08.10.2016
DEMOKRATİK Bölgeler Partisi'nin Şırnak İl Yöneticisi Hurşit Külter günlerdir kayıptı.
*
Ailesi arıyor, bulamıyordu. Arkadaşları arıyor, bulamıyordu. Partisi arıyor, bulamıyordu. Selahattin Demirtaş arıyor, bulamıyordu. Topyekûn Kürt Siyasi Hareketi arıyor, bulamıyordu.
*
Gözaltına alındığı iddia edilen Hurşit Külter için akla gelen tek ihtimal şuydu:Kesin gözaltında kayıplar, faili meçhuller silsilesinin son halkası olmuştur.
*
İşte böyle bir ortamda...Dün itibariyle Hurşit Külter ortaya çıkıverdi! Sağmış. Salimmiş. Sağlığı yerindeymiş. Kerkük’teymiş.
*
Kendi anlatımına göre olaylar şöyle cereyan etmiş:
Özel harekâtçılar kendisini gözaltına almışlar, gözaltında öldürmeye ahdetmişler. Fakat nasıl olduysa olmuş özel harekât polislerinin elinden kaçmayı başarmış.
Sonra saklanmış, sonra kaçmış, sonra birilerinin evlerinde gizlenmiş falan... Fakat şu iletişim çağında “ben hayattayım, gözaltından kaçtım” bilgisini bir Allah’ın kuluna ulaştıramamış.
En sonunda Kerkük’e adımını atabilmiş de yaşadığını cümle âleme duyurabilmiş.
Hurşit Külter’in anlattığı masal bu.Tabii yersen.
*
Size bir şey söyleyeyim mi?Bu Hurşit Külter denilen adam yüzünden bundan sonra hiç kimse gözaltında kayıplar için ‘nerede’ sorusunu soramaz.Çünkü bu adam...Kendisiyle ilgili kampanya düzenleyenleri, ben dahil “Hurşit Külter nerede” diye soru soranları, “Devlet öldürdü dağ gibi Hurşit’i” diye lügat paralayanları resmen salak konumuna düşürmüştür.“Rezil” demem o yüzden.
*
Faili meçhuller ve gözaltında kayıplar konusunda hiç de parlak olmayan devlet siciline muhteşem bir cila çekmesi konusuna ise girmek bile istemiyorum.
Yazının tamamı için tıklayın
Yorum:
Hizbu-ş Şeytanın şerri
Alfabedeki harfleri yan yana kombine ederek inanılmaz çok sayıda kelime elde edebilirsiniz.
Bu harflerin kombinasyonu nasıl bitmezse hizbu-ş şeytanın kendini kamufle etmek için aldığı isimler de bitmez.
Yeri gelir PKK der, yeri gelir bunu TAK yapar, yeri gelir PYD yapar, yeri gelir YDGH yapar, yeri gelir SDG yapar. Nasıl olsa harf çok, kombinasyon sonsuz.
Her türlü şeytanlığı yaptıktan sonra isimde bir kirlenme meydana gelirse sanki yeni bir oluşum gibi yeni bir parti kurar gibi yapar, yeni bir örgüt kurar gibi yapar, ismini değiştirir.
Şeytanlıkta sınır tanımazlar. Ya İblis onlardan ders alması ya da İblis’in emekli olması gerekir, bunlar varken. İnsan şeytan varken cin şeytana gerek yok ki.
Sadece sansasyon olsun diye ortadan kaybolur ve birilerini suçlarlar. Sonra da Ahmet Hakan gibi safları da kandırır, oynatırlar.
Ey Ahmet Hakan, saf mısın? Seni karşında saz çalarak uyutmadılar mı? O uykudan uyandın, başkası uyuttu. Sen nasıl olur da bu adamlara inanırsın?
Hayatı yalan üzerine, başkalarının piyonu olmak üzerine kurulmuş insanların oyunları budur. O insanlar ekmek yedikleri ülkelerine her türlü hainliği yaparlar ve bundan da gurur duyarlar. Azıcık da olsa yüzleri kızarmaz, devamlı bağırır çağırırlar. Halkı sokağa çağırırlar, yakmaya, yıkmaya teşvik ederler. En ufak bir utanma göremezsin onlarda. Sonra da barışçıyız derler zerre kadar haya etmeden. El-insaf. Ağızlarından barış, demokrasi, insan hakları sözleri hiç eksik olmaz. Sürekli bunları söylerler, en ufak bir pembeleşme bile olmadan yüzlerinde.
Allah hizbu-ş şeytanın şerrinden korusun.