'Obüyük dilini koparırız'(!)
1064 Okunma, 0 Yorum
Yusuf Kaplan - Yeni Şafak
Ali Bülent Dilek

'O büyük dilini koparırız' (!)

Yusuf kaplan

17 ocak 2014

Telefon çaldı. Numara yoktu; yine de açtım. 'Buyrun' dedim.

…………………….

Karşıdaki ses:

'Ayağını denk almazsan, o büyük dilini koparmasını biliriz' dedi ve kapattı telefonu.

Şok oldum.

Allah'tan, eşim evde değildi. Hastanedeydi. Akşam eve geldiğinde, bendeki vaziyeti görünce, 'ne var?' diye sordu hâliyle...

Geçiştirdim. Geçiştirmek zorundaydım; çünkü eşim kalbinden rahatsız; iki haftadır muayene oluyor.

Tehdit telefonu aldığım sırada, bir de eşim evde olsaydı... Düşünmek bile çıldırtıyor insanı...

Biraz kendimi toparladıktan sonra internet servisinden sevgili Murat Palavar'ı aradım ve yazıdan bazı bölümleri çıkarttım, o hâlet-i ruhiyeyle.

Pazar yazısında yazacağım ve 'küçük dilinizi yutacaksınız' dediğim yazıyı, 'mevlid kandili'ne denk geldiği için kimseyi rencide etmemek amacıyla yazmamıştım; bunu, yazının sonuna 'not' olarak ekledim.

Telefondan sonra e-maillere baktım: Hakaretlerin bini bin paraydı!

CEMAAT, İKAZLARIMIZI DİNLESE, İŞLER BU NOKTAYA GELMEZDİ...

Bu kadarını beklemiyordum. Beni tehdit eden kişinin Cemaat'ten olduğuna inanmıyorum. Olmaz böyle bir şey. Olmaz; çünkü Cemaat'in yöneticilerinden pek çok kişiyle yakından tanışıyoruz.

Cemaat'le ilgili yazdığım yazılar, Cemaat'e yönelik samimi ikaz yazıları, aynı zamanda.

Eğer cemaat, -en az hükümet kadar- ikazlarımızı dinlese ve geri adım atsaydı, işler bu noktaya gelmezdi. Cemaat, bizi, bizim gibi insanları dinlemeyecekse, kimi dinleyecek!

Yazıların dili, ancak yüreği yanan bir dostun dilinde görülebilecek bir netliğe sahip.

Sanırım bu nedenle Cemaat'ten hiç bir şikâyet gelmedi. Ama gerek operasyonla gerekse cemaatle ilgili yaptığım ikazların, tahlillerin ve geliştirdiğim fikirlerin dikkate alındığını gösteren mesajlar da gelmedi.

ALDIĞIM İKİNCİ TEHDİT BU!

Dershaneleri ve Cemaat'in hukukunu sonuna kadar savunduğum yazılar bile Cemaat medyası tarafından çok çirkince çarpıtılmıştı.

Fakat bu tehdit, işin renginin değiştiğini gösteriyor...

Yine de ben tehdidi savuran adamın Cemaat'le alakasının olduğuna inanmıyorum: Ya sapığın tekidir; ya da 'hipnotize olmuş tipler'den biridir...

Daha önce de, gazetenin başındayken, eski bir başbakan, yaptığımız bir haberden ötürü tehditler savurmuştu ama fazla önemsememiştim o zaman.

Bu ikinci tehdit ürküttü beni ama ben, pes edecek biri değilim. Elbette ki daha dikkatli olmam gerekiyor; benim de çoluk çocuğum var çünkü.

SUSMAYACAĞIM... TEHLİKE, BÜYÜK VE KÜRESEL ÇÜNKÜ...

Ama bendeniz, hakikatin, adaletin ve vicdanın izini süren bir yazarım. Ergenekon soruşturmaları sırasında, henüz suçları ispat edilmemiş sanıkların, Cemaat medyası tarafından 'canavar gibi' sunulmasına isyan edince 'ergenekonculukla' (!) itham edilmiş ve aforoz edilmiştim!

Susmayacağım... Tehlike, sanıldığından da büyük ve küresel çünkü.

Fikirlerimi yazmayı sürdüreceğim. Belki daha örtük ama daha etkili bir dille... İfade gücü, kavramlaştırma yeteneği güçlü bir yazarım zira.

İSLÂM'I BİTİRECEK VE SİSTEM'İ, İSLÂM ÜZERİNDEN MEŞRULAŞTIRACAK BİR PROJE...

Susamam; çünkü maruz kaldığımız tehlike, sadece Türkiye'yi büyük bir kaosun eşiğine sürükleme potansiyeli taşımıyor. Daha da önemlisi, İslâm'ı dönüştürme, protestanlaştırma ve paçavraya çevirme potansiyeli taşıyor.

Cemaat, bunun ne kadar farkında, net olarak bilmiyorum bunu. Ama hem İslâm'ı dönüştürmeyi hem de İslâm dünyasını silbaştan yeniden dizayn etmeyi amaçlayan 'İslâm'a Karşı İslâm' stratejisinin bir ayağını oluşturan 'Ilımlı İslâm' projesinin fiilen uygulanması sözkonusu.

Küresel sistem, tıpkı Hıristiyanlık gibi, İslâm'ın ruhunu ve bütünlüğünü yok edecek, hadım edilmiş, hormonlanmış, hayattan uzaklaştırılmış, protestanize edilmiş, kendisine hizmet edecek seküler bir İslâm anlayışı icat etmek istiyor. Önümüzdeki yüzyılın yegâne projesi bu.

Sonuçta, İslâm'dan eser kalmayacak ve sisteme boyun eğecek, dolayısıyla sistemin zorba hegemonyasını 'ılımlı İslâm' üzerinden meşrulaştırmaya ve uzatmaya yarayacak çok tehlikeli bir projeyi hayata geçirme mücadelesi veriyor küresel sistem...

TARİHÎ VE VAROLUŞSAL BİR SORUMLULUK

Bu felâketi görecek entelektüel donanıma sahip kişi pek yok bu çorak ülkede. Hıristiyanlığın başına gelen şeyin İslâm'ın başına da gelmesine izin veremeyiz.

Bu meselenin üzerine derinlemesine gideceğim. Tarihî ve varoluşsal bir sorumlulukla karşı karşıyayız çünkü.

Böyle bir durumda susamam; susarsam, bunun hesabını veremem yarın, huzur'da.

http://yenisafak.com.tr/yazarlar/YusufKaplan/o-buyuk-dilini-kopaririz-/48889

yorum;

Susmamak yetmez!

Artık harekete geçme müesseselerimizi kurma zamanı.

İşin konuşma ve yazma safhası tamamlandı.

Nazil olacaklar oldu.

Bizler artık Kur’an’ın tamamına muhatabız.

Herkes anladığı şekilde ve kadarıyla.

Yapmamız gerekirken yapmadıklarımızdan sorulacağız.

Yapmamamız gerekenleri de neden yaptığımızdan.

Mühlet bitti.

Çatırdayanlar kaybedenlerin kurduğu yapılardır.

“Sur”a üfürelim diyorum.

Sur kendi partimizdir.

Vakti gelmişse kadrosu da gelir.

Gelenlerle yola devam edelim.

”ADİL DÜZEN PARTİSİNİ”kurmayı bize nasip etmesi için

Dua ediyor ve bekliyorum…

 

 

 

 

 

 

Ali Bülent Dilek






Sayı: 240 | Tarih: 19.01.2014
Mehmet Şevket Eygi
Müslümanlar Kıyasıya Savaşırken
Kuran'dan Uzaklaşmanın Sonucu
1253 Okunma
Emine Hocaoğlu
Yusuf Kaplan
'Obüyük dilini koparırız'(!)
Susmamak yetmez!
1064 Okunma
Ali Bülent Dilek
Mahir Kaynak
Savunma nasıl olmalı?
MİT
1048 Okunma
3 Yorum
Süleyman Karagülle
Ahmet Hakan
Başbakan Erdoğan için 7 adımda çıkış yolu
Çırpınışlar
1043 Okunma
2 Yorum
Lütfi Hocaoğlu
Mehmet Barlas
"Meşru devlet"e karşı şimdi de "kayıt dışı devlet
Paralel Devlet
1017 Okunma
Tayibet Erzen
Hüseyin Gülerce
Masumiyete dokunmak...
Kendi Yaptıklarınız Yüzünden
889 Okunma
2 Yorum
Zafer Kafkas