30/11/2014
- Sağlıklı ekonomi, gıda üretimine dayanır.
- Gıda, sonra giyecek, sonra barınacak yer ve sonra diğerleri. Bütün bunlar enerji ile elde edilir. Yeryüzündeki enerjinin %98’i güneş enerjisidir. % 90 da bitkilerin depoladığı güneş enerjisidir. O halde ekonominin temeli tarımdır. Bir karış toprağı boş bırakmak yeryüzünde birisinin ihtiyacını heba etmiştir. Bu sebepledir ki şeriatta ekmeyenin elinden toprak alınır. Köyleri boşalan ülkenin köylere malik olmak hakkı değildir.
- Tarım ekonomisi, komşularımız için de gerekir. Miras yoluyla parçalanan topraklar optimum büyüklüklere göre bölünmeli, sahiplerin hakları korunarak şirketleştirilmelidir. Bu işle banka görevlendirilmelidir. Devlet onlara desteği vermektedir.
- Çağımızda teşhisler doğru yapılır, tedaviler daima yanlıştır. Topraklar optimal büyüklüklere göre parsellendirilmelidir. Bu doğru. Şirketleşmeli bu yanlış, çünkü tarım büyük şirketlerle yapılmaz. Bunun dört manası vardır.
a) Tarımın ayağına gitmek gerekir. O senin ayağına gelmez.
b) Tarımın emrine girmek gerekir, o senin emrine girmez. Sen onun hizmetçisisin.
c) Tarımda ürün emekle orantılı değildir. Mevsime ve şartlara göre hiç çalışılmadan bol ürün elde edersiniz. Bazen da çok çalışırsınız ürün yok gibi az olur.
d) Her tarla bir insan gibidir. Genel kurallar uygulanamaz, özel tedavi ve kullanma şekli vardır. Bu da babadan miras yoluyla öğrenilir.
Merkezi şirketlerle bunların yapılanması mümkün değildir. Tarım ancak aile mülkiyeti ile işletilebilir. Kooperatifleşerek gelişmiş tarım mümkün olur. Tarımda boş zamanlar vardır. O zamanlar da sanayi ile doldurulmalıdır. Bizim modelimiz de şudur.
Köyde yüz lojmanlı apartman yapılır. Alt bodrumu sığınak ve garaj olur. Orta bodrum depo olur, üst bodrumda küçük sanayi dükkanları olur. Köyden kente saatte bir gidip gelen servis bulunur ve bu servis ücretsiz yolcuları taşır.
Lojmanlarda oturan aileye 10 dönümlük tarım alanları verilir. Bunu işleyerek yaşarlar. Bu tarlaların iki çeşit malikleri vardır. Yararlanma malikleri, miras yoluyla veya satın alarak malik olanlardır. Bunlar sadece kira payından yararlanırlar, yönetime karışmazlar. İkinci malikler ise lojmanlarda oturan kimselerdir. Tarlaları bunlar işler ve kira paylarını verirler. İşletme mülkiyeti miras yoluyla değil vasiyetle intikal eder ve yalnız ehil olanlara geçer. Bu da Kuran’ın çözümüdür. Eksiksiz çözümdür, en iyi çözümdür. Mahir Bey’ler gibi kimselerin Adil Düzen’e kulaklarını tıkamalarına aklım ermiyor.
- Ülkemiz sanayi ülkesi olmaya çalışmaktadır. Tarımdan ve montaj sanayisinden kurtulmalıyız.
- Ülkemiz, örnek olarak bilgisayar sanayisine hiçbir zaman ulaşamaz. Tarım sanayisini geliştirmeliyiz. Ülkeler arası iş bölümüne saygılı olmalıyız. Şimdiye kadar sanayi ülkeleri tarafından sömürülmüştür. Oysa sömürülmeden de sanayi ülkeleri ile tarım ülkeleri arasında iş bölümü gerçekleşebilir. Bunun için faize dayalı merkezi para sisteminden vaz geçip emeğe dayalı karşılıklı para sistemine gidilmelidir. Ülkeler arası alışverişler takas usulü ile yapılmalıdır.
- Toprakların miras yoluyla parçalanması önlenmelidir. Böylece ülke içinde refaha, ülke dışında huzura kavuşuruz.
- Adil Düzen bu sorunu sonuna kadar çözmüştür. Siz şu yapılmalıdır diyorsunuz, biz de şöyle yapılmalıdır diyoruz. Halka yıl başında sipariş verme kredisi açılır. İhtiyaçlarını peşin para ödeyerek siparişi yıl başında tüccarlara verir. Tüccarlar ülke içinde bu kadar besin ürettirirler, kısmen götürüp satarak yerine dışarıdan daha ucuz besin alırlar ve sonra da siparişleri karşılarlar. Erbakan bunu selem senedi adı altında başlatmıştır. Mahir Bey acaba niçin duymadı?
06/12/2014
Yeni Dönem
- Putin’in gelmesi yeni dönemin başlangıcıdır. Yeni dönemin teorisi vardı, planı vardı ama temeli şimdi atıldı.
- Dünyada devletlerle Sermaye çatışma durumundadır. ABD’de bu çatışmaya uzlaşmaya doğru gitmektedir. İki taraf da bu çatışmadan karlı çıkmayacağını anlamış olmalıdırlar ki uzlaşma yoluna gitmektedirler. Çözüm insanlığın ticarete Kuran’ın çözümleriyle dönmesi olacaktır. Faiz Tevrat’ta da haramdır. Hatta tüm batı felsefesinde de hep kötü karşılanmıştır.
-Komünizm sadece dünyayı ikiye bölüp sermayenin hakimiyetini sağlama aracı idi. Alman devleti, ABD’nin kontrolünde idi. İstihbarat da ABD’deki CIA’nın kolu idi. Bugün nedir irdelenmelidir.
- İkinci Cihan savaşı sonunda Sermaye dünyaya egemen oldu. Devletler birer taşeron durumuna gelmişti. Sosyalizm kapitalizm devletlere hakim olmak için oluşturulmuş iki zıt güç idi. Görünürde birileri ile çatışıyordu ama kendi taraflarına bununla hükmediyordu. Erbakan’ın anlattıkları ile Gorbaçov bağımsızlığını ilan etti. Sermaye onu gönderdi ama yerine gelenleri de artık emrine alamadı. Bu Amerikan halkını da uyandırdı. Böylece Amerika’da da Sermaye hakimiyetini kaybetti ama boşluk ortaya çıktı. Şimdiki sıkıntı bu boşluktan ileri gelmektedir.
- Almanlar ABD gizli örgütünün içinde bir örgüt kurdular. Bu da ABD örgütü gibi görülüyordu. ABD çekilince o hakim oldu.
- Türkiye’de MİT de ABD örgütü idi. İç sermaye ve ordu anlaşmış birlikte dışa bağımlı devam ediyordu. Orduya bağlı idi, ordu da Sermayenin emrinde idi. 2002 seçimlerinde ordu cephe değiştirdi. ABD’den milli iradeye döndü. Sermaye ile arası açıldı. MİT orduya sadık kaldı ve böylece Türk istihbaratı şimdi bağımsızdır. Gerçi askerlerden alınarak siviller yoluyla MİT'in yeniden Sermaye’nin etkisine girmesi planlanmaktadır ama başına geçenler örgüte hakim olamadıkları için seslerini çıkaramıyorlar.
- Devletler rejimler için yoktur. Rejimler devletler için vardır. Dün yerilen bugün savunuluyor.
- İdeolojiler halkı peşlerinden sürüklerler. Böylece halk bir inanç etrafında toplanır. Siyasiler ideolojilerini yenemeyeceklerini anlayınca ona sahip çıkarlar ve savunucusu olurlar. Böylece devletler ideolojileri kendi hakimiyetleri için kullanırlar. İdeolojiler de kendi amaçlarına hizmet etmesi için devletleri desteklerler.
NOT: Yazıda yer alan italik ifadeler Süleyman Karagülle’ye aittir.
Yorum:
Gelecekte Adil Düzen
Adil Düzen tarihteki büyük dinlerin doğması benzeri bir harekettir. Kitabı Kuran’dır. Yeni peygamber yoktur. Peygamberin yerini çağın inanmış Müslüman ve Hıristiyan alimleri alacaktır. Budistler ve Hindular da katılacaktır. Yahudilerden de kimi bu kervanda yerini alacaktır.
Bu birinci adımdan sonra, halk Adil Düzen’i benimseyecektir. İktidarda olanlar, etkin güçler etkinliklerini sürdürebilmek için onlar Adil Düzen’i benimseyecekler böylece yeryüzü kısa zamanda Adil Düzen’e kavuşacaktır.
Biz bu iddiayı 1960’larda ortaya attık. Bu konuda Risale-i Nur şakirtleri ile, Tunahan cemaati ile çalışmalar yaptık. 1967’de Akevler Kooperatifini onlarla kurduk. Tarık ehli de ortak oldu. İki sene sona Erbakan’la bağımsız adaylığımızı koyduk. Parti kurduk. Halk Partisi ile koalisyon yaptık. Birinci parti olduk. Anayasa ekseriyetine ulaştık. Akevler’de Adil Düzen çalışmaları devam etmiştir. Adil Düzen’e göre İnsanlık Anayasası hazırlanmıştır.
Adil Düzen’e geçebilmek için kooperatifleşme hareketini Kuran’dan öğrendiği için bu hususta çalışmalar devam etmektedir. Gün geçtikçe Kuran üzerinde çalışmalar bizim dışımızda artmaktadır. Adil Düzen’in gelmesi yakınlaşmıştır.
Bugün Obama, Putin, Erdoğan üçlüsü arasında birlik devam etmektedir. Bir gün sesimizi duyacaklarını ümit etmekteyiz. Duymazlarsa onlar gider, duyanlar gelir.