III. Binyıl ‘Adil Düzen Medeniyeti’ kuruluyor…
Önce tesbit ve teşhis…
Dünya “Miladi” başlarında değişir ve yeni medeniyet kurulur. Yeni medeniyet iki medeniyetin sentezi ile doğar. Bir ulus bunu yapar. Çağımızda, İslâm medeniyeti ile Batı medeniyetinin senteziyle “III. Binyıl Medeniyeti” kuruluyor. Bu yeni medeniyeti kurmakla Türk Milleti, bu millet içinde de “Millî Görüş ve Adil Düzen Çalışanları” görevlidir...
Sömürü sermayesi I. Dünya Savaşında imparatorlukları yıkıp dinler arası denge yerine “rejimler arası denge” kurmak istedi. II. Dünya Savaşı’ndan sonra dünya ikiye bölündü, son devreyi de “rejimler çatışması” ile geçirdik ve yakın geçmişimize kadar gelebildik… Günümüzde bu denge de bozuldu; insanlık/dünya “yeni dengesini/düzenini” arıyor...
Sorun, ana sorun, “SOSYAL TUFAN” seviyesindeki asıl sorun budur...
“ADİL (EKONOMİK) DÜZEN”den başka çözüm üreten var mı?..
Yok ise; neler olacağını veya olması gerektiğini bir bir yazalım.
Evet, “tesbit ve teşhis” böyleyse; elbette sonrasında “çare, çözüm ve tedavi”…
“III. Binyıl Medeniyeti” ile insanlık ve dünya düzeni yeniden yapılanacaktır.
1- III. Binyıl Medeniyeti “değerleri ölçen para”ya dayanan medeniyet olacak... Her şey para ile ölçülmekte, her şey para ile elde edilmekte... Bugün “faiz karşılığı çıkarılan para” dünyaya hâkim... Gelecekte “emeğe dayanan para” dünyaya hâkim olacak; “Altın, Demir, Buğday ve Toprak Parası” çıkarılacak, “faiz” yerine “kredileşme” gelecek...
2- Tekel sömürü sermayesinin varlığı sona erecek, büyük sermaye faizsiz kâr esası içinde çalışarak varlığını sürdürecek... Kooperatifler “Genel Hizmetleri” (Adil Düzen’de Genel Hizmetler” kitabımız yayımlandı; 493 sayfa, 25 Genel Hizmet anlatılıyor) görecek, işletmeler üretecek, üretilenlerin mübadelesi sermayeye ait olacak... Kredi kamu tekelinde olacak, değiştirmeyi ise tekelsiz rekabet içinde olan sermaye kullanacak...
3- İşçiye yani emeğe kredi verilecek, işveren borçlandırılacak... İşçi ile işveren arasında asla müdahale olmayacak... Sosyal haklar kamunun yükümlülüğünde olacak... Üretirken liberal, yaşarken sosyal adaleti gerçekleştiren yeni bir dünya düzeni olacak...
5- Kamu işleri kooperatifler şeklinde ve vakıflar aracılığı ile işletilecek... Yönetim ekonomiye karışmayacak... Devlet alınan vergiler ile güvenliği sağlayacak...
6- İnsanlık birlik içinde olacak, insanlığın uygarlaşması için de tüm insanlar birlikte hareket edecek... İnsanlık ekonomik topluluklar kuracak... Her kıta bir topluluk olacak... Topluluklar yerinden yönetimle yönetilecek... Yeryüzü ülkelere ayrılacak... Ülkelerin ekonomik birimleri ve bölgeleri olacak... Ülkeler illere ayrılacak, illerin ekonomik merkezleri ve bölgeleri olacak... İller bucaklara ayrılacak... Bucaklar birer hücre durumunda olup tüm sosyal faaliyetler yerinden yönetimle olacak...
7- Yerinden yönetimde merkezi kanunlar ve yöneticiler taşra birliklerine karışamazlar; yasalar buralarda geçerli değil… Merkezler taşradakilerin temsilcilerinden oluşacak, sadece merkez bucaklarını yönetecek, taşraya hükmetmeyecek, taşraya “hizmet” verecek...
8- Bucaklar ocaklara ayrılacak ve her ocak bağımsız yaşayacak... Halk beğenmediği ocağı ve bucağı değiştirecek (hicret demokrasisi), taşınmazları cari değerle kamu satın alacak... “Adil Düzen”de “ekseriyet demokrasisi” yoktur, “hicret demokrasisi” vardır.
9- Her türlü anlaşmazlıklar “hakemlerce” çözülecek… Hakemlerin birini bir taraf, diğerini diğer taraf seçecek; başhakemi ise tarafların hakemleri seçecek... Hakem kararları kesin olup temyizi olmayacak... Yargı tüm kuruluşların üstünde olacak; “hakemlerden oluşan yargı” parlamentonun da devlet başkanlarının da üstünde olacak...
10- Eğitim ve öğretim serbesttir... İmtihan yapıp ehliyeti tevcih ise kamuya aittir... Öğreten not vermez, vermemeli... Notu vermek görevi; seçilmiş ama ders vermeyen ilim adamlarına ait olacak… (Not: Bu maddelerin detayları önceki ve gelecekteki yazılarımızda.)
Değişen dünya buraya doğru gitmekte, “yeni bir dünya düzeni” kurulmakta...
Bu yeni dünya düzeni de “Adil (Ekonomik Düzen”dir, “Adil Düzen Medeniyeti”dir.