Ha Paris, ha Ankara, ha Suruç... Hepsi hedefte...
1269 Okunma, 0 Yorum
Mehmet Barlas - Sabah
Tayibet Erzen

 

15.11.2015

Fransa Cumhurbaşkanı Hollande Paris'i hedef alan terör saldırısı ertesinde, Antalya'daki G-20 Zirvesi'ne gelmeyeceğini açıkladı. Ama belli ki bu zirvenin gündemi artık özellikle IŞİD kaynaklı "Terör tehdidi" ve "Suriye Krizi" dışında pek başka bir konuyu içermeyecektir. 
Biz Türkiye olarak terörist saldırılara uzak ve yakın geçmişimizde defalarca hedef olmuş bir ülkeyiz. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Paris Katliamı" ertesinde yaptığı açıklamadaki vurgular, hem duygularımızı, hem de gerçekleri yansıtmaktadır. 

Terörün dini dili olmaz 

Tamamı için http://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2015/11/15/ha-paris-ha-ankara-ha-suruc-hepsi-hedefte

 

Yorum:

Ateş düştüğü yeri yaktıkça bu zulüm devam edecek

Tablo vahim, hem de çok.

Dünyanın gözleri önünde yıllardır yanan bir Ortadoğu var. Avrupa’nın yanı başında aylardır şehit veren, savaş alanına dönen bir Türkiye var. Var ama PKK diye bir terör örgüt yok!

Haliyle de terör örgütü listesinde yer almayan bir birlik için ne yazık ki karşı duruş gösteremeyen, çok üzüldükleri halde ellerinden bir şey gelmeyen, taziye mesajları ile yetinen bir Avrupa Birliği var.

Birileri oturdukları yerden bir liste yapıyor. Ekliyor, çıkarıyor, abartıyor, değiştiriyor biz de nasıl olduğunu bilmiyoruz ya, çok da inandırıcı(!) olduğu için kabul ediyoruz. Gün geliyor o çok çok uzaklarda görünen ateş evlerine düşünce birden terör kavramını keşfediyorlar. Tabii bu keşfi kolaylaştıran etkenlerden biri de kendine Müslüman diyen sapıkların bunu üstleniyor olması olabilir.

Biz Mümin olarak yeryüzünün herhangi bir yerinde olacak en ufak bir zulme bile buğz etmeliyiz, karşı durup savaşabilmeliyiz. Tabii ki Fransa’daki insanlar için üzüldük ama ne bizim üzülmemizin ne de onların artık bizi anlıyor olmasının bir önemi var. Çünkü çok iyi biliyoruz ki aradan iki gün geçmeden tüm bu acılar ve korkular unutulacak ve Sermaye filme kaldığı yerden devam edecek. Bu zulmü durdurmanın tek yolu ise; ırk, inanç, dil ve coğrafya ayırt etmeksizin herkese yaşam hakkı tanımak ve adaletli olmaktır.

Kendine yetecek kadar merhameti, kendine yetecek kadar hoşgörüsü, kendine yetecek kadar özgürlüğü, kendine yetecek kadar demokrasisi ve kendine yetecek kadar adaleti olan bir topluluk er ya da geç fitneye ve zulme maruz kalır, bundan da daha isabetlisi yoktur.

 

 

 

Tayibet Erzen






Sayı: 335 | Tarih: 15.11.2015
Yusuf Kaplan
Çağ körleşmesi ve “nüfuz” meselesi
Nüfuz ne kelime!
1582 Okunma
Ali Bülent Dilek
Ergün Diler
Patron Testi
Ne yapılmalı?
1424 Okunma
Süleyman Karagülle
Ahmet Hakan
Paris saldırıları hakkında beş şey söyleyeceğim
IŞİD’in ve PKK’nın hamisi
1349 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Mehmet Barlas
Ha Paris, ha Ankara, ha Suruç... Hepsi hedefte...
Ateş düştüğü yeri yaktıkça bu zulüm devam edecek
1269 Okunma
Tayibet Erzen


© 2024 - Akevler