Gelen büyük felâket: İslâm’ı dize getirmek ve “bitirmek”!
Yusuf kaplan
20 Mayıs 2016
Şu hayatî ilkeyi zihnimize iyi kazımamız gerekiyor:
Sâbitelerini yitiren dinler, değişkenlerin saldırısıyla delik deşik edilirler.
Sâbitelerini yitiren dinlerin müntesipleri ise, esen sert rüzgârların önünde, önce, bir süre, oraya buraya sürüklenirler, sonra da büsbütün tarihten çekilirler.
Müslümanlar, 1400 yıllık tarihleri boyunca iki büyük medeniyet buhranıyla, yani sâbitelerini yitirme ve dünyalarını kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kaldılar.
……………….
İNGİLİZLERİN 2 ASIRLIK “ŞARK MESELESİ” PROJESİNE DİKKAT!
Kapitalist küresel sistemi kuran, kodlarını, dayanaklarını belirleyen İngilizler, bu süreçte kilit rol oynuyorlar.
Geliştikleri Şark Meselesi ile, önce tarih yapan bir aktör olarak İslâm'ı tarihten uzaklaştırdılar -Osmanlı'yı çökerterek, Hindistan'ı parçalayarak ve İslâm dünyasının zihinsel, kültürel ve siyasî haritalarını sil baştan çizerek!
Bir asır öncesinden başlayan, son çeyrek asırda ivme kazanan savaş stratejisi ise, Müslüman toplumları İslâm'dan uzaklaştırmak!
Bunun için de aynı anda bir kaç stratejiyi hayata geçiriyorlar:
1-Müslüman toplumların akîdelerini sarsmak: Mezhepleri, hadisleri tartışmaya açmak ve Hz. Peygamber'in (sav) devre-dışı bırakılmasını sağlamak.
Genelde Batılılar, özelde İngilizler, şunu -kendi Protestanlık tarihlerinden ötürü- bizden çok daha iyi biliyorlar: Mezhepleri, hadisleri tartışmaya açınca, her şey çorap söküğü gibi gelecek ve İslâm peygamberi devre dışı kalacak ve İslâm kısa devre yapmaya başlayacak: Müslümanlar, “uydurulmuş din” safsatalarıyla, yeni dinler, İslâmlar uyduracaklar.
2-Böylelikle sâbiteler sarsılacak, değişkenler, sâbite katına çıkarılacak!Müslümanlar, din'e uyacaklarına, artık dini kendilerine uydurmaya başlayacaklar!
3-Sonuç: Müslümanların, kendi aralarında yapay mezhep çatışmaları icat etmeleri kolaylaşacak.
Ehl-i Sünnet omurga, “uydurulmuş din” safsatasıyla çökertilecek... Böylelikle Müslümanların tutunacağı dal kalmayacak...
Önüne gelen kendi kafasına göre din uyduracak, önüne gelen kendi icat ettiği din anlayışını “indirilmiş din” diye savunmaya hatta dayatmaya kalkışacak, böylelikle, Müslümanlar birbirleriyle kıran kırana boğuşmaya başlayacak...
Sözün özü: Temelleri sarsılan toplumlar, oraya buraya savrulmaktan kurtulamazlar! Sâbitelerini yitiren toplumlar, değişkenleri din katına yükseltirler, değişkenler tarafından (u)yutulurlar!
http://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/gelen-buyuk-felaket-islami-dize-getirmek-ve-bitirmek-2029148
yorum;
Tecdid-i iman olur da tecdid-i İslam olmaz mı?
İsimleri ve isimlendirmeleri bırakıp manaları anlamaya çalışmak,
ve manalarda uzlaşmak en insaflı bir çözüm olacaktır.
Türkiye’de bugünlerde bütün Müslüman guruplar arsında
Uydurulmuş din ve indirilmiş din tartışmaları yapılmaktadır.
Bu daha çok bir birlerini ehl-i sünnet ve diğerlerini sapık fırka ve kafirler olarak
isimlendirilerek yapılmaktadır.
Ortada ana olarak üç(makalede dört) gurup bulunmaktadır;(detaylı analiz ve çözüm için bakınız;Av.Dr.Süleyman Akdemir’in makalesi;
(http://www.akevler.org/AkevlerKitaplar/0/27/REFAH-PARTISI-NEREDE-HATA-YAPTI-veya-dort-islamcilik-tarifi)
Birincisi gelenekçi İslamcılar.
İkincisi modernist İslamcılar.
Üçüncüsü içtihatçı İslamcılar.
Birinci gurup İslamiyet’i bin yıl öncesinde dondurmuş ve oluşan bütün eserleri din olarak kabul etmiş, bunun kıyamete kadar bütün insanlığın ve Müslümanları problemlerini
çözeceğini iddia etmektedirler.
İkinci gurup İslamiyet’in çağımıza uygun bir hale getirilmesi için bazı
Müessese ve hükümlerin rafa kaldırılmalarını bununla insanlık ve Müslümanların
Sorunlarının çözüleceğini iddia etmektedirler.
Üçüncü gurup ise müçtehit(ebu Hanife-şafii-malik-hanbel) imamlar döneminde meydana gelen usulü fıkhın ve diğer ilimlerin geliştirilerek yeniden içtihatlarla ve meydana gelecek icma’larla insanlık ve Müslümanların sorunlarının çözülebileceğini iddia etmektedirler..
Bugünkü tartışmalarda yazarımız da geleneksel İslamcılar sınıfına dahil gözükmektedir.
Halbuki gelenekçilerin çözüm olmadığına bugünkü Müslümanım diyenlerin birbirleriyle
Olan çatışmalarına ve insanların ve Müslümanların mutsuzluğuna bakarak karar verilebilir.
İkinci gurup olan Modernist İslamcıların ise ortaya çıkardığı sistemin, İslam’ın bir nevi bütünlüğünün ortadan kaldırılarak insanlık ve Müslümanlığı yine çözümsüzlüğe mahkum ettiği görülmektedir.
Bizce çözüm; İçtihatçı İslam’cıların gerçek tecdid-i İslam’ı gerçekleştirerek, yeni içtihat ve icma’larla bütün insanlığın ve müslümanların 3.binyıllık yeni İslam-Hakk medeniyetinde ortaya çıkacak problemlerini çözecek bütüncül bir sistem ortaya koyabilmesiyle olacaktır.
İşte Akevler 50 yıl önce bu analizleri ve araştırmaları yapmış ve dünyada ilk ve tek olmak üzere bu görevi üstlenmiş ve devam ettirmektedir.
Bunu 20.yüzyılın İslamcı demokratik siyasetinin bir numaralı şahsiyeti olan merhum Erbakan hocamızda teslim etmiş ve çözümleri batılı ve doğulu tüm ilim ve siyaset adamlarına ADİL DÜZEN adıyla duyurmuştur.
Amerika kıtasını yeniden keşfetmeye gerek yoktur.
Biz yazarımız Yusuf Kaplan hocamızın şahsında Türkiye’deki ve dünyadaki bütün
kendilerine İslamcıyım diyen gurupları Akevler ADİL DÜZEN çalışanlarıyla
Ortak çalışmaya ve sistemin tam olarak ortaya konulmasına ve uygulanmasına
Çağırıyoruz.