Sistemi dönüştürmek mi, sistem tarafından dönüştürülmek mi?
17 Kasım 2017, Cuma
Yusuf Kaplan
Hepimiz ağır bir imtihandan geçiyoruz: Dünyaya söylenecek, dünyanın ekmek kadar, su kadar ihtiyaç hissettiği bir söz var. O sözü söyleyecek biziz ama biz yokuz.
Yokuz; çünkü biz, biz’de değiliz; iz’imizi yitirdik.
İz’imizi yitirdiğimiz için de biz’e ulaşamıyoruz...
İz’e ulaşabildiğimiz zaman, biz’e ulaşabiliriz ancak.
Biz, iz’de gizli; iz de biz’de çünkü.
BİZ’İN İZ’İ: SÂBİTELER VE DEĞİŞKENLERİN SEYRÜSEFERİ...
.............................................
İSLÂM DÖNÜŞMEZ, DÖNÜŞTÜRÜR...
Evet, İslâm dönüşmez, dönüştürür...
İslâm’ın Müslümanlardan beklediği şey de, dönüşmek değil, en azından her türlü dönüştürme biçimlerine karşı direnmek, dimdik durmaktır.
Müslüman, bulunduğu yerin şeklini alan kişi değil, bulunduğu yere şeklini veren kişidir.
Eğer Müslümanlar bulundukları yere şekil vermiyorlar da, bulundukları yerini şeklini alıyorlarsa, yapmaları gereken şey, derhal aynaya bakmak olmalıdır.
Bu yazıda serdettiğim fikirler, güncel siyasetle sınırlı fikirler değildir; aksine güncel siyasetin sınırlılıklarını aşmaya, bizi sâhil-i selâmete ulaşmaya, bizi bize ulaşmaya, biz’in izini sürmeye çağıran fikirlerdir.
Söylemek istediğim şeyin özel ve genel olmak üzere iki boyutu var.
Birincisi şu: Sistem mi bizi dönüştürecek, biz mi sistemi dönüştüreceğiz?
İkincisi de: Dünya mı bizi dönüştürecek ve kendine benzetecek; yoksa biz mi dünyayı dönüştürüp hakikatin rengine boyayacak ve daha âdil, daha barışçıl ve daha kardeşâne bir dünyayı nasıl inşa edebileceğimiz yakıcı meselesi üzerinde kafa patlatacağız?
http://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/sistemi-donusturmek-mi-sistem-tarafindan-donusturulmek-mi-2041117
yorum;
Yaşayan Kur'an'lar çoğalmadan asla!
Yazarımız Yusuf Kaplan sistem mi bizi dönüştürecek biz mi sistemi dönüştüreceğiz
diyor ve ekliyor daha adil daha barışçıl ve daha kardeşane bir dünyayı
nasıl inşa edeceğiz .
Cevap gayet kısa ;hazreti Aişeye peygamberin ahlakını soran bir kişiye
siz hiç Kur'an okumaz mızsınız O yaşayan Kur'an'dı diye cevap vermiş.
demek ki çözüm yaşayan Kur'an'ları çoğaltmak tamam da nasıl?
Herkes buna kendi zaviyesinden farklı cevaplar verebilir.
Ama eğer bireyden başlayarak toplumu yaşayan Kur'an haline
getirmek istiyorsak topluluklar oluşturarak ve topluluk kararları ile
yola devam ederek bunu gerçekleştirebiliriz.
Yani toplumsal ,sosyal laboratuarlarımızı acilen kurmamız gerekiyor.
Akevler örnek bir toplum kurma deneyimi çalışmasını 50 yıldır ortaya
koymaya başlamış ve devam etmektedir.
Bir şeyi bir kere yaptınız mı onu tekrar yapmanız daha kolaydır.
Ben de Yusuf Kaplana diyorum ki gelin hocam biz bu Akevler deneyimini
baz alarak tartışalım eksik veya yanlışlarını düzeltelim ve artık
kendi sistemimize göre kararlar alarak sistemin bizi öğütmesine
dur diyelim,yoksa ortada ne değiştirecek bir halk nede vatan
kalacak bu gidişle Allah muhafaza.
Akevler bugün benim gördüğüm kadar bu noktada dünyada tek ve
kendisini Kur'an'dan başkasına da nispet etmemekte.
Allah nurunu tamamlayacak amenna kafirler ve müşrikler istemese de.
Önümüzdeki 10 yılda Akevler Adil Düzen çalışmaları öyle bir evrilecek
ki tüm insanlığın şaşmasını bırak kendi çalışanları dahi buna şaşıp kalacak.