AKP ve Cemaat 2002’den önce neydi, ne oldu?
Kur’an ve ilim çalışmalarımızdaki tevafuk ile musibetlerden alınası nasihatler devam ediyor…
‘1960’ların sonunda İzmir’de Akevler ve Gülen Cemaati işe başladı, birlikte İslâmî cihad yapıyorlardı. Akevler’in onlardan ayrılması metot üzerine idi. Onlar faizli sistemde para kazanalım, cari sistemde taraftar bulalım, gerekli tavizleri verelim ve büyüyelim diyorlardı. / Biz diyorduk ki; haramlarla ve kandırma oylarla İslâmiyet’e hizmet olmaz… Birden büyüme yerine Akevler’de meşru kazanalım, faizli iş yapmayalım, kamu yardımı almayalım, vergi kaçırmayalım, şeriat dışı iş yapmayalım… Ortaklarımız kazansınlar, size oradan pay versinler, siz de onunla siyaset yapın, cemaat yapın… Aidatlı dernekler ve vakıflar kurmayalım; kooperatifler kuralım, gelirlerle siyaset yapalım, irşad yapalım, ilim yapalım... / O zamanki sömürü sermayesi onlara günlük kazançları gösterdi ve onlar da o kazançlara ulaştılar; büyüdüler, malları ve cemaatleri oldu, dünyaya hükmeder oldular. / Akevler ise kendi çabası içinde kaldı. Ortaklarımızdan ayrılmak isteyenleri hemen ayıramadık, seneleri beklemek zorunda kaldık...
Bugün yeryüzüne faizci sömürü sermayesi hâkimdir. Çıkardığı karşılıksız faizli parası sayesinde sermayesi sonsuzdur. İstediğini yapmaktadır. Devletleri askeri müdahalelerle emrine almıştır. Mason teşkilatı ile dünyadaki ekonomiye hâkimdir. Üniversiteler emrindedir ve ateizmin yaygarasını yapmaktadırlar. Dinler itilmiş durumdadır. / Sömürü sermayesi dinleri ortadan kaldıracağını sanmış, beş yüz sene din aleyhinde sistemler oluşturmuştur. Buna rağmen dinler ayaktadır. Sermaye artık dinleri yenemeyeceğini anlamıştır. Bu sefer dinleri organize ederek dinler arası savaşı yeniden canlandırmak istemektedir. Türkiye’de AK Parti’nin karşısında MHP ve CHP’yi birleştirip, Gülen Cemaati’ni de onların propagandisti yaparak yeni bir birlik oluşturma çabasındadır.
Görülüyor ki samimi olarak şeriatın içinde kalan Müslümanlar kenara itilmiş ama muhalifler sermaye ile işbirliği yaparak eskiden zengin oldular. Bunlar Akevler’i ve onun metodunu dışladılar, cari düzende zengin oldular. AK Parti Millî Görüşü dışladı, zengin olup iktidar odu. Risale-i Nur şakirtleri Millî Görüşe karşı çıktılar ve zengin oldular. Nur şakirtleri içinde de samimiler kenara itildiler, öbürleri ise dünyaya hükmediyorlar. / Bugün samimi Yahudiler de kenara itilmişlerdir, oysa Tevrat’ı istismar edenler dünyaya beş yüz senedir hükmediyorlar. Hazreti İsa’nın müntesipleri mağaralarda üç asır zulüm gördüler, Pavlusçular ise bugün dünyanın yarısına hâkimdirler.
Eğer bu âyet (Tevbe, 9/85) olmasa, samimi olanların hep ezildiğini görecek ve reyblere (şüphelere) düşecektik. Bu âyet ise bunu anlatmakta, bu da mucize olmaktadır. Demek ki bütün bu olaylar takdir-i ilâhilerdir. Kur’an bütün bunları bildirmektedir. On senelik Medine Devleti hayatında bu olayların hepsini görmek mümkün değildir. / İzmir Akevler’in (Akevler Sitesi’nin) arsasını aldığımız zaman, bir kilometre kadar mesafede yol yoktu. Ortaklar hemen ‘belediyeye başvuralım, yolumuzu yapsın’ dediler. Ben itiraz ettim; ‘biz belediyelerden daha fakir değiliz’ dedim, hep beraber ‘onların hakkı bize geçmesin’ dedik ve yolu kendimiz yaptık. Belediye bize yardım etmedi, biz ona yardım ettik. / Akevler’in mallarını yani mal varlıklarını hep gasp ettiler ama biz varlığımızı sürdürüyor ve haram işlememeye çalışıyoruz. / Onların malları ile canları ile çok olmaları sizi icab etmesin; ah, benim de onlar gibi varlıklarım olsun demeyin. Neden? / Çünkü haramlar insanlara hayır getirmez. Haram malları sonunda o topluluk kusar, acısını çeker. Kur’an bunu açıkça bildirmekte, onunla onlara azap etmeyi murat etmektedir.
Adil Düzen Çalışanlarının en çok dikkat etmeleri gereken budur. Siz biraz varlık gösterdiğiniz zaman hemen size yanaşırlar ve daha fazla kazanç teklif ederler. Açığınızı gözler ve sizi kendinize uydurmaya zorlarlar. Nasılsa uzakta olanların bunlardan haberi olmaz. Siz de onları doyurursunuz ve geçici olarak rahat edersiniz ama onlar doymazlar. / Cemaat’in/Camia’nın 2002’de ne kadar mal varlığı vardı; ne kadar okulu vardı; ne kadar polis kadrosu vardı; ne kadar üniversitesi vardı; ne kadar öğretmeni vardı? AK Parti iktidar olmasaydı bunlar olacak mı idi? / Biz Akevler olarak sadece bir tek belediyenin yönetimini istedik; İzmir Karabağlar’a aday adayı koyduk ama Ak Parti yöneticileri bizim aday adayımızı bile aday göstermediler! / Oysa Akevler olmasaydı Ak Parti’nin olmayacağını herkes çok iyi bilir. / Bugün AK Parti’ye muhalefet eden Cemaat/Camia mensupları 2002’de ne idiler, bugün ne oldular? Ama onlar doymazlar. İşte, AK Parti şimdi kendi eliyle o yaptıklarının cezasını çekiyor. Cemaat/Camia/Hizmet de İslâm düzenini getirmek yerine faizli cari zalim düzende büyümeyi ve Risaleleri de bırakarak kişileri büyütmeyi yeğledi, F. Gülen’i mabut hâline getirdi. Elbette bunda sadece F. Gülen’in günahı olduğu söylenemez...’ (s.11-13; 759. seminer notlarından… Devamı var…)