24.10.2017

Düşmanlarımızın sözlerini değil dostlarımızın sessizliğini hatırlayacağız

Bazen bir konuşmanın bir cümlesi öylesine güçlü bir duygunun yansıtıcısı olur ki, o cümle vecize niteliğini kazanarak literatüre aktarılır... Dün vefatının 14'üncü yılında Aliya İzzet Begoviç'i anmak için yapılan toplantıda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bazı cümleleri, yukarıda tanımladığımız niteliklere sahipti. Örneğin "İnsan hakları" benzeri kavramları ağızlarından düşürmeyen ve kendilerini dünyaya hukukun ve demokrasinin bekçileri olarak sunan "Batı"nın temsilcilerine gönderilen çarpıcı mesajlar vardı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasında.

Tribündekiler 
Bu konuşmadaki "Zulmü tribünlerden seyredenler değişmedi. Sahile vuran masum çocuk bedenleri Batı medeniyetinin mezar taşlarıdır" cümlesi bile, söylediğimizi kanıtlamaya yetmez mi?
Avrupalıları kendilerine getirmesi gereken ve doğrularla dolu bu konuşmanın bazı bölümlerini hatırlamalıyız...
"- Bugün Avrupa'nın hiçbir inandırıcılığı kalmamıştır. Irkçılığın arttığı, Neonazi partilerinin hükümet ortağı olduğu bir Avrupa felakete sürükleniyor demektir. Şu anki manzara bir kıyamet senaryosunu çağrıştırmaktadır."

Tamamı için http://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2017/10/24/dusmanlarimizin-sozlerini-degil-dostlarimizin-sessizligini-hatirlayacagiz

Yorum:

Tek çare Kuran

İnsan dostunu seçmekte özgürdür, kendi karar verir. Keşke iş tanımaya gelince de o kadar şanslı olabilseydi. Maalesef hepimiz dostumuzu, düşmanımızı bir bakışta anlayacak kadar şanslı olamıyoruz. Neyse ki hayat imtihanlarla dolu ve bu sayede öğrenme şansımız oluyor. Ancak buna rağmen tanımamakta ısrar ediyorsak artık geriye yapacak bir şey kalmıyor, aldanacağız demektir.

Sayın Cumhurbaşkanı’nın samimiyetinden hiç şüphem yok. Kendisi vatanı için canla başla çalışıyor, hem de koca ekseriyete rağmen TEK BAŞINA. En yakınları dahil kimsenin onun davasını benimsediğini sanmıyorum. Cumhurbaşkanı’nın etrafında, yapılan bunca yanlışa eleştiri getirip kendisini uyaracak kimse yok gibi görünüyor. Dahası ona bu kararları da yine etrafındaki insanlar aldırıyor olabilir. Bu ihtimal durumu daha da vahim bir hale getiriyor.

Kendisi Kuran ehli bir Mümin olarak ona Kuran ile yaklaşanlara kulak vermeli, istişare ekibini samimi Müminlerden oluşturmalıdır. Bunun dışında çıkar yol göremiyorum. Allah yardımcısı olsun, Allah Türkiye’yi korusun.