Kooperatif-8; sosyoekonomik sorunlara çözüm-1
Önceki yazılarla birlikte okunmasını tavsiye ederek kaldığımız yerden devam edelim…
Salı günleri bizim “Adil Düzen” haftalık seminer günümüzdür ve bu yazının yazıldığı bugün 27’inci “Adil Düzene Göre İnsanlık Anayasası” seminerimizi yapmış olacağız…
Bugün Salı, Meclis (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş bugün “anayasa turuna” başlıyor, ilk ziyaretini CHP’ye yapacak, CHP Başkanı Özgür Özel’i ziyaret edecek, ardından da bu hafta içinde DEM Parti dahil olmak üzere Meclis’te grubu olan partilerle görüşecek...
Devlet Bahçeli demişti ki: “Önümüzdeki günlerde çok şey değişecektir, her şey değişecektir. Öyle gözüküyor. İnşallah Türkiye değişmez!” Acaba ne demek istedi?!.
“Eğitimde ve kültür sanatta başarılı olamadık” demişti, bizzat Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan; 9. Millî Eğitim Bakanı Yusuf Tekin 900 sayfalık “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” başlığıyla Millî Eğitimin yeni müfredatını kamuoyunun eleştiri ve tekliflerine açtı...
“Sosyal Tufan” var diyorum ya yıllardan beri bu köşede; nihayet iktidar yandaşı bir gazetede bile “Sosyal Çürüme” ana başlıklı köşe yazıları yayınlanmaya başladı, bugünkü 6’ıncı yazı başlığı öyle: “Sosyal çürüme yazıları 6: Gösterişli sefalet cumhuriyeti”.
Emeklilerden her ay çalınan para miktarı 16 bin TL! İlgili haber 25 Nisan günü Millî Gazete’de yayınlandı, başlığı şöyle: “2008’deki düzenleme yapılmasa emekli bugün 26 bin TL alacaktı!” Bu sistem emekliden her ay 16 bin TL çalıyor; bir emekli olarak beni ve bütün emeklileri ilgilendiriyor… Bu da “sosyo-ekonomik bir sorun” ve hükümet maalesef bu sorunu çözemiyor…
https://www.milligazete.com.tr/haber/19977628/2008deki-duzenleme-yapilmasa-emekli-bugun-26-bin-tl-alacakti
***
Genel gündem böyle; biz “kooperatif ve kooperatifleşme” ana konumuza dönelim…
Kooperatiflerin Sosyo-Ekonomik Sorun Alanları Üzerinde Çözüm Kabiliyeti
Toplum sağlığının korunması ve halkın sağlıklı beslenmesi ancak gıdanın üretiminden dağıtımına ve tüketimine kadar tüm süreçlerin planlanmasıyla mümkündür. Bu planlamanın merkezine ise bu işi adeta kendiliğinden yapan “kooperatiflerin” konulması çok önemlidir.
Kooperatifler sadece enflasyonla mücadelenin bir aracı olarak değil; kurgusu gereği bünyesinde “karşılıklı yardımlaşma, dayanışma ve kefalet” mekanizmasını barındırdığından, finanstan tarımın yeniden yapılandırılması, toprak reformundan konut üretimine, ulaşımdan coğrafi kültürel varlıkların korunmasına, eğitimden sağlığa ve daha birçok sektörde sıralanan sorunlara bir çözüm potansiyeli barındırmaktadır. Kooperatif yönetim sisteminin getirdiği/gerektirdiği ve aynı zamanda başka hiçbir şirket ve organizasyon modelinde bulunmayan “otokontrol” sayesinde, gıda egemenliği ve gıda güvenliği için kooperatifler karşımıza kaçınılmaz aktörler olarak çıkmaktadır. Bu nedenle;
1) Yabancı sermayeli şirketlerce satın alınamayacağı için yerli ve millî üretimin tek yolu olması… 2) Bir nevi kendi üretimini kendisi tükettiği için yüksek kâr elde etme hırsıyla aldatıcı işlemler yapılmaması… 3) Yüksek kâr elde etmek yerine müşterek maliyetleri azaltarak tasarrufu öncelediği için gıda enflasyonuna olumlu katkı sağlaması… 4) Hiçbir surette kayıt dışı işlem ve istihdam yapılamaması vb. daha nice olumlu özelliklerinden dolayı, “yerli ve millî bir ekonomik kalkınma sürecinde en hızlı sonuç alınabilecek alan ve konunun merkezinde “kooperatifçilik” gelmektedir. Bu bir!
Kooperatifler ayrıca sosyal ve ekonomik fonksiyonları aynı anda bünyesinde barındırdığı için; sosyal bir yönü bulunmayan ve yalnızca ekonomik bir araç olabilecek ve ona göre çözüm üretebilecek olan diğer şirketler ile ekonomik bir yönü bulunmayan bir sosyal örgüt niteliğini haiz derneklerden (odalar ve üretici birlikleri) pozitif ayrışarak hemen her alanda çözüm üretme kabiliyetini haizdirler. Bu nedenle sosyal bir yönü olan herhangi bir sorun alanı (enflasyon, işsizlik, ulaşım, sağlık, gıda güvenliği vb.) gündeme geldiğinde “kooperatif yaklaşımıyla bir çözüm üretmek” mümkündür. Bu da iki! (Devamı var)
“Sosyal Tufan” seviyesindeki sorunlar hayatımızın dört alanını da ahtapotun kolları misali sarmış durumda; bizim de “kooperatif merkezli çözüm yazılarımız” devam ediyor…