03.02.2017
Bir olaya bakarken bulunduğun konum o kadar fazla önem taşıyor ki... Örneğin biz Türkiye'de 2017 yılına ilişkin öngörülerimizi sıralarken, nisan ayındaki anayasa referandumunun sonucunu tahmin etmeye çalışıyoruz.
Buna karşı Washington Post gazetesi muhabirleri 2017'de hangi ülkelerde darbe olabileceğine ilişkin öngörülerini haberleştirirken, Türkiye'yi 5'inci sıraya koymuşlar.
Ülkenin durumu
Washington Post gazetesinin muhabirleri Michael D. Ward ve Andreas Beger haberi oluştururken, o ülkenin liderinin kaç yıldır işbaşında olduğunu, demokratik yolla seçilip seçilmediğini, ülkenin ekonomisinin durumunu, internete ulaşma ve cep telefonuna sahip olmak gibi olguları da hesaba katmışlar.
Tamamı için http://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2017/02/03/2017-darbenin-mi-referandumun-mu-yili-olacak#
Yorum:
Düşünmeden ‘Evet’e ‘HAYIR’
Ne güzel, değil mi?
Birileri oturmuş “şurada darbe olur mu?”, “burada ne zaman olur?” diye tahminlerde bulunuyor, yazıyor, çiziyor. Sanki bu durum ülkenin profilinden anlaşılacakmış gibi bir de parametrik açıklamışlar, çok komik.
Sermaye’nin düğmeye basmasıyla başlayan oyun, onun ganimet paylaşımıyla son bulur. Şükürler olsun ki dünya artık bunun farkında ve bunu korkmadan dile getirebiliyor. Sermaye, Türkiye’de yapılacak başkanlık referandumuna ilişkin şu an sürdürdüğü algı operasyonlarıyla oyunu istediği yöne sürüklüyor. Özellikle medyatik isimlerin ‘Evet’ oyuyla, hayır diyeceklerin ‘Erdoğan karşıtı’ olarak lanse edilmesiyle gayet düz mantık bir sürece maruz kalıyoruz. Ülke AK Parti’den ve Erdoğan’dan ibaret değil. Herkesi, her şeye rağmen eleştirebildiğimiz ve hak ettiği kadar değeri verdiğimiz sürece reel düşünebiliriz. Biz bu dengeyi kaybetmişiz, kendimizi çaresiz görüyoruz, Allah sonumuzu hayretsin.