RP'NİN ADİL DÜZENİ ÜZERİNE-1-YENİ DÜNYA DERGİSİ MAYIS-1994
Süleyman Akdemir
407 Okunma
RP'NİN ADİLDÜZENİ ÜZERİNE-1-YENİDÜNYA DERGİSİMAYIS-1994

RP'NİN ADİL DÜZENİ ÜZERİNE-1-YENİ DÜNYA DERGİSİ MAYIS-1994 SAYISI-YARD.DOÇ.SÜLEYMAN AKDEMİR'LE

Takdim

Süleyman Akdemir. AdiI Düzen'in önde gelen teorisyenlerinden, Akde­mir'in hayatı çok renkli, hareketli ve yoğun. Birkaç yıl önce Kırgızistan'da Devlet Üniversitesi' nde misafir öğre­tim üyeliği yaptı. Bu arada Devlet Başkanı Asker Akayev'in danışmanlı­ğında da bulundu. Akdemir, sevecen, rahat, akademik ve güven verici ko­nuşmasıyla son seçimlerde medyanın bir hayli ilgisini topladı. Akdemir ile arkadaşlarının Adil Düzen çerçevesin­de ele alınabilecek yayınlanmış çok sayıda kitabları var. Akdemir kitapla­rının yanında yurtiçinde ve yurt dışında çok sayıda konferans, brifing ve di­ğer organizelere katılarak Adil Dü­zen’Ie alakalı tebliğler sundu.

Biz sayın Akdemirle Adil Düzen'i konuştuk. Adil Düzen şüphesiz çok ge­niş bir konu. Biz söyleşimizde ancak bir kısmını ele alabildik. Bu geniş, güncel ve acil konuda; özellikle Ba­tı'nın "Yeni Dünya Düzeni" ni maz­lum ülkelere dayattığı bir dönemde al­ternatif sistem ve düzen arayışlarının müslümanların üzerine "farz-ı ayn" olduğu bu önemli konuda yeni çalış­malarda buluşmak ümid ve dileğiyle...

Reşat Nuri Erol-Erol Erdoğan

ADİL DÜZEN, ÖZELLİKLE KAPİTALİST VE SOSYALİST SİSTEMDEN EKONOMİK AÇI­DAN HANGİ NOKTALARDA AYRILIYOR?

Temel fark; iktisadi bölüşümdedir. Kapitalist sistemde girdilerin aldığı payı sermaye belirlerken; sosyalist sis­temde bu payları devlet belirlemekte­dir. Adil Düzen’de ise, devlet ekono­miye bir ortak-paydaş olarak girer, kendi payını yüzde olarak alır, diğer girdiler (toprak-tesis, emek, sermaye) anlaşma ile paylarını belirlerler. Yani işçilik sistemi yerine paydaşlık (ortak­lık) sistemi benimsenmiştir. Ayrıca, sosyalizm hem faizi hem kârı redde­der. Kapitalizm ikisini de serbest bıra­kır. Adil Düzen ise, faizi yasaklıyor, kârı serbest bırakıyor.

FAİZ NİÇİN YASAK?

Faiz piyasa ekonomisini engelli­yor, tekelleşmeye neden oluyor ve re­kabeti ortadan kaldırıyor. Dolayısıyla üretimi düşürüyor. Bu açıdan faiz zina gibidir. Zina da çoğalmayı ve özellikle sağlıklı gelişmeyi engeller.

ADİL DÜZEN SİSTEMİNİ OLUŞTURUR­KEN ÖRNEK ALDIĞINIZ BİR ÜLKE VAR MI? ÖRNEĞİN SUUD YA DA İRAN...

Hayır, hem Suud hem İran ikisi de

kanunlarını Batı’dan almışlardır. Fark sadece başka başka ülkelerden alınmış olmasıdır. Bunlar örnek olamaz.

PEKİ ADİL DÜZEN NASIL BİR ORTAM­DA RAHAT UYGULANIR?

Teokratik sistemlerde Adil Düzeni uygulamak mümkün değil. Tek parti yönetiminde de uygulanmaz. Adil Dü­zenin uygulanması demokrasinin ol­madığı baskıcı ve dayatıcı yerlerde çok zordur. Adil Düzen şu anda en ra­hat Türkiye’de ve Orta Asya Cumhuri­yetleri’nde uygulanabilir. Yani sömür­geci ülkeler dışında her ülke bu siste­mi uygulayabilir.

ADİL DÜZENİ KISACA NASIL ÖZETLER­SİNİZ, TEMELİ NEDİR?

Adil Düzen, insanın doğasından hareket eden ve toplumu bu açıdan ortaya koyan bir sistemdir. İnsanın duygusu, düşüncesi, iradesi ve ünsiyeti olmak üzere dört temel melekesi vardır. Bunlar toplumda dört temel ku­rum olarak karşımıza çıkar: 1)Dini kurumlar 2)İlmi (bilimsel) kurumlar 3)İktisadı kurumlar 4)Siyasi (idari) kurumlar. Bu dört temel kurumun da dört temel fonksiyonu var; denetim ,yasıma ,yürütme ve yargı fonksiyonu. İşte bu kurumların toplum içinde nasıl yer alacağının belirlenmesi gereklidir Bu düzenlemenin adil ve insan fıtratı­na uygun olması lazım. Burada ilk prensip; isteyen istediği dine inanır ve yaşar. Ancak hiç kimse bir başkasına bu konuda baskı yapamaz.İkinci
prensip: Bilimsel kurumlarda çoğul-
cu ve rekabete dayalı eğitim olmalı.
Üçüncü prensip iktisatla alakalı. Bunu
daha önceki sorunuzda söyledim. Faiz
yasak kâr serbest. Biz faize karşı v
e
alternatif bir unsur olarak adil bölüşü-
mü ve "selem’’i getirdik. Son prensip
de idari sistemle alakalıdır. Burada
da çoğulculuk ve rekabet esastır.
Bu, tek tip çözümün karşıtıdır. İdare-
nin hepsi başkan hariç rekabete dayalı-
dır. Başkan da seçim sırasında reka-
betle seçilir.

PEKİ ADİL DÜZEN’E İSLAM’IN ÇAĞ-
DAŞ BİR YORUMU İÇTİHADI DENEBİLİR
Mİ?

Evet, bu bir içtihaddır. Çünkü ha-
yat devam ediyor, yeni problemlere
yeni içtihadlar gerekiyor. Zaten İs-
lam’ı içtihadsız anlamak mümkün de-
ğildir.

ADİL EKONOMİK DÜZEN FAİZE KARŞI
“SELEM” SİSTEMİNİ GETİRİYOR. HALBUKİ
SELEM BİR RUHSAT DEĞİL Mİ?

Hayır, selem ruhsat değildir. Faiz,
Hz. Peygamber döneminde çok yay-
gındı. Hem Mekke hem de Medine
devrinde. Zaten faizi yasaklayan aye-
tin peşinden selemle ilgili ayet gel-
miştir. Selem ve selem senedi sözü iyi
anlaşılmalı. Senet bugün para karşılığı
kullanılır. Bizim içtihadımıza göre; se-
lemle ilgili ayet, selem adı altında kar-
şılıklı paranın nasıl çıkarılacağını ön-
görür, bir nevi.

ŞU ANDA SAYILARI ÇOĞALAN FAİZSİZ
FİNANS KURUMLARI ADİL EKONOMİK
DÜZEN’İN ÖNCÜLERİ Mİ, BUNLARIN SİS-
TEMLERİYLE SİZİN ANLAYIŞINIZ PARALEL
Mİ?

Hayır! Bana göre onlar kâr adı al-
tında faizi uyguluyorlar. Bunu kendi-
lerine de anlattık. Onlar murabahayı
esas alıyorlar. İslam Hukuk Tari-
hi’nde, murabaha “faiz”e kılıf arama
anlayışıdır. Özel finans kurumları bu-
nu geliştirip model haline getirmişler-
dir. Ancak ben şuna inanıyorum: Ta-
rihte faiz uygulaması nasıl murabaha ile başlamışsa, bu defa faizsiz uygulamalara yine murabaha ile geçiş sağla-
nabilir. Çünkü bu işlem sayesinde di-
ğerişlem çeşitleri de araştırılmaya
başlanacak.

SAYIN  ERBAKAN HOCA, DÜNYA İSLAM BİRLİĞİNDEN BAHSEDERKEN

TÜRKİYE'NİN İSLAM ÜLKELERİNİN LİDERİ OLA-
CAĞINI SÖYLÜYOR. HATTA O ÜLKELERE İHRACAT YAPACAĞIMIZI BELİRTİYOR. BU BİR SÖMÜRÜ ÇARKINI OLUŞTURMAYACAK

 

İslam ülkelerinin şimdi zaten çoğu sömürülüyor. Ancak bu bir işbirliği ol
malı, işbirliği ve dayanışmaya dönüş-
meli. Yani sömürmeden işbirliğine

ADİL DÜZEN’DE BANKALARIN VE BORSANIN DURUMU NE OLACAK?

Bankasız bir hayat düşünülemez Fakat bankalar bu devirde tefecilik ya­pıyorlar. Bankaların tefecilik dışındaki işlemleri aynen devam edecektir.

Bizim anlayışımıza göre tek borsa yeterli değil. Gayrimenkul hisseleri ile işletme hisselerinin satılacağı borsalar ayrı olmalı. Mesela şu anda Eczacıbaşı batsa, menkul ve gayri menkul değer­leri bir anda sıfıra iniyor. Bu yanlış, halbuki bizim sistemimizde menkul ve gayri menkul hisse senetleri ayrı ayrı olduğundan işletmenin batması tesis sahiplerinin batması anlamını taşımaz.

SAYIN ERBAKAN BİZ VERGİ ALMAYA­CAĞIZ, BÜTÜN VERGİLERİ KALDIRACAĞIZ, DİYOR. BU NASIL OLACAK?

Kaldırılacak olanlar haksız ve yan­lış vergilerdir. Bina, tesis ve emeğin vergisi olmayacak. Vergi devletin ge­nel hizmet payı olarak üretimden alı­nacaktır.

PEKİ TOPLUMSAL DÜZENDEN NEYİ ANLIYORSUNUZ? DEMOKRASİDEN ANLA­DIĞINIZ NE?

Bazıları demokrasiyi çoğunluğun hakimiyeti olarak izah ediyorlar. Biz­de ise herkesin hakkının korunması esastır. İsteyen istediği sisteme göre yaşar. Biz Adil Düzen’le çoğulculuğa dayalı bir arada yaşama formülünü or­taya koyuyoruz. Devletin işi müdahale değildir, sadece yönetmektir. Yani in­sanların kendisine verdiği vekaletle, onların istediklerine göre yönetmektir. Bu noktada alevi, sünni, müslüman, ateist ayrımı yapılmaz.

PEKİ HEM MÜSLÜMAN HEM LAİK OL­DUĞUNU İDDİA EDEN VE KENDİSİNİN MEDENİ HUKUKA GÖRE YARGILANMASI­NI İSTEYENLER...

Nasıl istiyorlarsa o hukuka göre yargılanırlar. Bir kişi, ben müslümanım ve Iaikim dedikten sonra, o iste­mediği halde ona İslam hukukunu (şe­riatı) dayatamazsınız.

ADİL DÜZENDE TEBLİĞ NASIL OLA­CAK? DEVLETİN TEBLİĞ GÖREVİ NEDİR.?

Devletin görevi tebliğ ortamı oluş­turmaktır. Yani grupların rahatça gö- rüşlerini ortaya koyabilecekleri, onları kitlelere ulaştırabilecekleri ortamı sağ­lamaktır. Yoksa devletin bir görüşü in­sanlara zorla kabul ettirme gibi bir fonksiyonu yoktur. Bu sağlanan özgür ortamda kimin görüşü güzelse, temelleri sağlamsa o yayılma fırsatı bulur. Zaten hak ve doğru olan görüş böyle  ortamlarda kendiliğinden taraftar bu­lur.

AĞIR SANAYİ 80 ÖNCESİNDE OLDUĞU GİBİ YİNE RP’NİN TEMEL POLİTİKASI MI?

Bu ağır sanayiden ne anladığınıza bağlı. Ağır sanayiden sanayileşen sa­nayiyi anlıyorsanız bu değişmez. An­cak, artık ekonomide standardizasyon gelişti. Büyük işletmeler yerine stan­dardizasyonlara dayalı küçük işletme­ler hem daha verimli hem daha ekono­mik

olarak yer alıyor. Sovyetlerin eko­nomik çöküş nedeni büyük ve hantal işletmelerdir. Batı Avrupa ve Ameri­ka’nın çöküşü de bu dev işletmelerden olacak. Büyük işletmelerin getirdiği sorunlar artık önüne geçilemez boyutlara ulaşmıştır.

ADİL DÜZEN’İN BAŞKANLIK SİSTEMİ  ÖNERDİĞİ DOĞRU MU?

Evet, ancak Hakem Başkanlık Sistemi. Bu bugünkü başkanlık sistemle­rinden farklıdır. Bu sistemde dört meclis; dini, siyasi, iktisadi ve ilmi meclis vardır adem-i merkeziyet esastır.

ADİL DÜZENE GEÇİŞTE CİDDİ KRİZLER YAŞANIR MI?

Hayır. ben tersini düşünüyorum.Biz sermayeye karşı değiliz,faize karşıyız.Bu sistem sadece çıkarcılara karşıdır.

Üstelik Adil düzen yürürlüğe konursa çıkarlar dengeleneceğinden ve paylaşım adil olacağından herkesin işine gelecektir.Bundan sadece tefeciler,yolsuzluk yapanlar rahatsız olurlar.

ADİL DÜZEN’DE BİRTAKIM TEŞEB-
BÜSLERDE AHLAK KURUMUNDAN BAHSE-
DİLİYOR, BU NEDİR?

Bu bir teminat sistemidir. Bugün,
bir kişi belediye başkanı oluyor, görevi
sırasında malı götürüyor, ailesine, sü-
lalesine yediriyor. Sonra tetkik ediyor-
sunuz, ancak zararı karşılayan yok.
Adamı yakalıyorsunuz, içeri atıyorsu-
nuz. Ama zararı kim karşılayacak? İş-
te biz bu sistemle bunun teminatını
oluşturuyoruz. Bu bir akile (dayanış-
ma) sistemidir. Önceki tasniflerde ol-
duğu gibi bunun da dini, ilmi, siyasi
ve iktisadi akile şekilleri vardir. Hz. peygamber zamanında da siyasi akile vardı. Kabile anlayışında bu vardı. Di­yet kabile tarafından ödenirdi. Mesela bilimsel bir projenin uygulanmasında birhata olursa bunu üniversite karşılamalıdır. Çünkü Adil Düzen’de bunlar üniversitenin teminatında olur. Mese­la, dini bir kurum, bir adama kefil ol­muş; o adamın yaptığı eylemlerden o dini grup, kurum sorumludur. Çünkü o adama kefil olmuşsunuz.

(Adil Düzenle ilgili röportajlar, eğer okuyucularımızın ilgisi olursa, ileriki sayılarda da devam edecektir. Okuyucularımızın sorularını da bekliyoruz).

 

 

 

 

 


RP'NİN ADİL DÜZENİ ÜZERİNE-1-YENİ DÜNYA DERGİSİ MAYIS-1994
1-RP'NİN ADİLDÜZENİ ÜZERİNE-1-YENİDÜNYA DERGİSİMAYIS-1994
407 Okunma

© 2024 - Akevler