“Know-how” yerine “know-who” ilkesini seçenlerin dünyası
Zaman zaman soyut düşünmek de gerekiyor.
Kişilere takıntılı yazılara ara verip büyük doğruları aramakta sayılamayacak kadar çok yarar vardır.
Adamını bul
Rahmetli Nejat Eczacıbaşı uzun yıllar süren gözlemlerini "Dünyada knowhow önemlidir, bizde ise know-who önemlidir" şeklinde özetlemişti. Gerçekten bilgisiz ve görgüsüz oldukları her davranışlarından anlaşılan insanların "Adamını bul" ilkesine dayalı yöntemleri ile toplumda ağırlıklı yer edindiklerini defalarca görmüşüzdür. Bu hastalıklı davranışın bir ileri aşamasında ise o kişi takıştığı insanlara "Benim kim olduğumu biliyor musun" diyerek, kabadayılık da yapar.
İnsan türleri
Tamamı için http://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2017/08/24/know-how-yerine-knowwho-ilkesini-secenlerin-dunyasi
Yorum:
Kişiye değil, söze kulak verilecek
Çok güzel bir tespit. Kuran’da bununla çok güzel örtüşen bir ayet var. Zümer Suresi’nin 18. ayetinde Allah buyurur ki:
الَّذِينَ يَسْتَمِعُونَ الْقَوْلَ فَيَتَّبِعُونَ أَحْسَنَهُ أُولَئِكَ الَّذِينَ هَدَاهُمُ اللَّهُ وَأُولَئِكَ هُمْ أُولُو الْأَلْبَابِ
“Her söze kulak verip ardından en iyisine uyan kimseler, onlar Allah’ın yol gösterdiği kimselerdir ve onlar akıl sahibidirler.”
Kuran akıllı insan için kişiye değil, söze kulak veren kimse tanımını yapmış. Bizde ise sözden önce kimin söylediğinin önemi gelir, adamına göre yorum yapılır. Menfaatimize göre kabul görür veya red alır. Böyle yapılmasının akıllıca bir iş olmadığı, hata yapmaya, haksızlık yapmaya davetiye çıkardığı açıkça ortadadır ama bunu idrak edecek insan topluluğu maalesef yoktur. Elimizde Kuran gibi bir hazine var ve biz dönüp onun ne dediğine bakmıyoruz bile. Allah sonumuzu hayretsin.