20.09.2015
Partiler 1 Kasım'a nasıl ve kimlerle gideceğini açıkladı. Herkesin bir değerlendirmesi var. Ama maalesef yıl 2015! Her şeyin başı ALGI... Bunu kim iyi yönetirse ipi o önde göğüsler...
Çok yakın bir dostum önceki hafta kendisine gelen bir bilgiyi benimle paylaştı. "Kesinlikle aramızda kalsın!" diyerek noktaladık. Bu arada iki çok önemli dostumdan ayrı ayrı bu bilgi tekrar geldi.
-Demek iyi haberler yok.
Doğruluğunu inanın bilmiyorum. Ama ŞEHİR DEDİKODUSU! Okuyunca içinde ne kadar fazla doğru barındırıp barındırmadığına siz karar verin.
Dedim ya DEDİKODU! Ama uzun zamandır özlediğimiz cinsten... Kaliteli ve cezbedici...
Ben aktarayım siz de notunuzu verin...
Daha önce yazmıştım! Kemal Derviş Bey, Demirtaş'ı ABD'ye çağırıp BENENSON'la masaya oturttu.
Dünyaya açılan pencere BENENSON oldu. Obama'nın da kampanyasını yürüten oluşum yani... 7 Haziran'a HDP böyle girdi. Saz da söz de espriler de BENENSON'un işiydi. Bana gelen bilgilere göre HDP Benenson'la devam ediyormuş... İşte buradan sonrası ilginç...
- Demek ki fazla değişen bir şey yok. Demirtaş hala ABD dolarının peşinde.
İşte bana aktarılan o dedikodu!
Benenson'un iki akıllı üyesi geçtiğimiz günlerde Türkiye'ye geldi.
Bazı basın kuruluşlarının temsilcileriyle BEBEK'te buluştu. Toplantının yapıldığı yer bir DEVLETE aitti!
Ama Bebek'teydi. MUHALİF olarak kimi biliyorsanız hepsi oradaydı.
Hatırlayın, Erdoğan'ın ameliyat olduğu dönem Ricciardone HİLTON'da gizli bir toplantı yaparak 4 gazeteciye "Erdoğan'ın sağlığı nedir?" diye sormuştu. Sağlık toto oynamıştı.
Benzeri bir toplantı şimdi BEBEK'teydi. İlgili ülkenin KONSOLOSU yoktu. Toplantıda "Erdoğan'sız bir Türkiye için ne yapabiliriz, HDP'yi nasıl parlatabiliriz" konusu masaya yatırıldı. Benenson'u temsil eden BAYANIN "Bir yalanı ne kadar fazla sıklıkla söylersek ve ne kadar inanarak tekrarlarsak inanın herkes bunu DOĞRU kabul edecektir" sözü toplantının gizli KOD'u oldu!
- Bebekte konsolosun olmadığı konsolos binasında görüşüyor, Ordu’ya karşı PKK’nın yanında yer alıyor. Erdoğan’sız Türkiye isteniyor. Yanlış taşa oynuyorlar. Türk Ordusu’nu hesaba katmadan hareket başarısız olur. Bu doğru ise ordunun haberi vardır.
PKK ile HDP'nin ayrı oluşumlar olduğu sıklıkla vurgulanacak ve HDP'nin aslında PKK'ya karşı çıktığı vurgusu sıklıkla yapılacaktı. PKK silah zoruyla HDP'ye OY toplarken arada kavga var ALGISI oluşturulacaktı. Bazı HDP'li yöneticilerin PKK tarafından DARP edilmesi, zarar görmesi bile masadaydı!
- HDP meşru davranan bir kuruluş, Selahaddin Demirtaş tutuklanıp hapse konabilir ama HDP kapatılamaz. Suçlu olan parti değil yöneticidir. Bunu bir anlasak.
Seçim kampanyası boyunca HDP'li vekilleri AK Parti ile yan yana ve kol kola göstererek MİLLİYETÇİ OYLARIN MHP'ye akması hedeflenecekti. İngiliz BENENSON halihazırda yürütülen BÜYÜK PROJELERİ sarsacak bir ekip kurulmasını da gündeme getirdi.
Mesela Üçüncü Havalimanı, üçüncü köprü gibi oluşumlar sabote edilecek ve ortaya çıkanACI TABLO görevli BASIN tarafından abartılarak halka duyurulacaktı. KAOS için elden gelen yapılacaktı. Böylece projeler tartışılmaya başlanacaktı.
Toplantının bitimine yakın ilgili ülkenin KONSOLOSU odaya girerek masadaki iki gazeteciyi (temsilciyi) alıp üst kata çıktı. Ve kendi özel isteklerini sıraladı. Bunun için destek istedi.
Neyse devam...
- Bana göre, HDP’nin oyunu CHP’ye aktaracaklar ve HDP seçime göstermelik olarak girecek.
Toplantının ana gündem maddelerinden biri Erdoğan'ı sevimsiz göstermekti! Bu nedenle eşi, ailesi, çocukları, damadı, yakınları ile ilgili ev, arsa, para, iş temalı haberler sıkça yapılacak, TEKZİP metinleri 2 KASIM'dan sonra yayınlanacak şekilde alt yapı hazırlanacaktı. Yani DARBEYİ vuracaklar ama "Bu yalan yanlış" deseniz bile gerçek çok sonra ortaya çıkacaktı. Bu haberler karşısında sinirlenen Erdoğan sahaya inecek, bu iddialarla göğüs göğüse vuruşacak ve böylece yıpranacaktı.
Sinirli hali öne çıkarılıp belirlenen hedefe daha rahat gidilecekti.
- Erdoğan seçime katılmamalı. Aleyhine söylenenlere seçimden sonra cevap vereceğini bildirmeli. Erdoğan seçimden sonra ne yapacağını resmi bir beyanname ile bildirmelidir. Örnek " Ben halkıma kime oy vereceklerine dair görüşümü bildirmeyeceğim. Ben tarafsız bir cumhurbaşkanı olacağım. Devlete yöneltilen saldırıların acımasızca cezalandırılacağını ilan ediyorum. Devlet başkanına saldıran bir parti liderini başbakan yapmayacağım. Milli Mutabakat hükümetini kuracağım. Orduma danışmadan hiçbir iş yapmayacağım. Milletim bana oy verdikçe ordum da milli iradeye saygılı oldukça beni görevimden kimse alamaz." demelidir.
Sadece aile hedeflenmedi. Erdoğan ile Davutoğlu arasında ciddi tartışma ve kavga var iddiaları sık sık gündeme getirilecek, böylece tabanın güveni zedelenecekti. Bu amaca hizmet etmek için pek çok KÖŞE şimdiden hazırdı bile... "Kavga var" haberlerinden sonra SOSYAL MEDYA devreye girerek iki kanadın gerçekten kavga etmesinin önünü açmak için adımlar atılacaktı. Bir medya grubu ise Erdoğan'a karşı Davutoğlu'nu korumaya alacak ve içerideki kopuşun hızlanması istenecekti. Bir de işin PARA tarafı vardı.
- Kavga yok demekle kavga yok olmaz. Erdoğan Moskova’da konuşurken Davudoğlu aynı saatte Konya’da konuşuyordu. Başbakanı başkana saygılı olmazsa ona kim saygılı olur? Yapacağı iş derhal konuşmasını kesip Moskova’ya bağlanarak görüşmeyi yayınlamaktı.
TÜSİAD elindeki finansal gücü kullanarak iş yaptırdığı orta ve küçük ölçekli işadamlarına ÖDEME yapmayacak, ya batmaları ya da sarsılmaları sağlanacaktı. Seçim öncesi KAOS bir tek AK PARTİ 'ye yaramazdı. Petrol dünyada düşerken bizde benzin fiyatları artıyordu! Temel mutfak ihtiyaçları hiç ucuzlamıyordu!
Hepsi plan dahilindeydi. "Ekonomi kötü" algısı meydana getirip AK Parti'nin artık bu ülkeyi yönetemediği yalanını sıklıkla tekrar edip "GERÇEK"e dönüştüreceklerdi.
- Yönetemediğini sen itiraf ediyorsun. Petrolün fiyatını artıran kim? Kim hükmetse o hakimdir. Değişse acizdir. Erdoğan bunu anlamalı ve AK Parti’den ümidini kesip milletine, devletine dönmelidir.
Büyük ihalelerde de yolsuzluk ve usulsüzlük HABERLERİYE kaos'u besleyeceklerdi.
- 6 milyonluk gazeteleri 600 milyona, içindeki tüm ajansları ile satın alan kimdi? Erdoğan bu gerçekleri görmelidir. Onu bu hale getiren oğlu da olsa damadı da olsa uzak durmalı. ‘Davutoğlu’nu parti başkanı yapmayın” dedim. Başarısızı mükafatlandırmak sonunda hüsrandır.
SELDEN TRAFİK KAZALARINA, UÇAK FACİALARINDAN TOPRAK KAYMALARINA KADAR HERŞEYİ AK Parti'ye bağlayacaklardı. Partinin içine yerleştirilen KRİPTOLARLA hem Davutoğlu hem de ekibi irrite edilecek, bir başkasına yanaşarak "Siz bu işi daha iyi yaparsınız!" diyerek içeriyi karıştıracaklardı. Başka gündem maddeleri de vardı... Bunların hepsi DEDİKODU olabilir. Ama bunu aktaranlar CİDDİ DOSTALARIM olduğu için GERÇEK de olabilirdi. Bilemiyorum. Ama ben Erdoğan hastayken Hilton Oteli'nin bir katını kapatarak bir gruptan 4 gazeteciyle görüşen ABD Büyükelçisi'ni biliyorum... Kendisi gitti, bu akıllarda kaldı... Böyle bir toplantının olma ihtimali var mı? Bebek gibi bir yerde biraraya gelme sözkonusu olabilir mi? Çekinmeden bu isimler saatlerce aynı masada oturabilir mi? Vallahi bilemiyorum. Bildiğim tek şey daha önceden bunun olduğu!
- Elçi bu toplantıyı Erdoğan’ın aleyhine değil lehine yapmış olabilirdi. Şu kesin; Erdoğan hasta değildir. Bağırsaklarını aldılar. Malul hale getirdiler. Bu ABD’nin planı değil, Sermaye’nin planıdır. Obama Erdoğan tarafıdır. Sermaye ile Obama arasında çatışma var. Obama Soros grubuna dayanıyor. Şimdi onunla da çatışma durumunda. ABD’deki durum Türkiye’den daha karışık.
Ben üç ayrı kanaldan gelince SAĞLAMASINI bir türlü yapamadığım bu DEDİKODUYU aktarmak istedim. Doğruluğu hakkında hiçbir fikrim yok. ŞEHİR DEDİKODUSU sadece... Kabul etmek gerekir ki AKLA yatkın!
Siz karar verin! Masada konuşulanlar bize çok mu uzak?
Erdoğan'ı devirmek isteyenlerin alenen elele tutuştuğu bir ortamda GİZLİ BİR TOPLANTI imkansız mı?
BİLEMEDİM!
- Bilemedin de bu kötü dedikoduyu yaydın. Çaresini gösterdin mi? O halde sen de dolayısıyla o dedikodu içindesin.
Bunu ilk kez paylaşan dostuma "Bu aramızda kalsın" demiştim. Bana kırılacak biliyorum. Ama ikinci ve üçüncü kanal da aynı DEDİKODUYU getirince paylaşayım istedim.
Dedim ya, sadece DEDİKODU! Ateş olmayan yerden duman çıkmaz! Ancak ben ne ateşi ne de dumanı gördüm. Sadece pazarı dedikoduyla geçirmek istedim...
Bunu yaparken de hiç isim vermedim...
Bilgi sahiplerinin ilgisini bekliyorum!
- Dedikodu doğrudur. Tek hatan şu; ABD elçisinin bunların ne yapmak istediğini öğrenmesi kadar doğal bir şey var mı? Erdoğan da öğrenmeli ve kangren olmuş kolu kurtarmaya çalışmamalıdır.
NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.
Yorum:
Erdoğan ne yapmalıdır?
Erdoğan seçimde tarafsız olmalıdır? Kendisine bilerek veya bilmeyerek kuyu kazan AK Parti’nin yanında yer almamalıdır. Diğer partilerle o parti arasında zarar verme bakımından hiçbir fark yoktur. Mademki halk partileri iktidar etmiyor, mademki devlet başkanına hükümet kurma görevini veriyor, o da görevini yapmalıdır. Anayasada hükümeti kurma görevini parti başkanlarına verecek diye bir kural yoktur. Meclisteki her hangi birine bu görevi verebilir. Milletvekilleri de kendi çıkarları için de olsa ona güvenoyu verir. Kuracağı hükümet şunları vadetmelidir.
Gazete, televizyon bağımsızlığı değil, yazar bağımsızlığı var. Gazete ve televizyon kamu görevi yapmaktadır. Yazarın işine son veremez. Sahipleri yazarlara karışamazlar. Ancak mahkeme kararı ile bir yazar, yazdığı yerden uzaklaştırılabilir. Maaşını da devlet verir. El altından maaş ödeme yasaklanır. Meslekten ve ticaretten olma cezası verilir.
Yazar devlete saldıramaz, yazar meclise saldıramaz, yazar devlet başkanına saldıramaz, yazar orduya saldıramaz, yazar yargıya saldıramaz. Sadece devlet başkanına raporla herkes bilgi verir. Bunlara saldıran yazarlar, konuşmacılar adil yargı tarafından yargılanıp cezalandırılır. Gazete ve televizyon yahut banka kapatılamaz. Suçlu olan insanlara ceza verilir.