Laiklik, “tasma”! Özgürlükse, ayartıcı maskesi!
1307 Okunma, 0 Yorum
Yusuf Kaplan - Yeni Şafak
Ali Bülent Dilek

Laiklik, “tasma”! Özgürlükse, ayartıcı maskesi!

Yusuf kaplan

 

29 Nisan  2016

……………………..
LAİKLİK: “MODERN PAGANİZMİN YÜKSELİŞİ”

Batı, laikleşmek zorundaydı. (Burada laiklikle sekülerliği birbirinden ayırmadığımı, din-dışı bir dünyaya işaret eden aynı paradigma'nın farklı tezahürleri olan ama esas itibariyle insanı tanrılaştıran paganlaşma sürecinin bizatihî kendisi olduğu gerçeğini hatırlatmak isterim.)

İslâm medeniyetinin geliştirdiği meydan okumaya, insanın özgür iradesini ipotek altına alan Kilise ile cevap üretebilmesi çok zordu Batı'nın.

Annales Okulu'nun son temsilcisi, yaşayan en büyük tarihçiWilliam McNeill, 2500 yıllık Batı uygarlık tarihi tecrübesini enfes bir şekilde bir cümleyle şöyle özetler: “Batı uygarlığı ifrat / abartı ve tefrit / ayartı arasında yaşanan bir med-cezir hikâyesidir” der.

Batılılar, İslâm medeniyetinin geliştirdiği meydan okumayı durdurabilmek için, Kilise'yi yıktılar; yerine, din-dışı, pagan bir yolculuğa çıktılar. 
Peter Gay, 2 ciltlik nefis “The Enlightenment” başlıklı kitabında, bu laikleşme / sekülerleşme sürecini “modern paganizmin yükselişi” diye tarif eder.

LAİK DEVLET, BÜTÜN DİNLERE EŞİT MESAFEDE MİDİR?

Gelelim laiklik meselesine...

Laiklik, Türkiye'deki bütün kesimler arasında “özgürleşme”, “devletin bütün dinlere eşit mesafede durması” olarak anlaşılır.

Acaba öyle mi, gerçekten?

Muhafazakâr kesimlerin de, laik kesimlerin de laiklikten anladığı bu, işte!

Ama bu laiklik anlayışı, tam anlamıyla ezberdir, efsanedir, masaldır!

Önce 
Batı'da laik devlet, bütün dinlere değil, Hıristiyan kökenli “mezheplere”, Batı kökenli felsefî sistemlere, inanış biçimlerine eşit mesafededir. Batı-dışındaki bütün dinler de, düşünce sistemleri de ötekidir, ötekileştirilir, dışlanır, en azından marjinalleştirilir, periferiye itilir ve “hadım edilir”.

İslamofobi, işte bu Batı'nın eseri: 
İslamofobi adına, kaç devlet işgal edildi, kaç terör örgütü kuruldu ve sahaya sürüldü, değil mi?

LAİKLİK, ÖZGÜRLÜK MÜDÜR?

İkincisi, 
laikliğin özgürlük olduğu iddiası da tam anlamıylaefsanedir, masaldır.

Batılılar, “laikliği, uygarlığı, demokrasiyi, insan hakları” söylemlerini dillerinden düşürmüyorlar ama öte yandan da diktatörlüklerle iş tutuyorlar, istedikleri ülkeleri işgal etmekten çekinmiyorlar ve dünyaya 5 zorba devletle “orman kanunları”na göre çeki düzen veriyorlar! Öyle değil mi?

Özgürlük, bütün bunların neresinde, peki?

Kaldı ki, 
Batı'da laiklik, özgürlük olarak algılanmaz. Sözgelişi, çağımızın iki büyük tarihçisinden biri, Fernand Braudel, laikliğin, “özgürlükler değil, imtiyazlar, çıkarlar üzerine doğduğunu” söyler.

Yine William McNeill, 
Avrupa'nın laikliğinin özgürlükleri yaymak değil, çıkarları paylaştırmak üzere doğduğunu anlatır uzun uzadıya -Külliyat Yayınları'ndan yayımladığımız “magnum opus”u / “başyapıt”ı “Avrupa Tarihinin Oluşumu” başlıklı kitabında.

“SAHTE DİN” OLARAK LAİKLİK

Meselenin 
felsefî boyutu daha da hayatîdir: Laiklik, Tanrı fikrini, hakikat fikrini yok etmiş, insanı tanrılaştırmıştır. Ortaya çıkan manzarayı, parlak filozoflardan Luc Ferry şöyle özetler:

Modernler, ikame dinler, Tanrısız maneviyatlar.. ideolojiler icat ettiler. Bunlar bilim gibi, devrim gibi, ulusçuluk gibi laik putlardı...

Ve şöyle devam eder, 
Luc Ferry: “Bunlar sahte dinlerdi... İnsanlık, fikriyat ve maneviyat alanında, hiç bu denli altüst olmamış, çaresiz bir durumda kalmamıştır”.

Dikkat buyurusun lütfen: Bu sözleri söyleyen filozof, 
ateist bir filozoftur!

Başka alıntı yapmayacağım Batılı düşünürlerden. Sadece şu kadarını söylemekle yetineceğim:

Batı'da laiklik ateist düşünürler tarafından bile çatır çatır tartışılırken, bizde bırakın laik, sosyalist kesimleri, İslâmî kesimler tarafından bile neredeyse tartışılmaz mutlak ve evrensel özgürlük ilkesi olarak benimsenebiliyor!

Bu nasıl bir travmadır, nasıl bir savrulmadır, insanın nutku kesiliyor, gerçekten!

Bu meseleye pazar günkü yazıda da devam edeceğim. Son olarak şunu söylemeden geçemeyeceğim:

Batılılar, farklı dinlerle, kültürlerle ve medeniyetlerle barış içinde, nasıl bir arada yaşanabileceğini bilmiyorlar, sadece “laiklik, özgürlük, demokrasi” gibi ayartıcı maskelerin arkasına saklanarak dünyayı sömürgeleştirmeye, dize getirmeye devam ediyorlar.

Dünyada 6 asır üç kıtada barış yurdu'nu biz kurduk yalnızca. Biz çekildik tarihten; Batılılar, bir asırda dünyayı cehenneme çevirdiler!

İslâm dünyasında 
Baas gibi laik diktatörlüklerle iş tutuyor Batılılar ve “demokrasi, özgürlük” nutukları atmayı da ihmal etmiyorlar hiç bir zaman! Dünyayı aptallaştırıyorlar.

Türkiye'nin “
sivil anayasa” yapımı sürecinde bu ülkenin medeniyet dinamikleri ve kültürel değerleri ekseninde bir anayasa yapmasını bekliyorum. Toplum da bunu bekliyor yarım asırdır...

Yoksa sürgünümüz bitmeyecek bizim...

Pazar günkü yazıda 
laikliğin sancılı, travmatik, şizofrenik Türkiye hikâyesini yazacağım...

http://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/laiklik-tasma-ozgurlukse-ayartici-maskesi-2028658

yorum;

Laiklik  veya Allah(cc) yolunda ölmek!

Laikliğin tarifini batılıların yaptığı gibi kabul ediyor.Ondan sonra da laikliğe saldırıyoruz.

Halbuki bir Müslümandan, bir İslam Devletine, laikliğin tarifini kendimiz yapıp kabul edemez miydik.

İşte Adil Düzen bunu “efradını cami  ağyarını mani” bir şekilde tarif etti ve merhum Erbakan hocamızda bunu tasdikleyip bütün dünyaya ilan etti.( http://www.akevler.org/AkevlerKitaplar/1358/74/11-DEGERLENDIRMEYE-ESASHKARAMAN-HATIRAT-ADIL-DUZEN-KISMI-Hayrettin-Karamanin-ADIL-DUZEN-DEGERLENDIRMELERI-VE-CEVAPLARIMIZ)

Bence buna karşı olanlarında kendi tariflerini yapmaları ve ondan sonra reddetmeleri gerekirdi.

Eğer bu şekilde davranılırsa ihtilafın sadece “laiklik”kelimesinde olduğu (demokratik,liberal kelimeleri vb.gibi)her iki tarafında Hz.Peygamberin(SAV) bizim laiklik dediğimiz uygulamalarını kabul ettiği görülecektir.

İşte merhum Erbakan hocamızca  ve Adil Düzen’de buna;

Sosyal Denge Modelinde sosyal bir kurum olarak "din"ebirkuvvet (=fonksiyon) olarak "denetleme" yeri verilmiştir. Dört sosyal kurum ve dört kuvvet arasındaki sosyal denge ise "lâiklik" olarak tanımlanmıştır. Bu sonuç, bizce çağımızda aranan uzlaşmacı tutuma ortam hazırlayacak ve en çok yardım edecek bir değerlendirme olarak kabul edilebilir.Bu çalışmada, "lâiklik ile kuvvetler dengesinin aynı şeyler olduğu’’ sonucuna varılmıştır.” http://www.akevler.org/AkevlerKitaplar/1065/88/20-Sonuc-SOSYAL-DENGE--2Devletin-unsurlari-ve-kuvvetler-dengesi

“LAİKLİK” denilmiştir.

Müslümanlara batılı ülkelerce vurulan terörist damgasını  ancak Türkiye’de Adil Düzen’e göre bir sistem kurduğumuzda silebileceğimiz  de bilinmelidir.

O zaman bütün “haçlı kafasındaki Müslümanlar”’a (işid-kaide-boko haram vb.)karşı “Peygamberler Zihniyeti”’ndeki bir savunma tamamlanmış olabilir.

Ve o tarihten sonra da Türkiye Müslümanları bütün dünya insanlığına

bil fiil İslam din ve düzenini tebliğ etmiş olurlar.

İşte o zaman dünyanın halkı Müslüman olan ve olmayan ülkeleri’de

kendi “Adil Düzen”’lerini, İslam düzeninin temel prensiplerini uygulayarak

kurma mücadelesine başlarlar.

Biz göremeyiz ama 3.bin yılda “nasr suresi” yeniden Allah(CC)’ın mucizesi

olarak tecelli  eder ve insanlar fevç fevç Allah(CC)’ın/dinine/düzenine

girmeye başlarlar.

Yazarımız Yusuf Kaplan’a şurada katılıyoruz ki bu Adil Düzen’i kurmaya

 Dünyada aday ve uygun tek ülke,  Türkiye halklarının meydana getirdiği

Türkiye Cumhuriyeti devletidir.

Allah’(CC)’tan; bize Türkiye Cumhuriyeti devletini kurmamıza öncülük eden  bu işin mimari

Başta 2.Abdulhamit Han’dan  ve  kurucusu,  başkomutanı Gazi Mustafa Kemal paşadan

 olmak üzere bütün isimleri unutulmuş veya  unutulmamış  geçmiş,

 gazi,şehit , dede ve ninelerimize  rahmetler  mağfiretler diliyoruz.

Davetimizi yineleyerek diyoruz ki Akevler 50 yıldır bu uğurda;

Adil Düzen çalışanları olarak say ve gayret sarf ediyor.

Buyurun kelimelere takılmayıp manalar sistemimizi hep birlikte   oluşturalım ve

Allah(cc)’ın barış  yurdunu ve medeniyetini inşa edelim …

 

 

 

 

Ali Bülent Dilek






Sayı: 359 | Tarih: 1.05.2016
Ergün Diler
Dolaşım sistemi!
Laiklik
1376 Okunma
Süleyman Karagülle
Yusuf Kaplan
Laiklik, “tasma”! Özgürlükse, ayartıcı maskesi!
Laiklik veya Allah(cc) yolunda ölmek!
1307 Okunma
Ali Bülent Dilek
Ahmet Hakan
Erdoğan son noktayı koydu ama dağılmıyoruz. Neden?
Komik vaziyet
1240 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Mehmet Barlas
Özgürlükçü demokrasi en büyük zenginliğimizdir
Yerinden yönetim
1219 Okunma
Tayibet Erzen


© 2024 - Akevler