Laiklik dogması ve sopası…
Yusuf Kaplan
21 Ağustos 2017
Bu toplumun tuhaf bir sorunu var: Laiklik.
Hiçbir şekilde tartışılamayan, kritik zamanlarda, sopa olarak kullanılan bir pranga bu.
Toplumu germek için kullanılan bir “maşa”!
Son haftalarda, Atatürk heykellerine yapılan saçma sapan saldırılarla, insanların giyim-kuşamlarına türlü tuhaf müdahalelerle yeniden hortlatılmaya çalışılıyor laiklik…
Yeter, diyorum.
Bu yazıyı, linç edileceğimi bile bile yazıyorum. Hiç kimsenin, söyleneni anlamak ve üzerinde düşünmek gibi bir derdi yok. “Vurun abalıya!” ilkelliği tek geçer akçe hâlâ!
Ama bu yazı yazılmalı.
TARİH BİLİNCİ OLMAZSA, YAPAY SORUNLAR TOPLUMU GERER VE HAKİKATİ LİNÇ EDER
..................
BU ENTELEKTÜEL SIĞLIKLA BİR YERE GİDEMEYİZ…
Kimsenin laikliği tartışmaya ne mecali ne de entellektüel birikimi var. Sığlık diz boyu hem laik kesimlerde hem de İslâmî kesimlerde. Temel sorunumuz sığlık bu ülkede.
Laiklik tartışılamaz bir dogma. Oysa bu, tastamam zihnin donması.
Laikliğin dogma hâline getirilmesi, zekâmızla alay edilmesi anlamına geliyor. Düşünsenize, laiklik, “değiştirilmesi bile teklif edilemez” bir madde olarak yer alıyor bu ülkenin anayasasında. Sadece bu ülkenin anayasasında şu koskoca dünyada! İyi de, neden peki?
Laikliğin anavatanı, dünyanın en laik ülkelerinde bile laikliğin tartışılmaz olması, dogma katına yükseltilmesi, laikliği tartışanların aforoz edilmesi gibi absürdlükler düşünülemez bile.
Ama burası Türkiye!
Celladına âşık tasmalı çekirgeler, gulyabanîler ülkesi!
Benim anlayamadığım mesele şu: Bir yandan hızlı ve sefih bir sekülerleşme süreci gözleniyor toplumda... O yüzden inanılmaz cinayet biçimleri yaşanıyor, boşanma oranları tavan yapmaya başladı... Toplumun, özellikle de genç kuşakların İslâm’la ilişkisi hızla aşınıyor… Öte yandan da, her fırsatta giyim-kuşam üzerinden, Atatürk heykellerine yapılan tastamam tezgâh olduğu anlaşılan tuhaf saldırılar gerekçe gösterilerek laiklik pompalanıyor…
Birileri laiklik üzerinden topluma sopa sallamaktan geri durmuyor…
Yeter ama!
Şunu aslâ unutmayacaksınız: Bu toplum, tam altı asır, 72 millete, dine, ırka mensup toplumu bir arada yaşama tecrübesi üretebilmiş tek toplumdur. Bunu da laiklik üzerinden değil,
İslâm üzerinden başarabilmiştir.
Laiklik bizi bozar! Bozuyor da nitekim…Vesselâm.
http://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/laiklik-dogmasi-ve-sopasi-2039695
YORUM;
Olağanüstü laiklik!
Yazarımız müftülere nikah kıyma yetkisi meselesinden,
laikliğin gereksizliğine atlıyor ve diyor ki laiklik bir doğmadır.
Nasıl değiştirilmesi bile teklif edilemez.
Sanki 15 yıllık Ak Parti iktidarını yaşamamışız ve çözülemeyen problemlerin
sebebi anayasada laiklik maddesinin yazılıyor olmasıymış gibi.
Demek ki maharet dindar insanları çoğaltmak değil,problemleri
İslam’a göre çözebilen insanları çoğaltmakmış.
Ama hala yazarımız da maalesef bunu göremiyor ve tali konularla
köşesini doldurmaya çalışıyor.
Mesele tüm insanlığa problemlerini nasıl çözeceğini örnekleyerek
göstermek meselesi.
Bu gün bunu yapacak kaynak sadece müslümanlarda var bu da Kur’an’ı Kerimdir.
Müslüman olmayanların problemlerini de inanmasalar bile çözecek
olan İslam Düzenidir.
İnsanlık İslam Düzenini arıyor ama bulamıyor çünkü müslümanlar
bu düzeni uygulamayarak gizlemiş vaziyetteler.
Bu aynı zamanda Müslümanım diyenlerinde Kur’an’a gerçekten
inanmadıklarının delili.
Bunlar yani ben Müslümanım diyenler ancak birer
ehli kitap,Hristiyan ve Yahudiler gibi.
Müslümanların farkı dönebilecekleri tahrif edilmemiş bir kitaplarının olması.
Türkiye Müslümanlarına gelecek olursak çok küçük bir azınlık hariç
hiçbirinde kitaplarına dönme isteği ve çabası gözükmüyor.
Ama en azından Adil Düzeni duydular kolay dönerler inşallah.
İşte Akevler 50 yıldan beri tüm insanlığın yeni bin yıldaki problemlerini
çözecek olan İslam Düzeni üzerinde çalışıyor.
Gelin Yusuf hocam sizde daha evvel söz verdiğiniz Akevler-Adil Düzen
çalışmalarına katılın o zaman şikayet ettiğiniz laikliğin de aslını
öğrenmiş olur ve dünya cennetine, kardeşliğine giden yolu da
hep birlikte açmış oluruz inşallah...