Yasama, Yürütme, Yargılama ve Yönetme
“Adalet mülkün/yönetimin temelidir” der durur ama bir türlü gereğini yapmazlar...
Gündemdeki sıcak konular vesilesiyle, bu köşenin asıl misyonu ve ana konusu olan “DÜZEN/SİSTEM” yani “ADİL DÜZEN” konularından uzak kalmıştık...
AYM Başkanı Haşim Kılıç’ın konuşması vesilesiyle kopan fırtına vesilesiyle, “İSLÂM’DA DEVLET DÜZENİNİ” yani “ADİL DÜZENİ” bir kere daha hatırlayalım; YASAMA, YÜRÜTME, YARGILAMA VE YÖNETME hatırlatmaları yapalım...
***
YASAMA insanların nasıl yaşayacaklarına ve nasıl çalışacaklarına dair kurallar koyar, kamunun yapacağı işlerle kamunun paylarını belirler, kişilerin davranışların ait kurallar koyar, Kurallara uymayanlara uygulanacak cezalar belirler. Yasamanın dört özelliği vardır. 1) Kişilere uygulanacak özel yasalar çıkarılmaz, yasalara aynı şartlarda olan herkes eşitlik içinde uymak zorundadır. 2- Yasalar gelecek zamanlar için konur ve yerine başka kanun getirinceye kadar yürürlüğü devam eder. 3- Yasalar kuralları ifade eder, yorumu ise uygulayıcılara aittir. Yani yürütenler yasaları kendileri yorumlarlar. Hata ederlerse yargı düzeltir. Yasama yoruma müdahale edemez. Geriye doğru bir uygulama yapılamaz. 4- Yürütme yasalar içinde özgürdür. Yanlış yaptığı zaman kendisine verdiği zararı ödetir. Uygularken herkes yasalara tâbidir. Kendi yorumuna göre uygular, resmi yorumcu yoktur.
YÜRÜTME… Yürütmenin de dört özelliği vardır. 1- Herkesin güvenceli bir ehliyeti vardır. Ehliyetli olanlar iş yaptıklarında bir hata yaparlarsa, kendileri değil onlara güvence veren dayanışma ortaklıkları tazmin eder. 2- Uygulama yapanların uygulama yapabilmeleri için ehliyetlerine göre kredileri vardır. Bu kredi onların hakkıdır. Bu kredi yasalarla belirlenmiştir, başkalarının takdirlerine bırakılamaz. 3- Uygulamada çıkan nizalar geçici olarak işin sorumlularınca çözülür. Her uygulayan o işin sorumlusuna uymak veya oradan ayrılmak zorundadır. 4- Uygulamada doğan zararlar sonra hakemler tarafından karara bağlanarak giderilir. Haklarda gadr vardır diye uygulama durdurulamaz, işler geciktirilemez.
YARGILAMA… Yargılama dört esasa dayanır. 1- Her yargılamanın mutlaka davacı ve davalı diye iki tarafı olacaktır. İki tarafı olmayan dava olmaz. Hakemleri bu taraflar seçecek, başhakemi hakemler seçecektir. 2- Dava geçmişteki bir olayla ilgili olmalıdır. Gelecekte olacak bir olay hakkında dava açılamaz. Geçmişte de her olay için ayrı dava açılır. Emsal kararlar söz konusu değildir. 3- Karar yalnız davalı ve davacıyı bağlar. Üçüncü şahıslar hakkında bu karar geçersizdir. Sadece karar kısmı bağlar. Gerekçeler ve açıklamalar bağlayıcı değildir. 4- Yargı kararı kesindir, ne kendisi ne de başkası değiştiremez. Kazanan haksız da olsa bir daha kaybetmez. Kaybeden artık eski borçlusuna dava açmaz. Ancak yargı aleyhinde dava açar, haksız karar vermişlerse onu kamu tazmin eder.
YÖNETME… Yönetmenin de dört temel ilkesi vardır. 1- Yargı kararlarına herkes kendi isteği ile uyar, borçlu ise öder. Suçlu ise kendi ayağı ile gelir ve icrasını sağlar. Kişiye yakalama, tutuklama, gözaltına alma diye bir işlem yoktur. Hukuk düzeninde suç işlemeye mâni olunmaz, suç işleyene ceza verilir. 2- Hakem kararlarına uymayanlara borç-alacak davaları, borcunu ödemeyenlere iflas hükmü uygulanır. Kredi alamaz, borçlanamaz. Borç veren olursa alacaklı onun aleyhine alacak davasını ikame edemez. 3- Cinai davalarda ise kişi kendi isteğiyle infazına izin verir. İdam sehpasına ayağı ile gider. Kimse infaza zorlanmaz. 4- İnfaza rızası ile katılmayanlara karşı yönetim devreye girer. Zorla infaz etmez. İnfaza imkânı olduğu halde iştirak etmeyeni bertaraf eder. Öldürür ve çukura atar. Gerekirse öldürme ödülleri konabilir.
***
İşte… “İSLÂM DEVLET DÜZENİ” budur...
Diğer detaylar “İSLÂM DEVLET VE DÜNYA DÜZENİ” kitabımız (büyük boy, iki cilt, 1200 sayfa) ile bu konuda yazılmış binlerce makalelerimizde…
Umulur ki ilgililer ve yetkililer bir an önce uyanır ve gereğini yapmaya yönelirler…