erdem Sezer ağabeyimizin vesilesiyle seminer (3 VİDEOSU MEVCUT- https://www.youtube.com/watch?v=FESsl-yBTf0) veren dr.Süleyman Akdemir hocamız;
Adil Düzen ne zaman kurulur? sorusuna şu anda kapitalizm için 100.000 ilim adamı
çalışıyor ,Adil Düzen içinse merhum Erbakan hocamızın deyişiyle 120 profesör çalışıyor,
(http://www.akevler.org/AkevlerKitaplar/1358/74/11-DEGERLENDIRMEYE-ESASHKARAMAN-HATIRAT-ADIL-DUZEN-KISMI-Hayrettin-Karamanin-ADIL-DUZEN-DEGERLENDIRMELERI-VE-CEVAPLARIMIZ)
onları da biraz sıksanız 12 ye sonunda da 6 ya düşer demişti.
Acaba 1991 yılından bugüne geçen 27 yılda bu Adil Düzeni çalışan ilim adamlarımızın
sayısı kaç oldu dersiniz, arttı mı azaldı mı?
Oradan belli olacak Adil Düzen'in ne zaman Türkiye'de kurulacağı.
Bir kere kimse kimseden kurtulmayacak bu birinci şart.
Tek düşman cehalet olacak,cahiller değil cehalet buda iki.
Her halkı müslüman ülke kendi problemlerini Kur'ana göre kendisi çözecek bu da üç.
O zaman bir İslam ülkeleri biriliği düşünülebilir ancak.
İslam ülkesi tanımını da doğru yapmak gerekir;
burada tam yerine geldi Karagülle hocamdan taze bir alıntıyla yorumumu
bitiriyorum;
"Yeni dünya şöyle kurulacaktır. Ulusal devletler olacak, orduları bunların olacaktır. Bu devletler ikiye ayrılacak. Hakem kararlarını kabul eden devletler, Müslüman(mümin) devletler olacaktır. Kabul etmeyenler müşrik devletler olacak. Çatışma müşriklerle Müminler arasında olacaktır. Yani hakem kararlarını kabul eden ve etmeyenler arasında olacaktır. "-
http://www.akevler.org/AdilDuzenDergisi/441/3384/Yeni-Uygarlik