14.08.2015
Koalisyon mu kuracağız, erken seçime mi gideceğiz? Girdiği her seçimi kazanan ve yüzde 52'lik halkoyu ile Cumhurbaşkanı olan Tayyip Erdoğan mı, yoksa PKK terörü örgütü mü meşru siyasetin dışına itilsin? Önce terörle mi mücadele edeceğiz, yoksa terör örgütlerinin siyaset üzerinde ipotek koymalarını görmezden mi geleceğiz?
Batı ne der?
Bütün bu tercihler arasında yol haritamızı belirlerken "Acaba Batı ülkeleri ve Batı medyası ne diyor" sorusuna endeksli arayışlara takılırsak, geleceğimiz karanlık olabilir. Bakarsınız Türkiye'nin Avrupalı olduğunu bir türlü kabul etmeyen Brükselliler, PKK'yı bağırlarına basarlar... Asya'da İran etkisine karşı örgütlenmekle görevlendirilen ama bu arada Türkiye'de polise, yargıya sızıp devleti ele geçirmeyi planlayan bir örgütün şefi, Amerika'da sığınak bulur...
Avrupalı olduk mu?
Acaba bu "Batılılaşmak", "Avrupalılaşmak" ya da "Modernleşmek" gibi kavramları biraz abartarak mı benimsedik? Örneğin Lübnanlı yazar Amin Maalouf da bu konuya takılmış... Yapı Kredi Yayınları'ndan çıkan "Çivisi Çıkmış Dünya" kitabında, Atatürk'ü yorumlarken özetle şöyle diyor:…
Tamamı için http://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2015/08/14/acaba-bati-bu-konularda-ne-dusunuyordur
Yorum:
Acaba “Kuran” bu konularda ne diyor?
Türk toplum yapısına örfler hakimdir. Bir kitapta yazmamasına, dini bir bağlayıcılığı olmamasına rağmen kati olarak kabul gören bu ananeler, artık etkinliğini kaybetmeye başlasa da hepten yok olmuş değildir. Örneğin, büyüğün yanında bacak üst üste atıp oturmak, sigara içmek, izin verilmeden söze karışmak gibi. Bir de evlilik mevzuu vardır ki o çok derindir. O noktada esnekliği olmayan Türk aile yapısında evlilik neredeyse kutsaldır bu sebeple de zaten boşanmalar hoş karşılanmaz.
Türk toplumunda bir kızla evlilik vaadi olmaksızın görüşmek diğer bir deyişle flört etmek hiç de hoş karşılanmaz. İş namus davasına kadar gider.
Şimdi mevzu CHP’nin koalisyon bahsi olmaksızın 1 ay boyunca AK Parti ile flört etmesine gelecek olursa, CHP’nin namusu ne alemdedir muhabbeti, onlar bile bunu dert etmezken, bizi maalesef hiçbir yere ulaştırmaz.
Taklitten ibaret insanlar nasıl davranırsa toplumlar da öyle davranır. Kompleksli yapısı gereği hep “o ne der”, “bu ne der” diye hesap yapar. Kendi doğrusu olmadığı için hep gözü kendince yüksek gördüklerindedir. Bizim de idolümüz AB’dir. Onun yasaları bizim için örnektir, onun uygulamaları bizim için örnektir. Eleştirmeden, değiştirmeden, uyarlamadan onun kanunlarını alır ve uygulamaya çalışırız.
Oysa Kuran vardır elimizde, ona dayalı bir Adil Düzen İnsanlık Anayasası vardır. İnsanlar "acaba Kuran bu konularda ne diyor?" diye düşünmeye başlayınca dünyaya barış hakim olacaktır. Kimse bunu şimdi önemsemese de bir gün insanlık fevc fevc Adil Düzen’e gelecek ve ancak öyle kurtuluşa erecektir. Çalışmak bizden, taktir Allah’tan.