19.09.2014
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi toplantısındaki konuşmasını dinlerken, Turgut Özal'ı hatırladım... Özal Başbakanlığının son yılında, 1989'un Ağustos ayında "32 Sayılı Karar"la Türk Lirası'nı konvertibiliteye taşımıştı. Böylece artık Türk lirasının yabancı para birimleri karşısındaki değeri, arz- talep mekanizmasına dayalı biçimde belirlenecekti. Dövize sahip olmak artık suç fiili oluşturmuyordu. İsteyen bankaya gidip Türk lirası vererek döviz satın alabilecekti.
Endişeli milyarder
Bu kararın açıklandığı günün akşamında Türk özel sektörünün ve TÜSİAD'ın kurucu babalarının en önde gelenlerinden biri beni telefonla aradı... Özetle şöyle dedi:
- Sürekli destek verdiğin Özal hayatının en büyük hatasını yaptı... Bu toplumda dövizi serbest bırakmanın bedelini ekonomik iflasla ödeyeceğiz. Yarın halk bankalara saldırıp, ellerindeki dövizi dolara, İsviçre Frangı'na çevirmek isteyecek. Böylece bir kriz patlak verecek...
O ekonomiden anlamaz
Bu telefonun ertesinde Turgut Özal'ı aradım ve bu özel sektör büyüğünün söylediklerini aktardım ona... Bir kahkaha attı.
- Onun sahip olduğu holdinge, fabrikalara, ticarethanelere bakma... O ekonomiden anlamaz. Sadece para kazanmayı bilir, dedi.
Tamamı için http://www.sabah.com.tr/Yazarlar/barlas/2014/09/19/bazilari-ekonomiyi-degil-sadece-para-kazanmayi-bilir
Yorum:
Faiz olgusuyla pireye çevrilen insanlık
İster Cumhurbaşkanının zorlamasıyla, ister hükümetin projeleriyle olsun yeni, faizsiz bir düzen getirilmeyecekse yapılacak hiçbir düzenleme veya değişiklik etkili olmayacaktır. Bugün Erdoğan’dan hoşlanmayanlar pek tabii olarak dünyalık çıkarları, yatırımları için kaygılanacaklar ve düzenin onları daha zengin edecek şekilde işlemesini isteyecekler. Aksi onlar için düşünülemez bile.
Evet, faizsiz ekonomiye tüm dünyanın ihtiyacı vardır ama kimsenin inancı yoktur. Başta beş vakit namaz kılan Müslümanlar olmak kimse faizin hakimiyetinin son bulacağına kimse inanmamaktadır. Kimse “Allah neden bizden yapamayacağımız bir şeyi istemektedir?” diye düşünmemektedir.
İşe kafadaki sınırlardan başlayalım. Hepsini yıkalım ve Kuran düzeninin hakim olacağına inanalım.