19.06.2020
“Yetmez ama evet” denilince...
Akıllara Emre Uslu sinsiliği geliyor, biliyorum... Adem Yavuz Arslan pişkinliği geliyor, biliyorum... FETÖ’cülere özgü her türlü yavşaklık geliyor, biliyorum.
*
“Yetmez ama evet” denilince...
*
Hepimizin kulakları tırmalanıyor, biliyorum... Akıllara antipatik liberalizm denilen olgu geliyor, biliyorum... Oyuna geldiğinin farkında olmayan bilgiçliği anımsıyoruz, biliyorum...
Sevimsizlik abidesi o sözü hatırladım: Yetmez ama evet
*
Fakat tüm bu olumsuz çağrışımlara rağmen...
İstanbul, Ankara ve Bursa’da maskeye zorunluluk getirildiği anda...
Dudaklarımdan dökülüverdi “Yetmez ama evet” sözü...
*
Şehirlerarası ulaşımın tamamen serbest olduğu şu süreçte...
Bazı şehirlere zorunluluk, bazı şehirlere serbestlik getirmenin hiçbir mantığı yok.
*
Daha önce de söylemiştim, bir kez daha söylüyorum:
Maske tüm Türkiye’de zorunlu olmalı!
Yazının tamamı için tıklayın
Yorum:
Analitik bakış
Ahmet Hakan galiba sokağa çıkmıyor.
Maske zorunlu ama çok kimsede maske çenede.
Niçin çenede?
İnanmıyor maskeye. İnanmayan insana inanmadığı bir işi yaptırmaya zorlarsan bu şekilde sonuç alırsın.
Bana göre de işin bu aşamasında maske zorunluluğu gereksiz. Zaten hastalık normal seyrinde ilerliyor. Hastanelerimiz tıka basa dolu olmadığı gibi boş bile denebilir. Yapılan iki tane 1000 yataklı hastane var ama hasta yok.
Artık Corona gündem olmaktan çıkmalı. Türkiye ağır geçirmiyor be enfeksiyonu. Sürekli bununla yaşayan bir topluluk iş yapamaz hale gelir.
Hastalık bu şekilde uzun yıllar devam edebilir. Türkiye’nin antikor haritası çıkmadan bunu bilmek zor ama eldeki rakamlarla hasta sayısı toplumun çok küçük bir oranı olduğundan yıllarca sürecek gibi duruyor. Yıllarca maskelerle mi yaşayacak bu topluluk? Yıllarca tedirgin mi yaşayacak bu topluluk?
Olaylara analitik bakmak lazım. Geçmişle şimdi arasındaki rakamlar kıyaslanmalı. Değişimler ölçülmeli. Panikle karar verilmemeli. Fayda-zarar analizi yapılmalı. Ondan sonra topluluğu ilgilendiren kararlar alınmalı.