Medine’den Medeniyet’e, İstiklâl’den İstikbal’e...
27 Eki 2017, Cuma
Yusuf Kaplan
Sahici bir medeniyet fikri, muhkem bir medeniyet tasavvuru geliştiremediğimiz sürece, istiklâlimize kavuşamaz, istikbale doğru emin adımlarla yol alamayız...
Bizde köklü, güçlü ve sahici bir medeniyet fikri yok; o yüzden hakikatin hayat bulacağı, hayat olacağı ve herkese hayat sunacağı bir Medine/şehir fikrimiz de yok.
İşte bu nedenle, dünyanın en güzel şehirleri, şiir şehirlerimizi katlediyoruz...
Oysa Medine fikri olmadan medeniyet mefkûresi geliştirilemez.
Medine fikri olmadan, Medine kurulmadan medeniyet yolculuğuna çıkılamaz, tam anlamıyla istiklale kavuşulamaz ve istikbale koşulamaz.
Medeniyet’le uygarlığı, medeniyet’le sivilizasyon’u; medine/şehir ile kent’i/city’yi aynı şeylermiş gibi düşündüğümüz sürece Medine fikrine, dolayısıyla medeniyet fikrine ulaşamayacağımızı da, dolayısıyla gerçek anlamda istiklâlimize kavuşamayacağımızı da iyi bilelim, derim.
Bugün 2014’te yayımlanan bir yazımı, gözden geçirerek, tam yerinde ve zamanında yeniden paylaşmak istiyorum sizlerle...
Özlü bir medine ve medeniyet, istiklâl ve istikbal manifestosu olarak okuyabilirsiniz...
MEKKE BULUNACAK, MEDİNE KURULACAK VE MEDENİYETE ULAŞILACAK...
..........................
MEKKE, TOPRAK; MEDİNE, TOHUM; MEDENİYET, MEYVE’DİR
Alemlere rahmet olarak gönderilen Efendimiz (sav), kendisini, “ilmin Medinesi” olarak tarif etmiştir.
O yüzden, Medine’de, Mekke’den süt emen, ruh devşiren hakikat medeniyetinin tohumlarını ekmiştir.
Mekke toprak; Medine tohum; medeniyet ise, meyveye duran hakikat ağacıdır.
Mekke, hakikatin hayat bulduğu; Medine, hakikatin hayat olduğu; medeniyet ise, hakikatin herkese ve her şeye hayat sunduğu leziz meyveler veren “münbit yer”dir.
“Beyaz atlar”, kutlu buraklar, Mekke’de kişner, yola düşer... Medine’de küheylan’a dönüşür ve insanı medeniyete “götürür”.
İnsan, Mekke’de Hakk’a kul olarak gerçek istiklâl’inin tohumlarını eker ve putları yere serer: Medine’de ise, medeniyeti kuracak istikbal’in yapıtaşlarını döşer.
http://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/medineden-medeniyete-istikllden-istikbale-2040798
yorum;
Akevler Medinesini Yalova Teşvikiye’de kuruyor!
Yazarımız ilk önce “Bizde köklü, güçlü ve sahici bir medeniyet fikri yok”demek suretiyle
en önemli eksiğimizi tespit ve ilan ediyor 2017 yılı itibarıyla.
Fakat yazarımızın arkadaşları ve İslami camianın kanaat önderleri arasında
daha maalesef bu tespiti yapabilen yok ki nerde kaldı takipçilerinde olsun.
Yani islami camia en tepeden en tabanına kadar Akevlerin 50 yıl gerisinden
geliyorlar ve çözüm aramaya da henüz başlamamışlar.
Ben de yorumumda yazarımızın bu yazısında 2014 yılından bir yazısını paylaştığı gibi
Reşat Erol abimizin 2009 yılında yazdığı bir yazısından
bir bölüm alıntılayarak ona cevap vereceğim.
“Yeni düzeni (MEDENİYETİ-ALİBÜLENT)nasıl kuracağız? Yüzer dairelik lojman ve işyeri semtler kuracağız. Sera apartman oluşturacağız. Dünya ile ilişkimiz alıp satmaktan ibaret olacak. Askerlik dışında semtimizin dışına çıkmayacağız. Alışverişi tüccarlarımızla yapacağız. Tüccarlarımız semtimize gelince bizim düzene, dışarı çıkınca da onların düzenine uyacak. Sonra on apartmanımızı birleştirecek ve bucağımızı kuracağız, kendi çağdaş medinemizi oluşturacağız.
Bize saldırabilirler ama onları Bedir’de, Uhud’da, Hendek’te ve Mekke Fethi’nde olduğu gibi yeneriz... Tarih yeniden tekerrür eder… Yeter ki biz inanalım ve çalışalım…
Bu düzeni kuran küfretmiş olan kimseler kimlerdir; ne kadarı bunun bilincindedir; ne kadarı bilmeden, düşünmeden, akletmeden bu çarkın içinde bulunmaktadırlar?
Evet, Kur’an bunu bildiriyor. “Ekserisi” diyerek Kur’an çoğunun bundan haberi yok, bu çarkı, bu düzeni onlara anlatmak mümkün değildir. Ekserisi bilmeden bu çark dönüyor.
İnsanlar doğup büyüdükleri bir çevrede yaşarlar. Bunu kabullenmek zorundadır. Kimse geceyi ve gündüzü uzatıp kısaltamaz. Kimse yaz ve kışı değiştiremez. Olan olduğu gibi devam eder. Sosyal olaylar da böyledir. Dünyayı putların yönettiği bir putperestlik içinde yaşıyoruz. Herkes onlara ibadet etmekle, onların uşaklığını yapmakla geçinip gitmektedir. İnsanların çoğu bunlardan habersizdir. Sadece burnunun önünü görmekte, daha ilerisinden habersizdir. Siz anlattığınız zaman da anlamamakta, bir türlü kavrayamamaktadır. Dört azılı putun dünyayı işbirliği içinde idare ettiği dünyada ben zavallı bir insan olarak ne yapabilirim ki demekte, hâlinden memnun yaşayıp gitmektedir! 1400 sene önce de Mekke’de ve dünyada durum böyle idi. Şimdi biz bu güçlü putları nasıl olacak da ortadan kaldıracağız? Diplomalı profesörleri, apoletli generalleri, anahtarları usbenin zor taşıdığı Karun gibi zengin bankerleri ve postnişin işbirlikçi şeyhleri nasıl yapacağız da tahttan indirip yerine Hay ve Kayyum Allah’ı mabut edineceğiz? İşte bunun çözümü yüz dairelik sera apartmanları yapmaktır, kendi aşiretimizi/ocağımızı ve kendi kabilemizi/bucağımızı kurmaktır... Mekke fethinden sonra o putların hepsi gitmiş, Mekke sakinlerinin hepsi Ebubekir olmuş, Ömer olmuş, Osman olmuş, Ali olmuştu... Onların çocukları Ebu Hanife olmuş, Malik olmuş, Şafii olmuş, Hambeli olmuştu... Evet, ardından gelenler Buhari, Müslim Tirmizi, Nesei ve İbni Maceh olmuştu... Yetmemiş Gazali olmuş, Razi olmuş... Olmuş da olmuş... Bugün de bizim kuracağımız Medine beldesi tüm dev putları yıkacak ve yok edecektir. Yeniden yapacağımız “hamle” ile putlar devrilip gidecektir. İnsanların beyninden o heyulalar yıkılıp gidecektir. İnsanlara değil kurumlara ve kurallara, onların mutlak sahibi olan Rabbü’l-Âlemine itaat edeceğiz. III. Bin Yıl Uygarlığı ve “Adil (Ekonomik) Düzen” budur.”
http://www.akevler.org/AkevlerMakaleler/712/CokYor/10087/Resat-Nuri-Erol/Bu-zalim-duzenden-nasil-kurtulacagiz?seoContent_ASPxGridView1=page33
Biz medinemizi ve medinemizle birlikte medeniyetimizi kurmaya böyle başlamayı öngörüyoruz.
Akevler Adil Düzen çalışanlarının 50 yıllık müktesabatının semeresi olarak.
Yazarımız Yusuf Kaplan ve arkadaşlarına da bu öneri ve öngörüyü değerlendirmelerini,
gündem yaparak, tartışılmasını sağlamalarını ve bu medine/ medeniyet (hücresi-bucağı)tohumu oluşturmaya katılmaları çağrısını yapıyoruz.
Artık zamanı geldi; haydin medineye, haydin medeniyetimizi kurmaya vesselam...