Türkiye’ye niçin saldırıyorlar ve nasıl püskürtebiliriz?
Yusuf Kaplan
18 Eylül 2016
Türkiye, Batı ittifakının bir üyesi. Ama bizzat Batılılar tarafından içerden ve dışardan hem kuşatılıyor hem de karıştırılıyor.
Bunu hep birlikte bütün toplum kesimleri olarak iliklerimize kadar yaşıyoruz.
Cevabı henüz verilemeyen soru şu: İyi de, Batılılar, neden Türkiye'yi hedef tahtasına yatırdılar?
…………………..
YOL AYIRIMININ EŞİĞİNDEYİZ...
Türkiye, üç kıtada kabaca bin yıllık dünya tarihini yapan bir aktör olarak sonsuza dek Batı ittifakının bir üyesi olarak kalamaz. Batı ittifakının üyesi olmamız, Osmanlı'nın çökertilmesinden sonra belayı defetme ve zaman kazanma amacı gütmek zorundaydı.
Ama Türkiye'ye çeki düzen veren laik elitler, Batı'yla kurduğumuz bu ilişkiyi Türkiye'nin kimlik ve medeniyet değiştirme projesi olarak algıladılar ve öyle de uyguladılar.
Yüzyıldır yaşadığımız gerilim işte buradan kaynaklanıyor...
Oysa hiç bir toplum, medeniyet iddialarını terk ederek tarihte varlık da gösteremez sonsuza dek varlığını da sürdüremez.
Türkiye, medeniyet değiştirmekle, “ben medeniyet iddiamı terk ediyorum”, demiş oluyordu Batılılara. Bu, “ben kendimi inkâr ediyorum” demekti. Bunun sonu, intihar demekti.
Şunu söylüyorum hep: Başkalarının kavramlarıyla kendi dünyanızı kurmazsınız. Kendi dünyanızı da kaybedersiniz ve zamanla tarihten silinir gidersiniz.
Türkiye, yeniden medeniyet iddialarına sahip çıkamazsa, başkalarının kavramlarıyla başkalaşma süreci hızlanır ve sonunda çıkmaz sokağın eşiğine yuvarlanır.
Türkiye, yol ayırımının eşiğine gelip dayandı. Ya dünya tarihini yapan medeniyet iddialarına sahip çıkacak ya da Batılıların tarih yaptığı bir dünyada Batılıların güdümünde ve gölgesinde tarihte tatil yapmaya devam edecek ama sonunda tatil bitecek ve tarihten silinecek...
Temel varoluşsal meselemiz bu. Türkiye'nin celladına âşık entelijansiyası bu gerçeği göremeyecek kadar zihnen Batı kültürünün kölesi.
Türkiye, yeniden medeniyet iddialarıyla donanacak ve elbette ki zorlu bir yolculuğa çıkacaktı.
İşte Türkiye seçimini medeniyet iddialarına sahip çıkmak şeklinde yapınca, içerden ve dışardan kuşatıldı, karıştırıldı ve nihayet 15 Temmuz'da fiilen ürpertici bir saldırıya maruz kaldı.
Somali'de de, Suriyeli mazlumlar meselesinde de ve 15 Temmuz gecesinde de bu millet, dünyada ruhun yalnızca bu toprakların insanında olduğunu dünya âleme gösterdi. İşte bu, Batılıları ürkütmeye yetti!
Şurası kesin artık: Batı, resmen ve dolaylı yollarla Türkiye'yle savaşıyor. Türkiye'nin diz çöktürülmeli için içimizdeki her tür hâini kullanıyor...
ATMAMIZ GEREKEN 5 HAYATÎ ADIM
Bu noktada atmamız gereken 5 hayatî adım var:
1-Büyük hata yapmamak.
2-Tuzağa yakalanmamak. Birinci Dünya Savaşı'na böyle sürüklendiğimizi aslâ unutmayalım.
3-Toplumun kenetlenmesini sağlamak.
4-Denge stratejisi izleyerek zamanla dengeleri kuracak adımları sabırla, basiretle ve ferasetle atmak...
5-Ve en önemlisi de, tam bir kangrene dönüşen başta eğitim sistemi olmak üzere, fikir, sanat, kültür, gençlik, medya sorunlarını, bizim medeniyet dinamiklerimiz ekseninde kısa, orta ve uzun vadeli projelerle kalıcı olarak çözüme kavuşturmak.
Eğer önümüzdeki 10 yılda gelecek 100 yılın tohumlarını ekemezsek, yok oluruz. Benden hatırlatması...
http://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/turkiyeye-nicin-saldiriyorlar-ve-nasil-puskurtebiliriz-2031878
yorum;
100 yıllık tohum nasıl ekilir?
Yazarımız Yusuf Kaplan önümüzdeki 10 yıl içinde 100 yılın tohumunu
atmaktan bahsediyor.
Tohumu oluşturmamışsanız zaten onu ekme şansınız yok.
Yada dışarıdan ithal edeceksiniz.
Bence elde tohum yok atılacak Ak Partinin en büyük handikabı bu.
Birde öyle bir niyetin olması lazım o da şüpheli.
Akevler 50 yıldır o tohum üzerinde çalışıyor.
Hem de merhum Erbakan hocamızdan onaylı bir tohum bu.
Allah her şeyi herkese nasip etmez.
Bazılarına temizlik yapmak tarlayı hazırlamak düşer
Bazılarına da tarlaya tohumu atmak.
Bence Ak Parti hükümetleri bu şansı kaçırdı.
Tohumda elde hazır.
Allah ta bu tohumu zayii etmeyeceğine göre yeni
Birilerini gönderecek.
Sabırsızlıkla o kutlu ekibin oluşmasını bekliyoruz.
Ama durarak değil çalışarak ve dua ederek.
Yazarımıza ve refiklerine tekrar tekrar sesleniyoruz çünkü vakit
çok daraldı.
Gelin Akevler Adil Düzen tohumu geliştirme çalışmalarına
katılın hem Allah bunu geçmiş günahlarınıza kefaret yapsın
hem de işi yetiştirip insanlığa tebliğimizi ulaştıralım.
Ondan sonrası nasip Allah dilediğini hidayete erdirir.
Haydin felaha haydin kurtuluşa vesselam…