11.07.2015
Başbakan Davutoğlu'na Allah kolaylık versin... Diğer partilerin liderleri ile yapacağı koalisyon görüşmelerinde kim bilir ne tür ön şartlarla karşılaşacaktır... Bu ön şartlardan bazılarını, 7 Haziran genel seçimleri ertesinde yapılan açıklamalar sayesinde öğrendik.
Bakanlık dağılımları
Aslında hiçbir konuda "Olmaz" dememeliyiz.
Eğer koşullar bir koalisyon için her şeye razı olmayı gerektiriyorsa mesela Milli Savunma Bakanlığı'nın da, İçişleri Bakanlığı'nın da HDP'ye verilmesi doğru olabilir. Böylece PKK da Genelkurmay'a bağlanır. Köy korucuları ise HDP'ye oy veren semtlileri eğlendirmek için Nişantaşı'nda görevlendirilirler... Adalet Bakanlığı da CHP'ye verilir ve böylece fiilen en yüksek adli makam "Pensilvanya" olur... MHP'ye verilecek Sanayi Bakanlığı ile de fanus ve akvaryum üreten cam fabrikaları, bu parti için çalışırlar.
Tamamı için http://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2015/07/11/milli-savunma-ve-icisleri-hdpye-verilmelidir
Yorum:
Burnun ucu Kaf Dağı’na dönünce
Buram buram kinaye kokan bir yazıdan daha üzücü olanı, kinayenin hakikatten farksız olması ve bunun dahi farkında olunmamasıdır.
Bu ülkede İçişleri Bakanlığı duruma ne kadar hakim ki, HDP’nin kontrolsüzlüğünden ve kötü niyetinden dem vurulsun? Bir coğrafyada il hatta bölge sınırları dışardan yeniden yapılandırılacak kadar bir otorite boşluğu varsa, emniyet söz konusu olmadığından mecburi hizmetler bile yaptırılamıyorsa, tehdit kol geziyorsa ve güven söz konusu değilse orada bir milli savunmaya ihtiyaç olduğu kesinse de, ilgili bakanlığın eksikliği de maalesef ki aynı ölçüde kesindir.
Öte yandan Adalet Bakanlığı adaleti tesis edebilmiş mi ki CHP’nin zulmünden korkulsun? İhale usulü devlet yönetme anlayışı hakim. Onlar geldi bize bunu yaptı şimdi sıra biz de, kazanlar kaynasın zira cadı avı başlamıştır. Zihniyet bu, işleyiş arapsaçı iken ha sen gelmişsin, ha o. Ne fark eder ki?
Sanayi Bakanlığı’na ise değinmeyeceğim bile zira elini neye atsan fason ve ithal. Kanunlar kimden yana hiç belli değil. Aslında haksızlık etmeyelim üreticiden yana olmadığı kesin. Neredeyse tüm yönetmelikler insanların iş yapmaması için ayarlanmış, zorlaştırılmış da zorlaştırılmış. Bunun yanında yapılmayan işten bile vergi hakkı doğrulmuş, gel de çalış, gel de girişimci ol, gel de kredi al. Kabus. Sen otur, Sermaye her yere ağ kursun, her şey özelleşsin, sen elin mahkum teslim ol. Projenin adı ‘Tekele giden en kolay yol’. Kim bilir belki MHP’nin elinde olan bir Sanayi Bakanlığı ile yerli malı, yurdun malı ülküsü canlanır da oradan yırtarız ha, ne dersiniz?
Buraya kadar eleştirdik şimdi de asıl önemli olandan yani çözümlerden bahsedelim.
Güvenlik için; Merkezi değil, Yerinden Yönetim.
Adalet için; Hakimlik değil, Hakemlik Sistemi.
Sanayi için; Tekelleşme değil, Ortaklık Sistemi.
Bu devrimler yapılmadan kimin geldiğinin veya kimin gittiğinin hiç bir önemi olmayacaktır. Zira, ancak hak gelince batıl sinecektir.