RP'NİN ADİL DÜZENİ ÜZERİNE-1-YENİ DÜNYA DERGİSİ MAYIS-1994 SAYISI-YARD.DOÇ.SÜLEYMAN AKDEMİR'LE
Takdim
Süleyman Akdemir. AdiI Düzen'in önde gelen teorisyenlerinden, Akdemir'in hayatı çok renkli, hareketli ve yoğun. Birkaç yıl önce Kırgızistan'da Devlet Üniversitesi' nde misafir öğretim üyeliği yaptı. Bu arada Devlet Başkanı Asker Akayev'in danışmanlığında da bulundu. Akdemir, sevecen, rahat, akademik ve güven verici konuşmasıyla son seçimlerde medyanın bir hayli ilgisini topladı. Akdemir ile arkadaşlarının Adil Düzen çerçevesinde ele alınabilecek yayınlanmış çok sayıda kitabları var. Akdemir kitaplarının yanında yurtiçinde ve yurt dışında çok sayıda konferans, brifing ve diğer organizelere katılarak Adil Düzen’Ie alakalı tebliğler sundu.
Biz sayın Akdemirle Adil Düzen'i konuştuk. Adil Düzen şüphesiz çok geniş bir konu. Biz söyleşimizde ancak bir kısmını ele alabildik. Bu geniş, güncel ve acil konuda; özellikle Batı'nın "Yeni Dünya Düzeni" ni mazlum ülkelere dayattığı bir dönemde alternatif sistem ve düzen arayışlarının müslümanların üzerine "farz-ı ayn" olduğu bu önemli konuda yeni çalışmalarda buluşmak ümid ve dileğiyle...
Reşat Nuri Erol-Erol Erdoğan
ADİL DÜZEN, ÖZELLİKLE KAPİTALİST VE SOSYALİST SİSTEMDEN EKONOMİK AÇIDAN HANGİ NOKTALARDA AYRILIYOR?
Temel fark; iktisadi bölüşümdedir. Kapitalist sistemde girdilerin aldığı payı sermaye belirlerken; sosyalist sistemde bu payları devlet belirlemektedir. Adil Düzen’de ise, devlet ekonomiye bir ortak-paydaş olarak girer, kendi payını yüzde olarak alır, diğer girdiler (toprak-tesis, emek, sermaye) anlaşma ile paylarını belirlerler. Yani işçilik sistemi yerine paydaşlık (ortaklık) sistemi benimsenmiştir. Ayrıca, sosyalizm hem faizi hem kârı reddeder. Kapitalizm ikisini de serbest bırakır. Adil Düzen ise, faizi yasaklıyor, kârı serbest bırakıyor.
FAİZ NİÇİN YASAK?
Faiz piyasa ekonomisini engelliyor, tekelleşmeye neden oluyor ve rekabeti ortadan kaldırıyor. Dolayısıyla üretimi düşürüyor. Bu açıdan faiz zina gibidir. Zina da çoğalmayı ve özellikle sağlıklı gelişmeyi engeller.
ADİL DÜZEN SİSTEMİNİ OLUŞTURURKEN ÖRNEK ALDIĞINIZ BİR ÜLKE VAR MI? ÖRNEĞİN SUUD YA DA İRAN...
Hayır, hem Suud hem İran ikisi de
kanunlarını Batı’dan almışlardır. Fark sadece başka başka ülkelerden alınmış olmasıdır. Bunlar örnek olamaz.
PEKİ ADİL DÜZEN NASIL BİR ORTAMDA RAHAT UYGULANIR?
Teokratik sistemlerde Adil Düzeni uygulamak mümkün değil. Tek parti yönetiminde de uygulanmaz. Adil Düzenin uygulanması demokrasinin olmadığı baskıcı ve dayatıcı yerlerde çok zordur. Adil Düzen şu anda en rahat Türkiye’de ve Orta Asya Cumhuriyetleri’nde uygulanabilir. Yani sömürgeci ülkeler dışında her ülke bu sistemi uygulayabilir.
ADİL DÜZENİ KISACA NASIL ÖZETLERSİNİZ, TEMELİ NEDİR?
Adil Düzen, insanın doğasından hareket eden ve toplumu bu açıdan ortaya koyan bir sistemdir. İnsanın duygusu, düşüncesi, iradesi ve ünsiyeti olmak üzere dört temel melekesi vardır. Bunlar toplumda dört temel kurum olarak karşımıza çıkar: 1)Dini kurumlar 2)İlmi (bilimsel) kurumlar 3)İktisadı kurumlar 4)Siyasi (idari) kurumlar. Bu dört temel kurumun da dört temel fonksiyonu var; denetim ,yasıma ,yürütme ve yargı fonksiyonu. İşte bu kurumların toplum içinde nasıl yer alacağının belirlenmesi gereklidir Bu düzenlemenin adil ve insan fıtratına uygun olması lazım. Burada ilk prensip; isteyen istediği dine inanır ve yaşar. Ancak hiç kimse bir başkasına bu konuda baskı yapamaz.İkinci
prensip: Bilimsel kurumlarda çoğul-
cu ve rekabete dayalı eğitim olmalı.
Üçüncü prensip iktisatla alakalı. Bunu
daha önceki sorunuzda söyledim. Faiz
yasak kâr serbest. Biz faize karşı ve
alternatif bir unsur olarak adil bölüşü-
mü ve "selem’’i getirdik. Son prensip
de idari sistemle alakalıdır. Burada
da çoğulculuk ve rekabet esastır.
Bu, tek tip çözümün karşıtıdır. İdare-
nin hepsi başkan hariç rekabete dayalı-
dır. Başkan da seçim sırasında reka-
betle seçilir.
PEKİ ADİL DÜZEN’E İSLAM’IN ÇAĞ-
DAŞ BİR YORUMU İÇTİHADI DENEBİLİR
Mİ?
Evet, bu bir içtihaddır. Çünkü ha-
yat devam ediyor, yeni problemlere
yeni içtihadlar gerekiyor. Zaten İs-
lam’ı içtihadsız anlamak mümkün de-
ğildir.
ADİL EKONOMİK DÜZEN FAİZE KARŞI
“SELEM” SİSTEMİNİ GETİRİYOR. HALBUKİ
SELEM BİR RUHSAT DEĞİL Mİ?
Hayır, selem ruhsat değildir. Faiz,
Hz. Peygamber döneminde çok yay-
gındı. Hem Mekke hem de Medine
devrinde. Zaten faizi yasaklayan aye-
tin peşinden selemle ilgili ayet gel-
miştir. Selem ve selem senedi sözü iyi
anlaşılmalı. Senet bugün para karşılığı
kullanılır. Bizim içtihadımıza göre; se-
lemle ilgili ayet, selem adı altında kar-
şılıklı paranın nasıl çıkarılacağını ön-
görür, bir nevi.
ŞU ANDA SAYILARI ÇOĞALAN FAİZSİZ
FİNANS KURUMLARI ADİL EKONOMİK
DÜZEN’İN ÖNCÜLERİ Mİ, BUNLARIN SİS-
TEMLERİYLE SİZİN ANLAYIŞINIZ PARALEL
Mİ?
Hayır! Bana göre onlar kâr adı al-
tında faizi uyguluyorlar. Bunu kendi-
lerine de anlattık. Onlar murabahayı
esas alıyorlar. İslam Hukuk Tari-
hi’nde, murabaha “faiz”e kılıf arama
anlayışıdır. Özel finans kurumları bu-
nu geliştirip model haline getirmişler-
dir. Ancak ben şuna inanıyorum: Ta-
rihte faiz uygulaması nasıl murabaha ile başlamışsa, bu defa faizsiz uygulamalara yine murabaha ile geçiş sağla-
nabilir. Çünkü bu işlem sayesinde di-
ğerişlem çeşitleri de araştırılmaya başlanacak.
SAYIN ERBAKAN HOCA, DÜNYA İSLAM BİRLİĞİNDEN BAHSEDERKEN
TÜRKİYE'NİN İSLAM ÜLKELERİNİN LİDERİ OLA-
CAĞINI SÖYLÜYOR. HATTA O ÜLKELERE İHRACAT YAPACAĞIMIZI BELİRTİYOR. BU BİR SÖMÜRÜ ÇARKINI OLUŞTURMAYACAK
İslam ülkelerinin şimdi zaten çoğu sömürülüyor. Ancak bu bir işbirliği ol
malı, işbirliği ve dayanışmaya dönüş-
meli. Yani sömürmeden işbirliğine
ADİL DÜZEN’DE BANKALARIN VE BORSANIN DURUMU NE OLACAK?
Bankasız bir hayat düşünülemez Fakat bankalar bu devirde tefecilik yapıyorlar. Bankaların tefecilik dışındaki işlemleri aynen devam edecektir.
Bizim anlayışımıza göre tek borsa yeterli değil. Gayrimenkul hisseleri ile işletme hisselerinin satılacağı borsalar ayrı olmalı. Mesela şu anda Eczacıbaşı batsa, menkul ve gayri menkul değerleri bir anda sıfıra iniyor. Bu yanlış, halbuki bizim sistemimizde menkul ve gayri menkul hisse senetleri ayrı ayrı olduğundan işletmenin batması tesis sahiplerinin batması anlamını taşımaz.
SAYIN ERBAKAN BİZ VERGİ ALMAYACAĞIZ, BÜTÜN VERGİLERİ KALDIRACAĞIZ, DİYOR. BU NASIL OLACAK?
Kaldırılacak olanlar haksız ve yanlış vergilerdir. Bina, tesis ve emeğin vergisi olmayacak. Vergi devletin genel hizmet payı olarak üretimden alınacaktır.
PEKİ TOPLUMSAL DÜZENDEN NEYİ ANLIYORSUNUZ? DEMOKRASİDEN ANLADIĞINIZ NE?
Bazıları demokrasiyi çoğunluğun hakimiyeti olarak izah ediyorlar. Bizde ise herkesin hakkının korunması esastır. İsteyen istediği sisteme göre yaşar. Biz Adil Düzen’le çoğulculuğa dayalı bir arada yaşama formülünü ortaya koyuyoruz. Devletin işi müdahale değildir, sadece yönetmektir. Yani insanların kendisine verdiği vekaletle, onların istediklerine göre yönetmektir. Bu noktada alevi, sünni, müslüman, ateist ayrımı yapılmaz.
PEKİ HEM MÜSLÜMAN HEM LAİK OLDUĞUNU İDDİA EDEN VE KENDİSİNİN MEDENİ HUKUKA GÖRE YARGILANMASINI İSTEYENLER...
Nasıl istiyorlarsa o hukuka göre yargılanırlar. Bir kişi, ben müslümanım ve Iaikim dedikten sonra, o istemediği halde ona İslam hukukunu (şeriatı) dayatamazsınız.
ADİL DÜZENDE TEBLİĞ NASIL OLACAK? DEVLETİN TEBLİĞ GÖREVİ NEDİR.?
Devletin görevi tebliğ ortamı oluşturmaktır. Yani grupların rahatça gö- rüşlerini ortaya koyabilecekleri, onları kitlelere ulaştırabilecekleri ortamı sağlamaktır. Yoksa devletin bir görüşü insanlara zorla kabul ettirme gibi bir fonksiyonu yoktur. Bu sağlanan özgür ortamda kimin görüşü güzelse, temelleri sağlamsa o yayılma fırsatı bulur. Zaten hak ve doğru olan görüş böyle ortamlarda kendiliğinden taraftar bulur.
AĞIR SANAYİ 80 ÖNCESİNDE OLDUĞU GİBİ YİNE RP’NİN TEMEL POLİTİKASI MI?
Bu ağır sanayiden ne anladığınıza bağlı. Ağır sanayiden sanayileşen sanayiyi anlıyorsanız bu değişmez. Ancak, artık ekonomide standardizasyon gelişti. Büyük işletmeler yerine standardizasyonlara dayalı küçük işletmeler hem daha verimli hem daha ekonomik
olarak yer alıyor. Sovyetlerin ekonomik çöküş nedeni büyük ve hantal işletmelerdir. Batı Avrupa ve Amerika’nın çöküşü de bu dev işletmelerden olacak. Büyük işletmelerin getirdiği sorunlar artık önüne geçilemez boyutlara ulaşmıştır.
ADİL DÜZEN’İN BAŞKANLIK SİSTEMİ ÖNERDİĞİ DOĞRU MU?
Evet, ancak Hakem Başkanlık Sistemi. Bu bugünkü başkanlık sistemlerinden farklıdır. Bu sistemde dört meclis; dini, siyasi, iktisadi ve ilmi meclis vardır adem-i merkeziyet esastır.
ADİL DÜZENE GEÇİŞTE CİDDİ KRİZLER YAŞANIR MI?
Hayır. ben tersini düşünüyorum.Biz sermayeye karşı değiliz,faize karşıyız.Bu sistem sadece çıkarcılara karşıdır.
Üstelik Adil düzen yürürlüğe konursa çıkarlar dengeleneceğinden ve paylaşım adil olacağından herkesin işine gelecektir.Bundan sadece tefeciler,yolsuzluk yapanlar rahatsız olurlar.
ADİL DÜZEN’DE BİRTAKIM TEŞEB-
BÜSLERDE AHLAK KURUMUNDAN BAHSE-
DİLİYOR, BU NEDİR?
Bu bir teminat sistemidir. Bugün,
bir kişi belediye başkanı oluyor, görevi
sırasında malı götürüyor, ailesine, sü-
lalesine yediriyor. Sonra tetkik ediyor-
sunuz, ancak zararı karşılayan yok.
Adamı yakalıyorsunuz, içeri atıyorsu-
nuz. Ama zararı kim karşılayacak? İş-
te biz bu sistemle bunun teminatını
oluşturuyoruz. Bu bir akile (dayanış-
ma) sistemidir. Önceki tasniflerde ol-
duğu gibi bunun da dini, ilmi, siyasi
ve iktisadi akile şekilleri vardir. Hz. peygamber zamanında da siyasi akile vardı. Kabile anlayışında bu vardı. Diyet kabile tarafından ödenirdi. Mesela bilimsel bir projenin uygulanmasında birhata olursa bunu üniversite karşılamalıdır. Çünkü Adil Düzen’de bunlar üniversitenin teminatında olur. Mesela, dini bir kurum, bir adama kefil olmuş; o adamın yaptığı eylemlerden o dini grup, kurum sorumludur. Çünkü o adama kefil olmuşsunuz.
(Adil Düzenle ilgili röportajlar, eğer okuyucularımızın ilgisi olursa, ileriki sayılarda da devam edecektir. Okuyucularımızın sorularını da bekliyoruz).