12 Eylül, soğuk savaş döneminin Türkiye’deki son
945 Okunma, 1 Yorum
Mehmet Barlas - Sabah
Tayibet Erzen

11.05.2015

Demek ölümün de zamanlaması önemliymiş... Kenan Evren 1990'lı yılların sonunda vefat etseydi tüm partilerin de katıldığı Devlet Töreni ile sonsuz yolculuğuna uğurlanacaktı. Son darbe olan "28 Şubat"ın aktörleri, bir önceki darbe olan "12 Eylül"ün hesabını sormayı herhalde düşünmeyeceklerdi. Neticede 27 Mayıs darbesinin lideri Cemal Gürsel 1966'da Anıtkabir'de devrim şehitleri bölümünde toprağa verilmişti. Gürsel'in naaşı Evren'in Cumhurbaşkanlığı döneminde, 1988'de Devlet Mezarlığı'na nakledilmiş ve 27 Mayıs bayram olmaktan çıkartılmıştı...

Uyumlu cumhurbaşkanı
Kenan Evren'in sivil Cumhurbaşkanı olarak 1989'a kadar görev yaptığı ikinci dönem ise, Turgut Özal'ın Başbakanlığına uyumlu bir portreyi sergiler.
Genelkurmay'daki cuntalaşma eğiliminin tasfiyesi, Evren ve Özal'ın işbirliği ile sonuca ulaşmıştır. Özal'ın yeniden yapılanmayı hedefleyen reformlarını Evren engellememiştir.
Bir sohbetinde Evren "Biz belirli süre sonunda kışlaya dönmeyi düşünen son darbeci kuşağız... Bizden sonra gelenler gitmeyi düşünmeyecekler" demişti.

Tamamı için http://www.sabah.com.tr/yazarlar/barlas/2015/05/11/12-eylul-soguk-savas-doneminin-turkiyedeki-son-darbesiydi

 

Yorum:

Evren’e rahmet dilemek, barışa sahip çıkmaktır

Kuran’ı anlayarak okudukça Sahabelere olan hayranlığım da saygım da artıyor. Nasıl oluyor da bir adam çıkıyor ve ilahi kaynaklı olduğunu iddia ettiği bir şeyler söylüyor ve sen inanmakla kalmayıp, bu inanca göre yaşamaya başlıyorsun ve bu yeni davranışların getirdiği bütün zorluklara da katlanıyorsun. Basit bir diyet programını bile alışkanlık haline getiremeyen bizler için o dönem gizemini ve azametini hep koruyacaktır. O zamanlar bile anlaşılabilen bir çok şey bugün ne anlaşılabiliyor ne de öyle bir niyetle dert haline getiriliyor.

Kuran’da fitnenin ölümden beter olduğu yazar. Kuran, silme yani barışa yönlendirir. Hiçbir koşulda anarşiyi hoş görmez, bu sebeple hicret demokrasisini ön görür. Sokaklarda kargaşa olurken hayatın nasıl da felç olduğuna madden ve manen zarara uğrayarak şahit olan bizler empati yapmaktan o kadar yoksunuz ki oturduğumuz yerden 1980’lerin Türkiye’sini eleştiriyoruz, o dönemin şartlarını es geçip bugünün anlayışıyla değerlendiriyoruz ve sonuçta kaçınılmaz olan darbeyi yersiz bulup Evren’i(Allah rahmet eylesin, mekanı cennet olsun.) diktatörlükle suçluyoruz. Başkanlık koltuğunu eliyle teslim ederek asıl niyetinin duruma el koymak olduğunu gösteren bir askere olmayacak ithamlarda bulunuyoruz ve tam anlamıyla HAKKI TESLİM ETMİYORUZ. Allah bunun için bizi affetsin ve yeni anarşi ortamlarıyla imtihan etmesin. Amin.

 

 

Tayibet Erzen


YorumcuYorum
Hüseyin Kayahan
19.05.2015
16:07

İsabetiniz için tebrik, uyarılarınız için teşekkürler.





Sayı: 309 | Tarih: 17.05.2015
Yusuf Kaplan
İki gece yolculuğu:"la"'dan "illa"'ya...
Gitti ama geldi!
1176 Okunma
Ali Bülent Dilek
Ahmet Hakan
Ali Babacan ne iş yapıyor?
Akevler’e kulak tıkamak
1149 Okunma
Lütfi Hocaoğlu
Ergün Diler
Ajan Var
Asıl savaş
1132 Okunma
Süleyman Karagülle
Can Dündar
Ne idam ne darbe
İdam ve Demokrasi
1114 Okunma
Vahap Alma
Mehmet Barlas
12 Eylül, soğuk savaş döneminin Türkiye’deki son
Evren’e rahmet dilemek, barışa sahip çıkmaktır
945 Okunma
1 Yorum
Tayibet Erzen


© 2024 - Akevler