Haberlerde görmüşsünüzdür: Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Sema Ramazanoğlu... "25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele ve Uluslararası Dayanışma Günü" münasebetiyle... Başbakan Ahmet Davutoğlu'na, üzerinde "Kadına şiddete karşı dur de" yazan rozeti göndermiş... Davutoğlu da rozeti grup toplantısında yakasına takmış.
Bunlar çok güzel hareketler de... Bu konuda asıl mesele, "dur" demek değil, kanunlarla ve somut uygulamalarla o şiddeti "durdurmak."
Hükümet bu konuda neler yapmayı düşünüyor? Mesela karısını döven adam, karakolda bir gece tutulacak ve asgari ücret kadar ceza ödeyecek mi? Tekrarında bu cezalar katlanarak artacak mı? Bir öneri daha: Ehliyetine bir yıllığına, iki yıllığına el konulacak mı?
Karısını bıçaklayan adamın cezası, duruşmada takım elbise giyip kravat taktı diye azaltılmaya devam edecek mi? Yoksa bu tür sahtekârlıkları boşa çıkartacak kanuni düzenlemeler yapılacak mı?
Bu net sorulara, net cevap almak hakkımız değil mi?
İnsan ve Aşk
Bir de bu pencereden bakalım…
Hayat, insana her zaman isteklerini vermez. Ama buna rağmen insanlar hayatı hep istedikleri yöne çekmek isterler. İnsana verilen zararlar da hep bu istek ve arzulardan kaynaklanıyor. Çünkü merhametsiz insanlarda vicdan olmaz. Olmayan bir şey de sızlamaz. Bu tür kişiler, hayatın akışını etkilemek isterler ve daima kendilerine adadıkları bir yaşamları vardır. Egoist ve bencildirler. Senin yaşadıkların onların umurunda değildir.
İnsanlara hak ettiklerini vermemek, onları gerçeklerle tanıştırmak değil, onlara haksızlık yapmak demektir. Asıl olması gereken onlara hak ettiklerinden fazlasını vermemektir.
Bir anlık sinir veya inat uğruna bozulan düzenin nedeni de, insanlardaki gurur.. 'Herkes hata yapabilir' toleransını birbirimize tanımıyoruz. Bu sefer beklentilerimiz boşa çıkmışa benziyor ve bunu hak etmediğimizi düşünerek hemen gururumuza sarılıyoruz. Sanki hayat insiyatif konuşturma arenasıymış gibi davranırız. Halbuki daha çözümcül olabilir her şey. Herkese yaptığı hatayı düzeltme fırsatı verilmeli ve bir daha yapmaması için yardımcı olunmalıdır.
Aşkta merhamete gelince.. Özünde en çok merhamet barındıran yegane duyguların başında aşk vardır. Çünkü aşk yaratıcının yarattığını sevmek ve muhabbetini beslemektir. Sevgi ve muhabbet, merhametle mümkündür.
Sonrası mı? İşte size ‘’İlahi Aşk’’…
Nerde ''Kadına Şiddet''..?