Canlılar kurallara uyarak veya bir yönetici ile birlikte hareket ederek yaşarlar.
İnsanlar da birer canlıdırlar, kural ve yönetimle birlikteliği sürdürürler.
İnsanlar için uygarlaşma yönetimde kurallara geçme iledir. Bu sayede daha geniş halk birlikte topluluğu oluştururlar. Bu sayede insanlar daha çok uygar olurlar.
Tarihte uygarlaşma sanayileşme ile beraber gelişmiştir.
*
Sanayinin tarımdan dört ana farkı vardır.
1) Sanayi merkezlerde kurulabilir. Dolayısıyla birlikte üretme ve denetim çok daha kolaydır. Oysa tarımda herkes kendi toprağına gideceğinden üreticiler arasında birlik sağlamak çok daha zordur.
2) Sanayide işlem cansızlar üzerinde yapılmakta, cansızda teknik yaptırımlara itirazsız ve eksiksiz olarak uymaktadır. Oysa canlı kendi kendine oluşmakta ve yaşamaktadır. Siz ona ancak hizmet edersiniz, onu emrinize alamazsınız.
3) Sanayide ürün verilen emekle orantılıdır. Dolayısıyla maliyet hesapları yapılarak sanayi işletmelerinde işçilik sistemi geçerlidir. Oysa tarımda ürün emeğe bağlıdır ama emekle orantılı değildir. Maliyet hesapları yapılmaz, dolayısıyla tarım işletmeleri birer kumar işletmesidir.
4) Sanayi işletmeleri fizik kanunlarına tabidir. Fizik kanunları benzerlerde değişmez. Dolayısıyla o işletmeler bilgiye dayanarak işletilebilir. Tarım işletmeleri bulunduğu yere, toprağın vasfına, engebelik durumuna, o yerde ve o topraktaki tohum cinsine göre değişmektedir. Hastalık yoktur, hasta vardır. Her üretim ayrı üretimdir.
Tarım işletmeleri merkezi işletmeler şeklinde, büyük işletmeler şeklinde kurulamaz. Ancak aile işletmeleri şeklinde kurulabilir. Bu sebepledir ki sanayi inkılabında sanayileşmiş ülkeler çok zengin ve güçlü olmuşlardır. Tarım ülkeleri ise karın tokluğuna çalışmaktadırlar. İleri tarım işletmeleri kurulamamıştır. Teknik üretimi kolaylaştırmıştır. Batıda buna rağmen tarım inkılabı olamamıştır.
*
Akevler ileri tarım işletmelerinin nasıl kurulabileceği üzerinde çalışmaktadır. Kentlerdeki “sokak semtlerinin” yanında kırlarda “köy semtlerini” geliştirmeyi planlamaktadır. Bunun için şunları yapma hususunda araştırmalar yapmaktadır.
1- Her köyün bir yerinde 100 lojmanlı 15 katlı apartman düşünülmektedir. En alt bodrum altı sığınak, onun üst katı bodrumda depolar (veya aksi), en üst bodrum katı sanayi işyerleri olarak ayrılmaktadır. Beş bin metrelik arsa üzerinin tamamı bodrum katlarına ayrılmaktadır. Zemin kat 1000 metrekare yazıhane ve dükkânlar olarak kullanılmaktadır. Normal katlarda 100’er metrekarelik 12 daire bulunmaktadır. Bunun iki dairesi kat misafirhanesi ve toplantı yeri olarak kullanılmaktadır. Dairelerden birinde erkekler, diğerinde kadınlar misafir edilmektedir. On kat yapılmakta, çatı katı apartman sakinlerinin ortak toplanma yeri olmaktadır. Böylece köylerde de kent konforu sağlanmaktadır.
2- Yapı o yapıya para yatıranlara değil, o yapının üst bodrumunda çalışanlara lojman olarak verilmektedir. Yapı bir fabrika olarak çalışmaktadır. Kiralar oradan karşılanmaktadır. Yapı pay sahipleri sadece kira paylarını alabilmektedirler. Tarımdan artan emek burada değerlendirilmekte ve bu sayede onlara yan gelir temin edilerek tarımın maliyeti düşürülmektedir.
3- Her aileye 10 dönüm tarım alanı tahsis edilmektedir. Aile kendisine tahsis edilen on dönümü aile işçiliği ile işletmektedir. O yerde çiftçilik atalardan alınan özel bilgilerle yürütülmektedir.
4- Apartmanda iki çeşit mağaza bulunacaktır; köyde üretilen malları satın alan mağazalar, köyün ihtiyaçlarını gideren mağazalar. Bir “Semt Bonosu” çıkarılarak köydeki tüm mamuller Bono ile satın alınmakta, tüccarlar Bono ile satmakta, karşılığında Bono ile apartman tüketim maddeleri alınmaktadır. Böylece tarım da işletme sektörü olabilecektir.
Canlılar kurallara uyarak veya bir yönetici ile birlikte hareket ederek yaşarlar.
İnsanlar da birer canlıdırlar, kural ve yönetimle birlikteliği sürdürürler.
İnsanlar için uygarlaşma yönetimde kurallara geçme iledir. Bu sayede daha geniş halk birlikte topluluğu oluştururlar. Bu sayede insanlar daha çok uygar olurlar.
Tarihte uygarlaşma sanayileşme ile beraber gelişmiştir.
*
Sanayinin tarımdan dört ana farkı vardır.
1) Sanayi merkezlerde kurulabilir. Dolayısıyla birlikte üretme ve denetim çok daha kolaydır. Oysa tarımda herkes kendi toprağına gideceğinden üreticiler arasında birlik sağlamak çok daha zordur.
2) Sanayide işlem cansızlar üzerinde yapılmakta, cansızda teknik yaptırımlara itirazsız ve eksiksiz olarak uymaktadır. Oysa canlı kendi kendine oluşmakta ve yaşamaktadır. Siz ona ancak hizmet edersiniz, onu emrinize alamazsınız.
3) Sanayide ürün verilen emekle orantılıdır. Dolayısıyla maliyet hesapları yapılarak sanayi işletmelerinde işçilik sistemi geçerlidir. Oysa tarımda ürün emeğe bağlıdır ama emekle orantılı değildir. Maliyet hesapları yapılmaz, dolayısıyla tarım işletmeleri birer kumar işletmesidir.
4) Sanayi işletmeleri fizik kanunlarına tabidir. Fizik kanunları benzerlerde değişmez. Dolayısıyla o işletmeler bilgiye dayanarak işletilebilir. Tarım işletmeleri bulunduğu yere, toprağın vasfına, engebelik durumuna, o yerde ve o topraktaki tohum cinsine göre değişmektedir. Hastalık yoktur, hasta vardır. Her üretim ayrı üretimdir.
Tarım işletmeleri merkezi işletmeler şeklinde, büyük işletmeler şeklinde kurulamaz. Ancak aile işletmeleri şeklinde kurulabilir. Bu sebepledir ki sanayi inkılabında sanayileşmiş ülkeler çok zengin ve güçlü olmuşlardır. Tarım ülkeleri ise karın tokluğuna çalışmaktadırlar. İleri tarım işletmeleri kurulamamıştır. Teknik üretimi kolaylaştırmıştır. Batıda buna rağmen tarım inkılabı olamamıştır.
*
Akevler ileri tarım işletmelerinin nasıl kurulabileceği üzerinde çalışmaktadır. Kentlerdeki “sokak semtlerinin” yanında kırlarda “köy semtlerini” geliştirmeyi planlamaktadır. Bunun için şunları yapma hususunda araştırmalar yapmaktadır.
1- Her köyün bir yerinde 100 lojmanlı 15 katlı apartman düşünülmektedir. En alt bodrum altı sığınak, onun üst katı bodrumda depolar (veya aksi), en üst bodrum katı sanayi işyerleri olarak ayrılmaktadır. Beş bin metrelik arsa üzerinin tamamı bodrum katlarına ayrılmaktadır. Zemin kat 1000 metrekare yazıhane ve dükkânlar olarak kullanılmaktadır. Normal katlarda 100’er metrekarelik 12 daire bulunmaktadır. Bunun iki dairesi kat misafirhanesi ve toplantı yeri olarak kullanılmaktadır. Dairelerden birinde erkekler, diğerinde kadınlar misafir edilmektedir. On kat yapılmakta, çatı katı apartman sakinlerinin ortak toplanma yeri olmaktadır. Böylece köylerde de kent konforu sağlanmaktadır.
2- Yapı o yapıya para yatıranlara değil, o yapının üst bodrumunda çalışanlara lojman olarak verilmektedir. Yapı bir fabrika olarak çalışmaktadır. Kiralar oradan karşılanmaktadır. Yapı pay sahipleri sadece kira paylarını alabilmektedirler. Tarımdan artan emek burada değerlendirilmekte ve bu sayede onlara yan gelir temin edilerek tarımın maliyeti düşürülmektedir.
3- Her aileye 10 dönüm tarım alanı tahsis edilmektedir. Aile kendisine tahsis edilen on dönümü aile işçiliği ile işletmektedir. O yerde çiftçilik atalardan alınan özel bilgilerle yürütülmektedir.
4- Apartmanda iki çeşit mağaza bulunacaktır; köyde üretilen malları satın alan mağazalar, köyün ihtiyaçlarını gideren mağazalar. Bir “Semt Bonosu” çıkarılarak köydeki tüm mamuller Bono ile satın alınmakta, tüccarlar Bono ile satmakta, karşılığında Bono ile apartman tüketim maddeleri alınmaktadır. Böylece tarım da işletme sektörü olabilecektir.