Kimse kimseyi kovamaz!
yusuf kaplan
15 temmuz 2016
CAMİSİ, KİLİSESİ, HAVRASI OLMAYAN YER İSLÂM MEDENİYETİ DEĞİLDİR
Bu ülkede, kimse kimseyi kovamaz. Bu ülke hepimizin.
Bu ülkede tarihî cinayetler işlenmiş olabilir. Ama bendeniz -her zaman- şunu söylüyorum: Biz, üç kıtada, altı asır farklı dinlere, kültürlere, etnisitelere mensup toplumları, halkları, Medine'den süt emen bir “barış yurdu” kurarak bir arada yaşatmayı başarmışsak, yarın da başarırız.
Nasıl ki, Rahmet Peygamberi Efendimiz (sav) Medine'de İslâm Devleti'ni kurduğunda, önceden Müslümanları yurtlarından süren, inanılmaz işkencelere tâbi tutan müşrikleri, (Endülüs'te Müslümanların kökünü kazıyan Batılılar gibi) Hıristiyan ve Yahudileri sürmemiş, köklerini kazımamış, aksine bir masa etrafında toplayarak Medine Sözleşmesi yapmışsa, biz de, bu ülkede, buradan kimseyi sürecek bir ilkellik gösteremeyiz.
Bu ülkede birileri (bazı laik kesimler) zırt pırt “dinciler Suudi Arabistan'a!” ilkelliği gösterdiler; hâlâ da gösteriyorlar! Bu, onların sığlıklarını, yaşadıkları bir asırlık suçluluk psikolojisini ele verir!
Bu ülkenin medeniyet dinamiklerine, bu dinamiklerin kaynağı İslâm'a küfredenlere, hakaret edenlere sessiz kalamayız. Ama Rahmet Peygamberi'nin ümmeti olarak da, hiç kimseyi bu ülkeden kovma sığlığına soyunamayız. Biz yapamayız bunu! Bizim gücümüz burada gizli işte!
Medine'den süt etmiş bir medeniyetin çocukları olarak şunu insanlık tarihinde sadece biz söyleyebiliriz: Kilisesi, camisi, havrası olmayan yer İslâm medeniyeti değildir.
Böyle bir sözü, dün hiç bir Batılı düşünür söyleyemedi; bugün söyleyemiyor; yarın da söyleyebilmesi mümkün değil.
Biz söyleyebiliriz sadece. Niçin? İnsanlık tarihinde farklı dinlerin, kültürlerin, etnisitelerin bir arada yaşayabildiği, dârü's-selâm (barış-yurdu) ve dârü'l-insan (insanlık-yurdu'nu) biz kurduk yalnızca! Böyle bir şeyi, ne Çinliler, ne Hintliler, ne de Batılılar kurabildiler! Tarih, bunun tanığı.
Sözün özü, insanlar, bilip bilmeden saldıracaklarına, yazdıklarıma şöyle bir bakma zahmeti gösterselerdi, keşke. Bu arada, @t24 sitesinden de bir özür ve düzeltme bekliyorum; yoksa hukûkî yola başvuracağım.
Bu toplum, bir asır önce, yok olmanın eşiğinden döndü; ama bu toplumu İslâm'dan uzaklaştırma girişimlerinin hepsini -iyi kötü- püskürttü. Bu toprakları İslâm'a mezar yaptırmadı; bilerek veya bilmeyerek İslâm'a saldıran zavallılara da pabuç bırakmayacak. Ama bunu hiç bir zaman kendisi gibi düşünmeyenleri ülkeden kovmaya kalkışarak yapmayacak.
Bu toplumdaki gönül ve ruh zenginliğine bu ülkenin laik aydınları da ulaşırsa, bu toplumun önünde bilip-bilmeden takoz olduğunu görür de, ülkenin medeniyet ve ruh birikimine savaş açmak yerine (hiç olmazsa Batı ülkelerinde gözlendiği gibi) sahip çıkmaya başlarsa, bu ülkenin önünde kimse duramaz.
http://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/kimse-kimseyi-kovamaz-2030404
yorum;
En kötü senaryo!
Yazarımız Yusuf Kaplan diyor ki;
“Nasıl ki, Rahmet Peygamberi Efendimiz (sav) Medine'de İslâm Devleti'ni kurduğunda, önceden Müslümanları yurtlarından süren, inanılmaz işkencelere tâbi tutan müşrikleri, (Endülüs'te Müslümanların kökünü kazıyan Batılılar gibi) Hıristiyan ve Yahudileri sürmemiş, köklerini kazımamış, aksine bir masa etrafında toplayarak Medine Sözleşmesi yapmışsa, biz de, bu ülkede, buradan kimseyi sürecek bir ilkellik gösteremeyiz.”
Türk halkı için en kötü senaryo iç savaş ve soykırımdır.
İnsanların kalp ve kafalarında kendi hak inançlarına uygun sabiteleri
yerleştirememişseniz kıyameti bekleyin.
Toplumların da kıyametleri en kötü senaryolarının gerçekleşmesidir.
Kimse kimseyi kovamaz demek yetmez.
bunun mekanizmasını, sistemini kurmak ve bizzat ta
“Medine”örneğindeki gibi gerçekleştirmek gerekir.
Bu da en çok ben müminim Müslümanım diyen Kur’an erlerine yakışır.
ama maalesef dünyanın geldiği noktada şunu görüyoruz ki
bırakın kafiri, müşriği, putperesti , birbirlerini tekfir edip manen öldürmeye
çalışan veya bizzat tekbir getirerek öldüren Müslümanlar olmuştur.
Demek ki çok önemli ve temel şeyleri çalışmayı müslümanlar atlamış ve ihmal etmişler başlarındakiler ve en alt kademedekiler de dahil.
Türkiye’nin bugününe gelecek olursa Türkiye müslümanları da
bu eşiğe gelip dayanmışlardır.
Elde Kur’an gibi kıyamete kadar milyarlarca insanın binlerce yıllık
problemlerini çözecek bir kitapları varken.
Allah(cc) bu sırt çevirmeyi ahirette soracak ta bu dünyada müdahele
etmeyecek mi zannediyorsunuz?
Gelin Yusuf Kaplan hocam yol yakınken tevbe edelim de Akevler Adil Düzen çalışmalarına katılıp bu çalışmaları hızlandıralım.
Zira bu işin Türkiye’de öncüsü 50 yıldır İzmir ve İstanbul Akevler kooperatifleridir.
Yoksa son model teknoloji ve araçlarla uçuruma doğru gidiyoruz haberiniz ola…