“Anneliğin ideolojisi yoktur”
2175 Okunma, 15 Yorum
Ruşen Çakır - Vatan
Tayibet Erzen

Ruşen Çakır - rcakir@gazetevatan.com

05.11.2011

 

Bugün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 11 Ağustos 2009 günü partisinin Meclis Grubu’nda yaptığı ve bazı milletvekilleriyle Güneydoğu’da çok kişi ağlatmış olan konuşmasından bazı bölümleri hafızalarımızı tazelemesi için yayınlamak istiyorum. Konuşmanın tamamını http://www.akparti.org.tr/ak-parti-genel-baskani-ve-basbakan-erdoganin-ak-parti-tbmm-_6300.html bağlantısından okuyabilirsiniz:

“Türkiye son 25 yılını terörle, çatışmayla, olağanüstü hal ile, faili meçhullerle, boşaltılan köylerle, üzerine al yıldızlı bayrağımızın örtüldüğü tabut görüntüleriyle heba etmeseydi, bugün nerede olurdu? Eğer sorun daha ortaya çıkarken fark edilip gerekli tedbirler alınabilseydi. Eğer mesele büyümeden çözüme kavuşturulsaydı. On binlerce insanımız hayatını kaybetmeden, on binlercesi yaralanmadan, yüz binlercesi mağdur olmadan bu mesele suhuletle çözülmüş olsaydı, bugün Türkiye nerede olurdu?

Bu soruları çoğaltarak sormanızı istiyorum. Milletçe sormamızı istiyorum. Aziz milletimizin bu soruları sormasını, bu meseleyi objektif bir şekilde enine boyuna sorgulamasını rica ediyorum. Ne oldu, nerede yanlış yapıldı, nerede yanlış politikalar uygulandı, nerede yanlış tavırlar sergilendi. Bizim binlerce yıllık dostluğumuzun, akrabalığımızın, kardeşliğimizin kopacağına, çökeceğine, çürüyüp bozulabileceğine kim nasıl inanma cüretini gösterdi de, aramıza nifak tohumları ekme gayretine girdi? Bu iş bu kadar kolay mıdır?

Fuzuli’nin şiirleri nasıl ruhumuza hitap ediyorsa, Ahmedi Hani’nin dizeleri de aynı şekilde bizi duygulandırmıyor mu? Neşet Ertaş ‘Gönül Dağı’ dediği zaman her birimizin tüyleri ürperiyor. Aynı şekilde Şivan Perver Halepçe dediğinde, Hazal dediğinde gönül dünyamızın derinliklerine dalıyoruz. Yunus Emre, Mevlana, Hacı Bektaş-ı Veli, Karacoğlan, Pir Sultan bu toprakların mayasını yoğururken, Cudi’nin, Munzur’un eteklerinde dolaşan Dengbejler de aynı topraklara aynı kardeşlik mayasını atıyorlar. Horon bizim horonumuz. Zeybek bizim zeybeğimiz. Halay bizim halayımız. Zılgıt bizim zılgıtımız.

Bizi birbirimizden ayırmak kimin haddi?

Bu ülkede Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı üst kimliği altında yer alan her etnik kökendeki insan, Türküyle, Lazıyla, Kürdüyle, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, bizim kardeşimizdir, buna kimse gölge düşüremez.

Değerli kardeşlerim, evlat acısından daha büyük bir acı yoktur. Allah hiç kimseye bunu yaşatmasın, hiç kimsenin ocağına bu ateşi düşürmesin ama son 25 yıldır, ülkemin doğusunda, batısında, kuzeyinde, güneyinde nice annelerin, çalan her telefonla yürekleri ağızlarına gelmiştir.

Devamı için
TIKLAYINIZ.

 

 

Yorum:

Çözüm’den haber var mı?

 

Yazarın başbakanın konuşmasından yaptığı alıntı çok iyi yapılmış bir analizi ortaya koyuyor.  Yıllardır Türkiye’nin boğuştuğu terör belası ve etkileri bir güzel sayılmış. Bunlar zaten bilinmesine rağmen her duyulduğunda aynı etkiyi oluşturacak kadar dehşet gerçekler.

Konu iyi analiz edilmesine karşın çözüm adına tek bir satır yok. Gündem sıcakken her yerde iktidar kanadında ‘Ne pahasına olursa olsun!’ ifadesine rastlayabilirsiniz. Evet, her şeyi göze almış, kararlı ve inançlı bir hükümetimiz var diyebiliriz ama kabul etmek gerekir ki onlar da ne yapacaklarını bilmiyorlar. Yurt içinde ve sınır ötesinde tavizsiz bir operasyon dizisi gerçekleştirilse bile bu terörü yok eder, eder etmesine de bu bölgenin sorunlarını çözmeye yeter mi? Bence yetmez.

Şu an gerçekleşebilecek en önemli adım terörü durdurup kontrol altına almak olsa da bundan sonrası iyi düşünülmüş olmalı. Yani bölge halkı için terör baskılayıcı faktör olmaktan çıksa bile, özerklik sorunu devamlılığını koruyacaktır. Kimseye tek karış bile kaptırmadan, bölge bütünlüğünü koruyarak ancak özerkliğe de yer vererek oluşturulacak bir çözüm paketine ihtiyacımız var. Bu yapılırken bu kez tek kurşunumuzun olduğu ve Habur sınır kapısı rezaleti varı olayların yaşanmaması gerektiği bilinmeli, ölçü kaçırılmamalı.

Bu konuda 2009 yılında Süleyman Karagülle tarafından yazılan ve 526. Seminerde yer alan “AÇILIM, PKK VE GERÇEK ÇÖZÜM” adlı yazı çözüm adına gerçekçi bir bakış açısı içerdiğinden mutlaka dikkate alınmalı diye düşünüyorum.

 

 

 

Tayibet Erzen


YorumcuYorum
Tayibet Erzen
06.11.2011
12:59

“Türkiye son 25 yılını terörle, çatışmayla, olağanüstü hal ile, faili meçhullerle, boşaltılan köylerle, üzerine al yıldızlı bayrağımızın örtüldüğü tabut görüntüleriyle heba etmeseydi, bugün nerede olurdu? Eğer sorun daha ortaya çıkarken fark edilip gerekli tedbirler alınabilseydi. Eğer mesele büyümeden çözüme kavuşturulsaydı. On binlerce insanımız hayatını kaybetmeden, on binlercesi yaralanmadan, yüz binlercesi mağdur olmadan bu mesele suhuletle çözülmüş olsaydı, bugün Türkiye nerede olurdu?"

Bu gerçekten iyi yapılmış bir analiz, edebi bir tarafının olduğunu düşünmüyorum. Mevlana varı muhabbetleri içim hiç kaldırmaz, bunu da gayet iyi biliyorsunuz.

Tayibet Erzen
06.11.2011
21:30

Akevler ekibinin salt Milli Görüşçü kanadı neden bu kadar peşin hükümlü acaba? Erdoğan’a isnad edilecek en ufak bir artıya bile bu tahammülsüzlük niye?

Mümin her söze kulak verir en iyisine kendiliğinde uyar. Siz zavallılık olarak görseniz de Türkiye tarihinde yapılan hatalar (sadece PKK değil, bizzat devlet eliyle yapılan zulümler de) mevcut hükümet tarafından biliniyor ve çözümlenmek için dikkate alınıyor. Ne kadar çözerler, nasıl çözerler hep birlikte göreceğiz.

Bu süreçte samimiyetlerinden şüphe duymak için ben bir sebep göremiyorum.

Reşat Nuri Erol
07.11.2011
05:31

Zalimlere, zalim düzenlere, zulmeden faizli sömürü sistemlerine “KURBAN” olmamak için… Sadece kendimizin değil; çocuklarımızın, torunlarımızın ve dünyadaki bütün gelecek nesillerimizin “KURBAN” olmaması için… Dünyanın ve bütün beşeriyetin içinde yaşamakta olduğu “SOSYAL TUFAN”dan kurtulmak üzere, çağın biricik Nuhun Gemisi mesabesindeki “ADİL (EKONOMİK) DÜZEN”i inşa edip bir an önce zulüm, sömürü, kriz ve her türlü dünyevi kötülüklerden kurtulmak için… Yani; iki cihanda, dünya ve ahirette saadet, selamet ve rahmete ermek üzere, bizim ve bütün beşeriyetin çok yönlü uyanışlarına vesile olması dua ve dileklerimle KURBAN BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN…

Tayibet Erzen
09.11.2011
20:04

Bayram tatili dolayısıyla 2 gündür internetsiz bir ortamdaydım bu sebeple yorumları şimdi okuma fırsatım oldu. Öncelikle Ak Parti'ye duyulan sevgi ve sempati üzerine olan anlamsız duygusal bir sürece girmeye ve bu geyik üzerinden fikir beyan etmeye hiç niyetim yok.

Öte taraftan Adil düzen'e karşı olan değil; Adil düzen'i HİÇ bilmeyen bir yönetimden bahsediyoruz. Biz bile birçok şeyi yeni öğreniyoruz ve kavramakta zorlanıyoruz. Ben mevcut hükümetin Adil Düzen'i anlarsa gayet pozitif yaklaşacağına inanıyorum daha önce de dediğim gibi aksi için bir sebebim yok. Bana göre hüsnü zan evladır. Bir şeyleri kavramak ve uygulamak için Milli Görüş'le nasiplenmek şartı sadece sizin geçerli, benim için bir şey ifade etmiyor.

Akevker ilmi ekolü bildiği her şeyi Üstad Karagülle'den öğrenmiştir ve onun danışmanlığından onur duyar. Cevap veremediğimiz her soru için hiç tereddütsüz kendisine danışırız, bu zaten inkâra kapalı bir gerçektir. Ancak gayet açık olan bir ifade için kendisinin değerli vaktini zayi etmeyi doğru bulmuyorum.

Zafer Kafkas
09.11.2011
23:35

akp lilerin mi Adil Düzenden haberi yok? ben mi yanlış anladım? Bilinçli bir tercih ile bu grubun Adil Düzene karşı yıllar öncesinden örgütlendiklerini biliyoruz. Daha sonrasında da birçok vasıta ile kendilerine çağrı yapılmış olmasına rağmen oralı olmadıklarını biliyoruz. Nasıl ki önyargılı olduğunu düşündüğünüz eleştirilere karşıysanız, haklarında iyi şeyler söylemek için de zorlama yapmayınız. 10 yılda bu ülkeye yol ve raydan başka birşey yapmayan bir grubun samimiyetinden bahsetmenin açıklaması ancak ve ancak hataları görme yetisini kaybetmiş sempazitanın bakış açısı ile açıklanabilir.

Tayibet Erzen
10.11.2011
00:05

Akp’lilerin inşaat delisi çılgınlar olduklarını varsayıp, Milli Görüşçülerin hizmetlerinden ve Adil Düzen için olan gayretlerinden bahsedelim.

Derin bir sessizlik! O zaman ne farkları kaldı? Sakın bu samimi olan arkadaşların Adil Düzen gibi bir dertlerinin olmayışından kaynaklanmasın?

Kesinlikle Akp’yi gözü kapalı savunduğum yok ama yok yere de yermeye niyetim yok. İlla da bir kıyas yapılacaksa, “Biz Milli Görüşçüyüz” diyen siyasilerin taş üstüne taş dahi koyduklarına şahit olmadım, varsa Adil Düzen adına bir çalışmaları lütfen söyleyin ben ve benim gibi bilmeyenler öğrensin.

Tayibet Erzen
10.11.2011
00:34

Yapma Allah aşkına.

Bunun tamamen Adil Düzen’i yeterince bilmemekle ve uygulayamamakla ilgisi var. Eğer her akşam yapılan derslere sadece bedenen değil, aklen de şahitlik ettiysen en büyük sıkıntının bu olduğunu bilmen lazım.

Elbette ki, konumuz şahıslar değil ama sen bunun farkında mısın? Hiç umurumda olmamasına rağmen tek şahsa alınmış bir cephe ve kesin bir ret var ortada. Umurumda değil, çünkü kimsenin avukatlığına soyunduğum yok. Erdoğan PKK sorununu iyi analiz etmiş çözüm için de gayet istekli daha da önemlisi samimi. Ancak çözüm için de yeni anayasa politikasını izlerse, işi yaş. Bu onu başarısız yapar, bekli de ötesi ama samimiyetsizlik veya Adil Düzen düşmanlığı biraz fazla iddialı bir suçlama olur.

Ben bunu yapmak için bir sebep göremiyorum. Üstad’a saldıranlardan dem vuracaksan öncelikle Milli Görüşçüleri halletmen lazım. Adından bile korktukları Adil Düzen’in kurucusuna en büyük boykotu onların yaptığını tüm Akevler çalışanları bilir.

Zafer Kafkas
10.11.2011
00:55

Milli görüşe olan önyargınız maalesef her eleştiride bir milli görüş kıyası yapmanıza sebep oluyor. Milli Görüşün ne yaptığını ülkede ne gibi zihniyet değişikliğine sebebiyet verdiğini her akşam görüştüğünüz üstada sorabilirsiniz ben birçok kez kendisinden okudum. Siz kabul etseniz de etmeseniz de milli görüş bu ülkenin tarihinde dönüm noktasıdır.

Sonuçta bir kişiye olan aşırı sevginiz onun hatalarını görmenize engel oluyor. Bu böyle iken karşınızdakileri bununla suçluyorsunuz. Batıla hizmette samimiyetine bende inanıyorum haklısınız çok samimiler.

Şu hastalık size de sirayet etmiş, adaletsizliği , haksızlığı , zulmü sevdiğiniz kişiler ya da size yakın olanlar yapınca sesiniz kısılıyor veya çıkmıyor.Ayrıca bu zulmü meşrulaştırma çabanız zulme ortaklıktan başka birşey değil.

Zafer Kafkas
10.11.2011
01:02

akp nin sizin deyiminizle inşaat delisi olduğu bir varsayım değildir ayrıca. İcraat olarak saydıklarına baktığımızda başka bir şey göremiyoruz. Ya da farklı ülkelerde yaşıyoruz.

Tayibet Erzen
10.11.2011
01:12

Ben de sizde aynı önyargı ve başka kesimlere karşı aşırı sevgi potansiyeli görüyorum.

Milli görüş karşıtlığım veya Erdoğan sempatizanlığım yok ama tartışmak anlamsız sizler olduğuna inanmışsınız bir kere.

Üstad her zaman Adil Düzen'den bahseder ve onu ön plana çıkarır. Daha önce de uzun uzun tartışıldı ve ben maalesef ki yine ifade etmeliyim ki Milli Görüş gerekliliğini diğer bir deyimle olmazsa olmazlığını anlayabilmiş değilim. Ama siz bunu benim basiretsizliğime ve nasipsizliğime bağlayacaksınız. O da güzel :)

Anlayamadığım diğer bir husus olayı duygusal bir yokuşa sürükleme ve o yönde yorumlama gayretiniz. O da ilginç. Allah'a şükür, Türkeş ve Erbakan'a yapılan aşırı fanatizm eğilimleri gibi davranışlarım hiç olmadı, Erdoğan'a da yok tabii ki, Allah hiçbir kulunu böyle sevdirmesin zaten.

Tayibet Erzen
10.11.2011
01:58

O telefon konuşmasını ve içeriğini gayet iyi biliyorum, o zaman ne kadar tepki gösterdiğimi hatırlamıyorsun galiba.

Sadece o görüşme değil Akevler'e karşı yapılan her hamlede eleştirmesini bilmişimdir. Zulüm düzeninde iş yapmayı marifet bilmesini, faizli ekonomik düzene eyvallah demesini, anayasal bir çok düzenlemeyi, anlamadım bilmeden kabul etmesini ve daha nicesini her zaman ağır eleştrilerle ortaya koymuşumdur. Daha sayayım mı?

Ama PKK konusunda samimi buluyorum. Bu beni zalim düzen yandaşı veya Tayyip hayranı yapmaz. Bu kadar düz mantıkçı olmayın, lütfen.

Tayibet Erzen
10.11.2011
02:04

Bu arada Akevler ekibinin veya başka bir kitlenin vicdan platformu diye birşey yok, Hakan. Tek hesap mercii Rabbimin indinde olandır.

Ha, hakemlik bir mevzu olursu onu anlarım.

Zafer Kafkas
10.11.2011
10:14

Duygusallıkla ne alakası var sadece biraz objektif bakabilmek farkı anlamak için yeterli bence . Benim anlatmak istediğim yaklaşımınızın bana göre yanlış olduğu. Ben kapitalistim diyor(uygulamaları ile diyor) ve ekliyor “çok samimi olarak ülkede asgari şartlarda insanca yaşama imkanına herkesin sahip olmasını istiyorum”mümkün mü? veya ülkede herkesin adil bir hukuk sistemi içerisinde haksızlığa uğramadan yaşamasını istiyorum diyor ama ekseriyeti ve hakimlik sistemini savunup daha da güçlendiriyor veya sizin dediğiniz pkk mevzuu, bu ülkede bu konuda samimi olmayan zaten yoktur birkaç hain dışında ama çözüm mekanizmaları yoksa samimiyet bişey ifade etmez. Yani sünnetullaha uygun düzeni kabul etmeden ve uygulamaya koymadan ne fakirliği bitirebilirsin ne adaleti sağlayabilirsin ne de özelde pkk sorununu çözebilirsin. Siz bunları benden daha iyi biliyorsunuz ve bunları bile bile kalkıp samimiyetten bahsetmenin ne manası var. Zaten piyasada herkes yeterince destekliyor . Bari siz bu şekilde destek vermeyin. Basiret ve nasipsizlik noktasında ise benim yerime yorum yapmışsınız. Bunlara hepimizin ihtiyacı var fakat bulunan çevre , ortam belki bazı şeyleri görebilmede daha faydalı olabilir mesela siz Akevlerde olduğunuz için dünyaya bakışınız başka STK dakilere göre daha farklı, bunun gibi. Yoksa kimseyi bu şekilde nasipsizlik ve basiretsizlikle vasıflandırmak haddim değil.

Tayibet Erzen
10.11.2011
10:41

Kimse hükümetin uygulamalarını ve yönetim politikalarını haktır diye savunmuyor. Aksine süreklli bir eleştri ve doğruya yönlendirme çabası var.

Yapılan eleştriler muhalefet tadında olup, her yapılana karşı olunca anlamını yitiriyor. Eğri zaten ortada onu kamufle etmek bile faydasız ama tek bir doğru bile varsa bunu söylemek gerek. Benim yaklaşımım budur.

Zafer Kafkas
10.11.2011
10:46

hayrolsun.





Sayı: 125 | Tarih: 6.11.2011
Ahmet Hakan
Bana ne Köşk’teki adamın dindarlığından
Dini vecibeler (!)
3460 Okunma
12 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Ruşen Çakır
“Anneliğin ideolojisi yoktur”
Çözüm’den haber var mı?
2175 Okunma
15 Yorum
Tayibet Erzen
Mehmet Şevket Eygi
Göklerde Sana Gönderilmiş Mektuplar Var
O Mektup Kuran
1290 Okunma
Emine Hocaoğlu
Zülfü Livaneli
adalet susuzluğu
adalet mi ekmek mi?
1241 Okunma
Ali Bülent Dilek


© 2024 - Akevler