Menzilini yitirmezsen, Hakikat rüzgârı her dâim eser, ruh üfler...
Yusuf kaplan
23 Kasım 2015
Perşembe ve cuma günleri, çok özel ve çok güzel bir yerdeydim: Lezîz iki gün geçirdim: Anlatılması zor; ama ancak tadıldığında, yaşandığında anlaşılabilecek; hayatımda heyecanı, coşkuyu, umudu, ötelerin ötesine uzanma ufkunu bilhal ve bizzat iliklerine kadar soluduğum; doyumsuz, tarifsiz ve benzersiz iki nefis gün.
……………………….
Tarihin nasıl yapıldığına, gelmekte olanın nasıl sessizce ve derinden gelmekte olduğuna şahit oldum bütün hücrelerimle iki günde. Allah'a binlerce kez hamdettim.
Yer ve isimler önemli. Ama mahrem kalması, yapılan işin samimiyetine ve ihlasına gölge düşürmemesi bakımından zikredilmemesi de önemli. Ama yapılan işin çapı, geçmişten geleceğe uzanışı, çıkılan yolculuğun geleceğe uzanan boyutlara sahip oluşu da önemli. Ama en önemlisi, sessizce, mahviyetkârâne ve derinden yapılışı bu işin.
Geleceğimizin manevî / fikrî temellerini atan Türkiye'nin en büyük ilim, irfan ve hikmet yuvası olacak bir medresenin “ya Allah, bismillah, yelkenler fora!” denilerek açılışına, talebeleri ve hocaları Türkiye'nin dışına taşan muazzez bir medeniyet yolculuğuna çıkılışına tanıklık ettim.
Bir rüzgâr esti Anadolu'dan. Orta Asya'dan çıkılan yolculukla binbir çileyle ekilen tohumların Selçuklu'yla mayayı kardığı, Osmanlı'yla ruhunu oluşturduğu Moğol ve Haçlı saldırılarını boşa çıkaran bin yıllık Hakikat Sarayı'nın küllerinden ve kök hücrelerinden yeniden nasıl inşa edilebileceğini gösteren tohumların muhkem bir şekilde ekildiğine, hakikat bayrağı'nın aslâ yere düşürülemeyeceğine ve yeniden göndere çekileceğine işaret eden uzun sürecek ama sonunda bütün insanlığa leziz meyveler verecek bir ilim, irfan ve hikmet yolculuğunun tohumlarının toprağa düşürülüşünün, meyveye durduruluşunun tanığı oldum. Hamdolsun. Yeniden diriliş ve varoluş yolculuğumuzun bu kilometre taşı, Hakikat medeniyetinin önündeki çakıl taşlarını temizleme, önümüzü açacak yapıtaşlarını döşeme çabasının temeli olsun.
ÜÇ MENZİL'DEN ESEN RÜZGÂR
İki asırdır, Müslümanlar olarak tarihimizin en büyük, en sarsıcı, en yıkıcı buhranını yaşıyoruz: İkinci büyük medeniyet krizi bu. Birinci büyük medeniyet krizinden daha derin ama tehlikeleri de imkânları da daha büyük bu ikinci medeniyet krizinin.
Eğer krizi iyi tahlil edebilir, içinde yaşadığımız çağı çok iyi tanıyabilir ve bu çağ'a hakikatin diriltici soluğunu üfleyebilecek uzun soluklu akidevî ve fikrî bir yolculuğa çıkabilirsek, bu ikinci krizin imkânlarının daha büyük olduğunu bizzat göreceğiz biiznillah.
Ama krizi, nedenlerini çok iyi tahlil edemez, içinde yaşadığımız çağı bütün boyutlarıyla kavrayamazsak, bu çağa hakikatin neyi, nasıl söylemesi gerektiğini, daha da önemlisi bizim bu çağ'a neyi, nasıl ve niçin söyleyebileceğimiz yakıcı gerçeğini aslâ idrak edemeyiz.
Onun için her şeye sil baştan, yeniden ve ümmîleşerek (çağın ağlarından, bağlarından, bağlamlarından ve kavramlarından kurtularak, arınarak, çağrı'mızın çağını kuracağı ilim, irfan ve hikmet sütunlarını dikecek) zorlu ve münbit bir ribat, irtibat ve rabıta yolculuğuna çıkmak zorundayız.
Ribat menzilinde İlahî Şiar'a dayanan Mekke'mizi, irtibat menzilinde Nebevî Şuur'la donanan Medine'mizi, rabıta menzilinde ise İlahî Şiar'den süt emen Nebevî Şuur'la meyve veren Hakikat Medeniyeti'ni inşa etmeliyiz.
Mekke menziIi, ilme'I-yakin'le ilimle mücehhez âlim şahsiyetini, Medine menzili irfanla müteşekkil ârif şahsiyetini, medeniyet menzili ise hikmet'le mümeyyiz hakîm şahsiyetini hediye etmeli insanlığa.
İnsanlık kendine gelmeli, hakikate ermeli, Rabbine yönelmeli ki yeniden yeryüzünde adalet ve hakkaniyet, silm ve selâmet, kardeşlik ve nihayet hakikatten süt emen muazzez medeniyet rüzgarları esebilsin.
Menzilini yitirmesin, hakikat rüzgârları güneyden ve kuzeyden, doğudan ve batıdan her yönden esebilsin, insanlığa hakikat aşısı yapacak derinden bir ruh üflesin ve insanlığın önünü açacak Yeni Gazâlî'ler, Râzî'ler, Rabbânî'ler, Şah-ı Nakşibendî'ler, Sinan'lar, Itrî'ler, Mevlânâ'lar, Yunus'lar, Fuzûlî'ler ve Şeyh Galipler yetiştirilebilsin.
Nebevî soluk, yeniden insanlığa Rahman'ın Rahmet nefesini üflesin, merhamet kanatlarını gersin.
HEYECANDAN 3 GECE UYUYAMADIM
İşte o iki gün, Türkiye'nin en büyük medresesinin açılışı sırasında 99 talebe için düzenlenen icazet merasiminde bunları düşündüm.
Büyük düşler gördüm. Gelmekte olanın gelmesini sağlayacak, gelecek 100 yılın, 200 yılın tohumlarının ekilişine şahadet ettim. Rabbime binlerce kez şükrettim.
O gece, sonraki gece ve üçüncü gece heyecanımdan, coşkumdan ötürü uykularım kaçtı, 3 günde toplam 7 saat uyuyabildim.
Ya Rab Şükran Sana! Minnet Sana! Hamd Sana! Uykuyu haram kılmak “bana”!
http://www.yenisafak.com/yazarlar/yusufkaplan/menzilini-yitirmezsen-hakikat-ruzgari-her-daim-eser-ruh-ufler-2023169
yorum;
Umutlar gizli medrese açılışına kaldı!
Yazarımızı üç gün uykusuz bırakan İslam aleminin
hatta insanlığın kurtuluşunu sağlayacak olan
Örnek Medrese açılmış.
Aynı zamanda da 99 öğrenciye icazet vermiş.
Fakat ihlas ve mahviyet açısından ismi, yeri ve ilgili
şahısları açıklanamıyormuş.
AKEVLER kuruluşundan beri Türkiyeli Müslümanları
legal çalışmalara sevk etmek maksadıyla kurulmuştur.
Hatta özelde milli görüşçü gençlerin teröre
bulaşmasını da önleyerek çok büyük bir hayra vesile
olmuştur.
(bakınız rahmetli Erbakan HOCAMIZ ve rahmetli Av.Adil Altuğ mükalemesi).
Ama koca gazetenin koca yazarı Yusuf kaplan hocamız
işin selameti açısından katıldığı büyük ve tarihi açılışın
detaylarını açıklayamamaktaymış.
Bizce zaten asıl sorunda Türkiye Müslümanlarının ana
gövdesi olan legal çalışma metodundan saptırılması
mücadelesidir.
Böylece Türkiye de Ortadoğu ülkeleri konumuna
getirilecek ve sonrasında demokrasi getirilmek
maksadıyla işgal edilebilecektir.
Askeri düzen ve Hukuk düzeni arasındaki
farkı anlayamamış yazar ve kanaat önderlerinin
öncülüğünde Türkiye müslümanlarından ne
bekleyebilirsiniz.
Allahın milletimizin üzerindeki merhameti sayesinde
bugün bu hayatı yaşayabiliyoruz.
Yoksa büyük büyük yöneticilerimize ve ulemaya
bıraksaydı Allah (CC)encamımızı, şimdi bu ülkede
belki de bir tek müslüman kalmayacaktı.
Allaha şükür ülkemizin en köklü ve en İslami medresesi
Olan Akevler kooperatifleri hizmet etmeye devam ediyor
da Türk milleti 3.bin yıl medeniyetini ve Adil Düzeni
kurma yolunda hızla mesafeler kat ediyor.
Gelin beraber yürüyelim bu kutlu Allah(CC) yolunda.
Faizci ve zinacı Avrupa yollarında değil.