Naçizane Uyarılar
1299 Okunma, 1 Yorum
Emre Aköz - Sabah
Vahap Alma

Yazarımız son bir aydır yazı yazmadığından, eski bir yazısını yayınlıyorum. Yorum yazı ile ilintili değildir...

 

Geçen gün, IŞİD'in, İstiklal Caddesi'nde patlattığı bombadan kısa bir süre sonra PKK'nın yaptığı açıklamaya dikkatinizi çekmiştim. Sivil halka saldırılmasını kınıyordu örgüt(!)
İlk bakışta çok saçma, değil mi? Bugüne kadar birçok terör eylemiyle çok sayıda sivili öldürdü PKK. Üstelik terörist sol ile ittifak yaptığını daha yeni duyurdu. "Bu ne perhiz, bune lahana turşusu" demezler mi adama?
Ancak "düşmanın" strateji ve taktiklerini anlamak istiyorsak, sadece çelişkilere değil, bu tip açıklamaların anlamına da odaklanmak gerekir.
Böyle bakıldığında, o açıklamayı, "Biz sivillere değil güvenlik güçlerine saldıracağız" diye okumak mümkün. (Zaten ittifak yaptığı sol örgütler, sıradan vatandaştan ziyade, güçleri pek yetmese de, çoğunlukla polise ve askere karşı eylem düzenler.)
Biliyorsunuz, PKK baharla birlikte saldırıya geçeceğini ilan etti. Bazı yorumcular, örgütün blöf yaptığını, mağlup olduğu hendek savaşlarından sonra mecalinin kalmadığını söylüyor.
Haklı olabilirler, inşallah da haklıdırlar ama yine de çok dikkatli olmak gerek: Bence PKK ve onun şemsiyesi altına giren örgütler, büyük şehirlerde görevli güvenlik güçlerine saldırmaya hazırlanıyor.
Bir de hayatı zorlaştıracak eylemler yapabilirler: Ulaşım veya elektrik şebekesine sabotaj gibi...
Gamlı Baykuşluk değil amacım. Örgütün büyük şehirlere yönelik hesaplarını anlamaya çalışıyorum.

IŞİD'in zekâsı
Böyle geniş çaplı toplumsal olayları, doğa bilimlerinde olduğu gibi laboratuvara sokarak tekrarlama lüksümüz yok. Bu durumda bir yandan karşılaştırmalar yaparken, diğer yandan amaçları anlamaya çalışıyoruz.
Mesela 1984'ten beri ülkenin başına dert olan PKK'yı az-çok biliyoruz. Buna karşılık IŞİD bize "yabancı" bir örgüt.
Soracağım basit bir soruyla ne demek istediğimi hemen anlayacaksınız: Sultanahmet ve İstiklal saldırılarını yapan IŞİD'in, Türkiye'deki amacının ne olduğunu siz biliyor musunuz?
Ülkemize gelmiş turistleri öldürerek, başka bir deyişle Türkiye'nin ekonomisine zarar vererek ne kazanacak? Üstelik düşünün ki bu eylemleri üstlenmiyor bile...
Bir yoruma göre, IŞİD'in asıl hedefi ekonomi değil. Örgüt, geleneksel-muhafazakâr İslami akımı ve parti tipi örgütlenmeyi yetersiz bulan "aceleci-keskin- sert" gençleri safına çekmeye çalışıyor. Doğru olabilir mi? Olabilir de... Bu kadar mı?
Bence ekonomi üzerinden Ankara'nın bölgeye ilişkin politikalarını engellemeyi veya saptırmayı amaçlıyor IŞİD.
Avrupa'da bombalar patlattıkça, Batı'dan Türkiye'ye, "IŞİD'e karşı daha aktif olun" talebinin geleceğini tahmin ediyor... Ve buna karşı, "Onlara uyup üstüme gelirsen, ben de seni vururum... Bu yaptıklarım, yapacaklarıma örnektir" mesajı veriyor.
Ben IŞİD'in bilhassa İstanbul'daki eylemlerini bu şekilde yorumluyorum ama çok da emin değilim. Çünkü kafası çalışan birileri tarafından planlanan terör eylemleri, daima çok katmanlıdır. Tek bir hedefi vursa da, örgütün birden fazla öngörüsü vardır.
IŞİD ne kadar vahşi olursa olsun, ne kadar ilkel görünürse görünsün; asimetrik savaşı, terörizmi, kitle psikolojisini bilen kişiler tarafından yönetilen bir örgüt.
Ciddiye almak gerek. 

Kutlu Doğum

Peygamberimize 1.000.000 salavat, yanında bir de mevlid. Oh oh oturduğun yerden cennet..!

Miladi yılbaşında Hz.İsa'nın doğum gününün kutlanıyor olması, Müslümanların da Hz.Muhammed'in doğum günü olan miladi 20 Nisan da haliyle özel olmuş oluyor.  Aynı zamanda hicri rebiülevvel ayının 12'si de kandil. 

Kutlu Doğum'un Kuran'daki yeri, Hz.Peygamberin yaşamında olmayışı ve İslam anlayışına tersliği haliyle önemsiz. Allah'ın 'Alemlere Rahmet, uyarıcı, kendi içinizden bir beşer ve müjdeleyici' gibi tanımlamalarıyla göndermiş olduğu elçisine tabiiyetimizi kendimize özgün hale getirmişiz. 

Ne de güzel bid'atlerimiz var. Ne de güzel ve tam bir rabıta ile yaşıyormuşuz hurafelerimizi. Allah'ın dinine uzaklığımızı ne de güzel süslemişiz duvarda. Hem de hiç el sürmeden. Yıllarca duvardan indirmeden. Hiç de eskitmeden...!

 

Vahap Alma


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
24.04.2016
05:53


http://www.yenisafak.com/yazarlar/hayrettinkaraman/tarikat-tuzagi-2028529


Hayrettin Karaman

1934 yılında Çorum'da doğdu. İlk İmam Hatip okullarından biri olan Konya İmam Hatip Okulu ve İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü'nde okudu. İki yıl İstanbul İmam Hatip Okulu'nda meslek dersleri öğretmeni olarak çalıştıktan sonra İstanbul Yüksek İslam Enstitüsü'ne fıkıh asistanı oldu. Y...devamı 

Tarikat tuzağı

Nisan 24, 2016
İmam-ı Rabbânî gibi şeriata bağlı, kâmil ve mükemmil (eğitip olgunlaştıran) mürşidler, “Bir asırda bir tek kâmil mürşid bulunsa bu asır bereketlidir” diyorlar, bugün ise nerede ise her sokakta bir şeyh var. Hocaların beceriksizliği, soğukluğu, ilgisizliği, tembelliği… halkı bu sahte şeyhlere mahkum ediyor. Bir yanda İbn Arabîciler avâm-ı nâsa vahdet-i vücud telkin ederek onları yoldan çıkarıyorlar, diğer yanda cahil ve istismarcı şeyh taslakları aşağıda örnekleri verilmiş bulunan sapmalara yol açıyorlar. Olan da sonunda İslam'a ve Müslümanlara oluyor.

Zonguldak'tan bir okuyucum (M. Sevil) aşağıdaki mektubu yazmış, benden cevap istiyor. Önce mektubu ibretlik olarak vereceğim, sonra da –başka bir yazıda- cevap mahiyetinde bir şeyler yazarım.

Sayın Hocam,

Durum o kadar vahim ki, açıkçası ehil bir alim olarak bu konulara pek girmemenizi yadırgıyorum. Varsa da bu yönde yazınız ben rastlamadım diyeyim. Sizin de “fıkıh usulü” kitabınızda belirttiğiniz üzere peygamber dahi olsa kişilere ululuk yüklemek şirktir. Sosyal medyada bir avuç azınlığın feryadı dışında başta bu konularda uyarı yapmasının görevi olarak gördüğüm Diyanet olmak üzere pek kimse “durun bakalım” demiyor. Adam şeyhini, gavsını yücelttikçe yüceltiyor, onu düşünmenin, karşısına geçip bakmanın Allah'ı düşünmekten daha efdal olduğunu, Allah için kılınan 150 yıllık namazdan daha değerli olduğunu söylüyor. İstediğini cennete sokacağını söylüyor, kabir azabından koruyan kefen, kutsal terlik, her derde deva duaların olduğu poster ve daha neler neler satıyor. Allah dostu, evliya meselesini abartıp neredeyse (hâşâ) şeyhini Allah yerine koyuyor. Onun tarikatındaki sıradan bir müridin bile 40 fersah etrafına şefaat edeceğini, hatta aynı mezarda yatanın bile işinin kolay olduğunu, bir evliyanın havlusunu tutmanın hatta uzaktan adını duymuş olmanın bile kurtulmaya yeteceğini konuşuyor. Şeyhim Azrail'i kovdu diyor, bizim cemaatin dergisindeki şu duayı okursanız 1 yıl ölmezsiniz garanti diyor, hatta ölecek olsanız da ertelenir diyor. Daha neler neler neler... Yüzlerce video önerebilirim size. İşin daha acı yanı ise milyonları arkasından sürüklüyor, itibar görüyor, tv programları peşinden koşuyor ve ne trajikomik ki bu adam(lara) “sapık, şirkçi” diyenler “vay kafir, sapık” denilip damgalanıyor. Allah açıkça, “Ben size yakınım, duyarım, yalnız bana ibadet edin ve benden yardım dileyin, duanıza icabet ederim” derken bunlar araya gavsı koymadan olmaz diyor, tevbeyi ona vermeli (onun aracılığı lazım her konuda) diyor. İşin ilginci her ne söylerse hadis var, Buhari'de geçiyor falan da diyor (ne söylerseniz söyleyin hadis ile desteklemekten daha kolay bir şey yok zaten o da ayrı bir konu). Uydurulmuş din ve hurafenin yüzlerce örneğiyle yazı uzatılabilir. Hocam sizlerin görevleri arasında toplumu bu konularda da aydınlatmak, uyarmak olduğunu düşünüyorum ve sizden köşenizde bu konuda bir yazı bekliyorum. En derin saygılarımla.




Sayı: 358 | Tarih: 24.04.2016
Ergün Diler
Kirli plan
Dolar Oyunu
1462 Okunma
Süleyman Karagülle
Emre Aköz
Naçizane Uyarılar
Kutlu Doğum
1299 Okunma
1 Yorum
Vahap Alma
Mehmet Barlas
Siyasetçilik kolay bir meslek değildir
TDK uyuyor mu ne!
1141 Okunma
Tayibet Erzen
Ahmet Hakan
Meraklısına: Örneklerle nasıl muhalif yazar olunur
Sermayenin basını ve akevler.org
1123 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Yusuf Kaplan
Ergenekon’un “tezgâh” olduğunu yazmıştım 8 yıl önce!
Akevleri parti kurmaya zorlamak!
1098 Okunma
Ali Bülent Dilek


© 2024 - Akevler